English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ Y ] / Yüzüne bak

Yüzüne bak traduction Portugais

469 traduction parallèle
Yüzüne bakılmayacak biri değilsin.
Ainda és bonita.
Biliyor musun, kimi zaman sabahları kalkıyorum onun yüzüne bakınca benim de ödüm kopuyor.
Sim? Madge, achas que devias deixá-lo andar por aí sozinho?
Yüzüne bak!
Olha para a cara dela!
Yüzüne bakın.
Olhem a cara dele.
Issie bir insanın yüzüne bakıp, onun katil olup olamayacağını söyleyebilir.
Issie consegue dizer olhando o rosto duma pessoa se ele ou ela será capaz de assassinar.
henüz öldüğünde yüzüne bakıyorum... ve gözyaşlarına boğuluyorum.
Mas quando vi o seu rosto morto comovi-me até chorar.
Yüzüne bakınca herşeyi buradakilerden daha iyi bildiğin belli oluyor.
É muito ousadia sua pôr os pés aqui no rancho.
Yüzüne bak.
Olha para o seu rosto.
Şimdi yüzüne bak.
Olhe para seu rosto agora.
İşimiz bitince evli erkekler eşlerinin yüzüne bakıp, makyajlılarsa tabi, onlara haddini bildirecekler.
Eles poderão olhar para as respectivas mulheres, se elas estiverem bem arranjadas, e metê-las na ordem.
Amelung'un yüzüne bakıp görmeyi bekliyemem.
Não vejo a hora de ver a cara de Amelung.
Yüzüne bakıp gülümsememeye çalışacak. "Zayıf ama güzel" diyecek.
Vai olhar-te, tentar não sorrir e depois dirá : "É magricelas, mas é bonita."
Yüzüne bak...
Olhe para a sua face!
Yüzüne bakıp günah içinde ölmek istemiyorum.
Não quero morrer em pecado a olhar para a tua cara!
Yüzüne bak.
Olha a cara dele!
Ama kızımın yüzüne bak, ona aşık, onu istiyor...
Mas veja só a minha filha Ela o ama Ela o quer
İnsanın yüzüne bakıp içini okumanın yolu yok.
Não há arte que descubra no rosto a construção da mente.
- Yüzüne bak!
- Olhem para a cara.
Küçük kızın yüzüne bak.
Olha para a cara dessa rapariga.
Restoran şefine söyler misiniz lütfen, masaları ve sandalyeleri öyle yerleştirsin ki, Bay Bianchi, doktor ve ben onlara gerçeği açıkladığım sırada yolcuların yüzüne bakıyor olalım.
Pode pedir ao condutor que arrume mesas e assentos para que o Sr. Bianchi, o Dr. e eu informemos sobre a solução do crime?
Sevgili dostlarım... pek yüzüne bakılacak durumda değil.
Meu caros amigos. Não é grande coisa para ser admirada, pois não?
Tanrı yüzüne bakıyor, hala en iyisi sensin.
Deus te abençoe! Ainda és a mais simpática de todas.
Yüzüne bak.
Veja o rosto dele.
Yüzüne bak.
Podes vir-te na cara dela.
Yüzüne bak.
Olhe para si...
Senin yüzüne bakıyorum ve bir bok görmüyorum.
Estou a um palmo de ti, e não vejo nada.
Yüzüne bakıp da bu söyleyeceklerimi söyleyemezdim.
Não sou capaz de te dizer cara a cara, o que tenho para dizer.
Yüzüne bak.
Olhe para esta cara.
Keyfin bilir! Yüzüne bakıyorum.
Mas eu sou da tua conta.
Çok hızlı olacak ve o aynı zamanda kızın yüzüne bakıyor olacak.
Será rápido e ele estará a olhar para ela nessa altura.
Yüzüne bak!
Olha para a cara dele!
Yüzüne bak.
Olha para a tua cara.
Ve yüzüne bakıp "Sorun ne?" dedin.
Olhou para ele e disse : "o que é que tens?"
Pek yüzüne bakıIır gibi olmasan da.
Apesar de não seres nada de especial.
Bay Thornton'un şu güzel yüzüne neredeyse son kez bakıyorsunuz.
Estão prestes a ver pela última vez... o belo sorriso do Sr. Thornton.
Ne yapacağım? Bruce'un yüzüne nasıl bakarım? - Bana bak Hildy.
Como é que vou poder olhar para o Bruce?
Çok kan kaybetti. Doktora ihtiyacımız var, yüzüne bir bakın.
A bala acertou-lhe no osso, deve estar deslocado.
Yüzüne, tenine bir bak.
- Não é só isso. Observe a cara, a pele.
Şu yüzüne bir bak, Tom.
Olhe para a tua cara, Tom.
Şu haline bak, şu küstah yüzüne bak!
Virgem Santa!
Yat uyu, güzelce dinlen, sabah kalk... ve aynada yüzüne bir bak.
Vai para a cama, descansa, levanta-te de manhä... e olha-te no espelho.
Yüzüne bak.
Olhe para a cara dele.
Utanır ve küçülür. Pantolonunu yüzüne giyse daha iyidir. Bak!
Usar calças na fronha!
Bak yüzüne, yüzünden okunmuyor mu?
Olha para ele.
Şu yüzüne bir bak.
Olha a cara dela.
Yüzüne bir bak.
Viste o olhar dele?
Bak, tek yaptığım beni aptal yerine koyamayacağını söylemek ve... o cam parçasını yüzüne fırlatmak oldu.
Eu disse-lhe que não fizésse de mim, palhaço e eu atirei-lhe o copo à cara.
Şu anda yüzüne mi bakıyorum?
Estou a olhar para a tua cara?
Yoldaşın yüzüne bir bak!
Um rosto tem aqui o camarada!
Sen yüzüne bak asıl!
Olha a cara dele!
Millet bakın, Luke gelmiş ve hediyesi yok ama biz bunu onun yüzüne vurmayacağız, değil mi?
Vamos construir a tua sala de exercicio. Não te quero ver infeliz. Eu é que não te quero ver infeliz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]