English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ Z ] / Zamanımız kalmadı

Zamanımız kalmadı traduction Portugais

276 traduction parallèle
Benimle gel ve bana yardım et,... pek zamanımız kalmadı.
Anda e dá-me uma mãozinha, não temos muito tempo.
Fazla zamanımız kalmadı.
Estamos tramados. Não nos resta muito tempo.
- Çok zamanımız kalmadı.
- Não temos muito tempo.
Zamanımız kalmadı.
Não há tempo.
Zamanımız kalmadı.
Ficámos sem tempo.
Pek fazla zamanımız kalmadı.
Não temos muito mais tempo.
Hiç zamanımız kalmadı.
Não temos tempo.
Her zaman aynı şey, hatunlar... Fazla zamanımız kalmadı.
- Para que estamos aqui na palheta?
Bizim de çok zamanımız kalmadı, değil mi Beth?
- Em breve somos nós dois, Beth.
Zamanımız kalmadı.
Simples.
Korkarım fazla zamanımız kalmadı.
Já não temos muito mais tempo.
- Zamanımız kalmadı.
- Näo temos tempo.
Zamanımız kalmadı.
Estamos a ficar sem tempo.
Zamanımız kalmadı.
O tempo esgotou-se.
Pek fazla zamanımız kalmadı.
Isso não nos deixa muito tempo.
Ripley, pek zamanımız kalmadı!
Ripley, o tempo está a esgotar-se!
Fazla zamanımız kalmadı
Não há tempo.
Zamanımız kalmadı. Holli'yi nerede buluruz?
Não temos tempo para miúdas inocentes.
Ayrıca, zamanımız kalmadı, demeyecek misin?
Além disso, não me vai dizer que o tempo acabou?
Zamanımız kalmadı!
Não temos muito tempo.
Birincisi, zamanımız kalmadı.
Vamos ter de parar, porque não posso continuar.
Zamanımız kalmadı.
lmpossibilitei completamente o nosso encontro.
Çok fazla zamanımız kalmadı.
Não temos muito tempo.
Zamanımız kalmadı.
Acabou o tempo.
- Zamanımız kalmadı.
- O tempo está a esgotar.
Keşke olsaydı ama Gölge gemilerinin Centauri Başgezegeni'nde üslenmiş olması ve Vorlon filosunun yaklaşması yüzünden zamanımız kalmadı.
Eu gostava que houvesse, mas com as naves das Sombras baseadas em Centauri Prime... e os Vorlons a caminho, nós não temos mais tempo.
Başka zamanımız kalmadı.
Não temos mais tempo.
Zamanımız kalmadı efendim.
Não temos mais tempo, senhor.
Çok zamanımız kalmadı.
Não temos muito tempo.
Bu da fazla zamanımız kalmadığını söylüyor.
Bem, isso não nos dá muito tempo.
- Fazla zamanımız kalmadı. 1 : 36 : 30.
- Está a ficar apertado : 1 : 36 : 30.
Çok fazla zamanımız kalmadı.
Temos pouco tempo.
Hiç zamanımız kalmadı.
Estamos sem tempo.
- Fazla zamanımız kalmadı.
- Nao temos muito tempo.
Fazla zamanımız kalmadı!
Não temos muito tempo.
Luther, zamanımız kalmadı.
Luther, está a esgotar-se o tempo.
Diğer iletişim seçeneklerimizi denemek için fazla zamanımız kalmadı.
Não temos muito tempo para jogos de negociações indirectas.
- Fazla zamanımız kalmadı.
- Temos pouco tempo.
Tamam. Fazla zamanımız kalmadı.
- Temos de ir já para o aeroporto.
Zamanımız kalmadı.
Falta só uma hora.
Fazla zamanımız kalmadı.
Não temos muito tempo.
Çekmecemde çorabım kalmadı. Ödevlerime yardım edecek zamanınız bile yok.
Já nem sequer tens tempo para cozinhar para mim.
Zamanımız kalmadı.
Tem que...
Fazla büyük usta kalmadı. Zamanımızın gerçek kötülüğü budur.
O verdadeiro mal do nosso tempo é já não existirem grandes mestres.
Yetişmek için fazla zamanınız kalmadı bayım.
Estamos a ficar apertados de tempo.
Zamanımız kalmadı.
Não temos tempo...
Yardımcı gücü saptırıcılara aktaracak zamanımız var mı? Efendim, yeterli güç kalmadı.
Temos tempo de encaminhar energia auxiliar para os defletores, Chefe?
Ona ihtiyacımız kalmadığı zaman.
- Quando já não precisarmos dele.
Zamanımız kalmadı.
Está na hora.
Zamanımız kalmadı Frank.
Umas duas horas.
- Fazla zamanımız kalmadı.
Há que libertar a sua amiga e o ministro antes disso.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]