Çok iyi değil traduction Portugais
1,711 traduction parallèle
İki küçük kızım var ve küçük olanı Hayley, çok iyi değil.
Eu tenho duas filhas pequeninas. A mais nova, a Hayley, não está muito bem.
Çok iyi değil.
Não é muito boa.
Anne babası çok iyi değil mi?
Os pais dela não são o máximo?
Çok iyi değil biliyorum ama, deniyorum Annie.
Não é maravilhoso, mas estou a tentar, Annie.
Bu kitabın konusu çok iyi değil, değil mi?
Esse livro não tem grande trama, pois não?
Çok iyi değil mi anne?
Não é extraordinário, mãe?
Çok iyi değil.
Muito bem, não é lá muito bom.
"Çok iyi değil mi?"
"Ele não é bom a fazê-lo?"
Ses çok iyi değil ama görüntü kalitesi beklediğimden daha iyi.
O som não é muito bom, mas a imagem é melhor do que eu esperava.
Ağıç evımden olan resmimiz var. dokuz yaşımdayken yapmıştım. Çok iyi değil mi?
Temos uma foto em frente da minha casa na árvore que construí quando tinha 9 anos.
Çok iyi değil mi? Ne dersin?
Oh, ele é bom, não é?
Çok iyi bir resim değil. Bende daha iyisi var.
A fotografia não é boa.
Michael daha yeni tanıdığı bu adamın kaybetmesiyle yıkılıyor. Ve bu illa ki babası çok iyi bir insan olduğu için değil. Ama bence Michael hayatlarında asla onlara sahip çıkacak birileri olmayan annelerini ya da babalarını hiç tanımamış yıllarca bu kişinin nasıl biri olacağına onunla nasıl bir ilişkisi olacağına dair hayaller kurmuş herhangi bir genç erkek ya da kız çocuğu gibi.
Michael ficou devastado... pela morte desse homem que ele mal conhecia... e não porque o seu pai era necessariamente um homem bom... mas como qualquer outra criança... que nunca teve certas influências na vida... que nunca conheceu o pai ou a mãe... tem anos de fantasias guardadas sobre quem essa pessoa pode ser... como a relação com essa pessoa poderia ter sido.
Çok güzeldi... İyi yaptık işte, öyle değil mi?
Mesmo assim é porreiro... é bom, divertimo-nos muito.
Bu çok iyi olurdu değil mi?
Mas era fixe, não seria?
İkiniz de bu halinizle çok tatlısınız, ve işler Miami'de nasıl yapılır bilmiyorum ama Hollywood'da gece klübünde böyle iş avlamak iyi bir teknik değil.
São os dois muito giros. Não sei como funcionam os negócios em Miami, mas, em Hollywood, andar à procura de negócio em discotecas, não é uma boa técnica, é patético.
İnsanlarla aram çok iyi değil, seninse iyi.
Eu não sou bom com pessoas, e você é.
Çok önemli bir şey değil. Bu sabah kafamı çarptım ve Henry kafama baktırmamın iyi bir fikir olacağını düşündü.
Nada de especial, bati com a cabeça e o Henry achou melhor fazer isto.
Gerçekten çok iyi, değil mi?
Tem, sem dúvida, as suas qualidades, não?
Çok iyi bir katil değil.
- Ele não é um bom assassino.
Fransızcam çok iyi değil.
Eu não falo francês.
Daha değil. çok değil, ama biraz dinlensem iyi olur.
Ainda não... estão a começar, mas preciso de me deitar.
Ve O da çok iyi biri, değil mi Alan.?
E ela é porreira. Ela não é porreira, Alan?
Zekice adını öğrenme zahmetine girme çünkü... Iş için çok iyi, değil mi? Bir emlak ya da bok için gidecek...
Ele é muito bom em seu trabalho, e acredita que ele deve vender casas.
Hayır bu kötü değil, çok iyi, aslar, dağıt onları.
A carta é boa. Ás é bom.
Bu daha iyi. İçerisi çok havasızdı, değil mi?
Assim está melhor, está muito calor ali dentro.
Görünümünüz değil çok da iyi
Que não estais no vosso máximo
Marslı olmayı zaten çok iyi biliyorsun, değil mi?
Do qual você já sabe muito, certo?
Çok kötü değil ama pek iyi de değil.
Não é que seja nada. Também não é algo.
- Bayağı yetenekli, değil mi tatlım? - Evet, çok iyi.
Ele é mesmo bom...
Bu çok aptalca bir yatırımdı, değil mi? Annen bana daha iyi bir tavsiye vermeliydi.
Kemp, volta, estão a cantar a tua canção.
Biz, erkeklerimizin istedikleri zaman neler yapabileceğini çok iyi biliyoruz, değil mi?
Nós sabemos isso, não é? Sobre o nosso homem. O que conseguem fazer quando se comprometem.
- Hayır, çok iyi, değil mi?
- Não, isto é bom, não é?
- Çok iyi, değil mi?
- Bem, é a melhor, certo?
Çok iyi, değil mi?
É óptimo, verdade?
Yeterince iyi değil. Saklanabilmek için çok masraf yapıyoruz.
O suficiente para recuperar custos e pagar algumas dívidas.
Çok iyi, ancak bütün bunlar yüzünden mahkemede değil miyiz?
Isso é muito bom, mas é por isso que nós iremos a corte, não é Richie?
hayır henüz değil.. Çok iyi anlamadın.
Não, ainda não, tenha paciência.
O'nu çok iyi tanımıyordun, değil mi?
Não o conhecias assim tão bem, pois não?
Çok iyi öldürürsün, değil mi?
Tu és um matador, não és?
- Mücevher işlemeleri. Ortaçağ tekniği, değil mi? Çok iyi.
A disposição das gemas é uma técnica medieval, não é?
Çok iyi, değil mi?
Saí-me bem, não foi.
Ailen bana çok iyi davrandı Sharpay, ama seninle şarkı söylemek işimin bir parçası değil.
Os teus pais têm sido muito simpáticos, Sharpay, mas cantar contigo não faz parte do meu trabalho.
Gavin, programının ilk sonuçları orta batıda çok iyi çıkıyor. Ama şehir merkezlerinde pek iyi değil. Hem erkekler için de pek iyi değil.
Bem, Gavin, o programa está a testar muito bem no Midwest, mas não está a testar tão bem nas áreas urbana se não está a testar muito bem entre os homens.
Çok iyi, değil mi?
É bom, não é?
O lanet orospunun umrunda olacağından değil ama bana sanki Eddie ya da David çok daha iyi olur gibi geldi.
Não que essa puta desse alguma importância, mas Eu sentir-me-ia. Muito melhor se fosse o Eddie.
İnsanlara diğer taraftan umut mesajları getirebilmek çok daha iyi değil midir?
Não é muito melhor, conseguir trazer uma mensagem de esperança do outro lado?
oh cok iyi cocuk kotu fikir degil kesinlikle degil
Gosto deste rapaz. Não é má ideia. Nada má.
evet onu cok fazla degil ama seni cok iyi hatirliyorum..
Eu não lembro, tanto dela, mas... de si, lembro-me.
Çok iyi. Çok iyi biri, değil mi?
- Ele é um tipo porreiro.
Burayı çok iyi biliyorsun, değil mi?
Sabe muito sobre o lugar, não é?
çok iyiyim 275
çok iyisin 250
çok iyi 3262
çok iyi anlıyorum 64
çok iyi anladım 27
çok iyi olur 170
çok iyi biliyorum 33
çok iyi gidiyor 28
çok iyiydin 139
çok iyisiniz 98
çok iyisin 250
çok iyi 3262
çok iyi anlıyorum 64
çok iyi anladım 27
çok iyi olur 170
çok iyi biliyorum 33
çok iyi gidiyor 28
çok iyiydin 139
çok iyisiniz 98