English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ Ç ] / Çığlık at

Çığlık at traduction Portugais

714 traduction parallèle
- Çığlık atıyordu.
- Gritando.
Eğer buradan çıkmazsan ; çığlık atıp bütün hastaneyi başına toplarım.
- Aonde foi? Dá-me!
Kollarınla gözlerini kapat ve çığlık at. Hayatın için çığlık at.
Ponha os braços à frente dos olhos e grite, grite para salvar a vida.
Muhtemelen çığlık atıp duran hastalarla doludur.
provavelmente, um daqueles lugares de cercas altas e internos uivantes.
Aynı bir insan gibi çığlık atıyordu.
Gritava como um ser humano.
Haykır, bağır, çığlık at...
Grita, berra, chia...
İnsanlar daha çok çığlık atıyor.
O público pede mais.
Baba uyanık, anne çığlık atıyor, göz yaşı, suçlamalar, meydan okumalar!
O pai dela vai acordar, a mãe vai gritar. Haverá lágrimas e recriminações.
Kız çığlık atınca çocuk bağırmış ve adam kaçıp gitmiş.
Quando ele ouviu a rapariga gritar ele gritou e o homem fugiu depressa. .
Elindeki şey yüzünden çığlık atıyordu.
Ele estava aos gritos sobre essa coisa que tinha na mão.
Şu deli Grubb senin evini ateşe vermek için çığlık atıyordu.
Esse maluco do Grubb está gritando para queimarem a sua casa.
Fakat çığlık atın!
Mas gritem.
Yaşamak için çığlık atın!
Gritem pela vida de vocês.
Yaşamak için çığlık atın!
Gritem pela vida de vocês!
O gece çığlık atışınızı duydum.
Eu ouvi-a gritar nessa noite.
Korkmuştun ve çığlık atıyordun...
- Estavas assustado e a gritar....
Sen gülümserken bütün o korkunç geçmiş çığlık atıyor.
Walter, por favor, desculpa. Não, não. Desculpa.
# Bir çığlık at, hayat güzel, haykır
"Grita que a vida é bela" "Gríta"
# Bir çığlık at, hayat güzel, haykır
"Grita que a vida é bela " Gríta. "
# Bir çığlık at, hayat züppe, haykır
"Grita que a vida é bela" "Gríta"
# Bir çığlık at, hayat güzel, haykır
"Grita que a vida é bela"
Bunu yaparsanız, ben de çığlık atıp, üstümü parçalayarak bana saldırdığınızı söylerim.
Se o chamar, eu grito. Rasgo as roupas e digo que me tentou atacar.
Bir çığlık atıldı ışıklar yanmadan hemen önce bir el ateş edildi.
Então, houve um grito depois, antes de ligarem as luzes, houve um tiro.
Tekrarlıyorum, sizin gibiler çığlık atıyorlar bitmez ve dayanılmaz can çekişmede.
O pecador como vocês, dizia eu sofre uma agonia insuportável e sem fim.
Özellikle bir adam var yazar, yıkıcı eserlerin sahibi kanın için çığlık atıyordu.
Há também um homem um autor de literatura subversiva que só grita pelo teu sangue.
Kendi içimde çığlık atıyorum, bağırıyorum... ve tuzağa düşmüş bir hayvan gibi uluyorum.
No meu íntimo eu grito e uivo... como uma besta ferida
Çığlık at.
Ok, comece a gritar
Nüfusun yarısı... sırf bunların ne kadar saçma olduklarını görmediklerinden... çığlık atıyorladı.
Metade da população entrou em pânico apenas porque não podiam ver o quão tolos pareciam.
Sesini kesmezsen, çığlık atıp komşuları buraya toplarım.
Cala-te! Se não parares, grito e toda a gente virá aqui.
Çığlık atın, duyurun sesinizi!
Gritem, façam-se ouvir! Mais alto!
Uçağa binip kendimi tuvalete kilitliyorum. Ve Tucson'dan Los Angeles'e kadar çığlık atıyorum.
Eu entro no avião, me tranco no banheiro e grito todo o caminho de Tucson até Las vegas.
Erkekler ve kadınlar çığlık atıyorlardı!
Gritos de homens e de mulheres!
Lanet bir tünelde çığlık atıyorsun, hikayeler uyduruyorsun, yalanlar.
Gritas numa porcaria de um túnel, inventas histórias, mentiras.
Bazıları çığlık atıyordu.
Algumas estavam aos gritos.
Bana pas geçmeye başlayınca nasıl çığlık atıp "Yapma, Joe, senden utanç duyuyorum" demiştim.
Lembras-te que te gritei quando começaste a vir na minha direcção e eu só disse " Jesus, pára, Joe.
Kızlar bağrışıp, çığlık atıyorlardı!
As miudas estavam aos gritos!
Zira ne zaman trampetim elimden alınsa, çığlık atıyordum ve çığlık attığım zaman, değerli eşyalar tuzla buz oluyordu.
Assim, quando me tirassem o meu tambor, eu iria gritar. E quando gritasse, o que tinham de mais precioso, ia quebrar-se.
Okul bitti Bağır ve çığlık at
A escola acabou Grita, grita
Tek bildiğim, siz çığlık atınca onu ateşler.
Pelo que sei, ele dispara enquanto você gritar.
Betty, sen saçını çek. Jean, sen de çığlık at.
Betty, tu puxas o cabelo.
Delirmiş gibi çığlık at ve kendini suya at.
Faz-te de maluca, atura-te à água.
Çığlık at!
Grite.
Ben çığlık attım ve sen de kapıya doğru atıldın.
Eu comecei a gritar, tu corrias...
... çığlık atıyordu.
Ouvi-o gritar!
Peki niye çığlık atıyor o zaman, hippi?
Então porque está ela a gritar, sacana?
Ayağının altında çığlık atıyordu.
Gritava de dor debaixo do teu pé.
Yavaşça beşe kadar say ve sonra tüm gücünle çığlık at.
Conta até cinco bem devagar e depois gritas o mais que puderes.
Doğru zamanda atılan çığlık, hayatınızı kurtarabilir.
um grito, na hora certa, pode salvar sua vida.
Hadi şimdi çığlık atın.
- Agora, grite à vontade.
Daha iyi. Şimdi çığlık at.
Está melhor.
Çığlık atın hanımlar!
Gritem, mulheres!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]