Büyük ihtimalle traduction Russe
3,690 traduction parallèle
Ben büyük ihtimalle bu kızı sorgu için buraya çağıracağım.
Мне, наверное, придется вызвать ее на допрос!
Büyük ihtimalle, Parsa ve korumasına rastladığında müdahale etmeye çalışmış ve kendini öldürtmüş.
Наиболее вероятно, что когда он наткнулся на Парсу и его телохранителя, он попытался помешать им и его убили.
Yine geç kalacak büyük ihtimalle.
Похоже, опаздывает.
- Yok. Kaybolan da bir şey yok, yanlış giden soygun değildi büyük ihtimalle.
К тому же ничего не пропало, так что, по-видимому, это не пошедшее не так ограбление.
Onu da öldüren şey büyük ihtimalle bu.
Что, вероятно, и убило ее.
Şu an büyük ihtimalle ciğerlerim de gök mavisidir.
Из-за этого мои легкие, наверное, небесно-голубого цвета.
Onu öldürten şey büyük ihtimalle onlardı, görünmez bir katil değil.
Это, вероятно, и привело к ее убийству, а не какой-то злодей-медиум.
Ann, büyük ihtimalle Michigan'dan asla dönmeyeceksin o yüzden gizlice evine girip çantanı hazırladım.
Энн, ты наверное уже хочешь уехать в Мичиган навсегда, так что я пробралась в твой дом и собрала для тебя сумку.
Büyük ihtimalle o adamı kastediyorlardır.
Они наверняка имели в виду его.
- Büyük ihtimalle onu öldürürler.
Скорее всего придётся её усыпить.
Bu huzursuzluğun bir kısmı büyük ihtimalle dikkatimizi Stiles'tan başka bir şeye çekmek içindi.
Но вот беспокоит меня то, что это, скорее всего, было призвано отвлечь нас от того, что происходило со Стайлзом.
- Büyük ihtimalle yumurtlayan bir somon sahilde ıslak bir taş ve kuvvetli bir rüzgâr görmüşsündür.
Ты, наверное, видел нерест лосося, влажные камни на пляже и порыв ветра.
Steven bunun büyük ihtimalle yeni yazılımın hatası olduğunu düşünmüştü.
Стивен подумал, что это, вероятно, ошибка в новом программном обеспечении или что-то наподобие
Büyük ihtimalle kendisini kaçıranlardan kaçmaya ve onlarla dövüşmeye çalıştı.
Она, вероятно, пыталась убежать и дралась со своими похитителями.
Büyük ihtimalle ateşi yükseldi, ve tansiyonu da, spazmlar başladı...
Вероятно, у нее была высокая температура, артериальное давление, спазмы...
Ninem her zaman, "İlk kötü haberi söyle çünkü iyi haber büyük ihtimalle yalandır." derdi.
Моя бабуля всегда говорит : "Сначала плохие новости, потому что хорошие, скорее всего, неправда".
Büyük ihtimalle geç kalırım.
Скорее всего поздно вечером.
Birileri zarar görecek Zoe. Büyük ihtimalle biz de dahil birkaç kişi.
Послушай, кому то будет больно, Зои, наверно, нескольким людям, включая нас.
Büyük ihtimalle başlattığım sağlık kampanyası.
Вероятно, инициатива в области здравоохранения.
Bilemiyorum, Matthew Greenberg zorbaydı, ve büyük ihtimalle Beanie Bebeği'ni çaldı.
Я... не знаю. Ты знаешь, Мэтью Гринберга, он был хулиганом, и он, скорей всего, украл ту игрушку Бини Бэби.
Olabileceğim kadar iyiyim. Kalbimin paramparça olduğunu ve büyük ihtimalle yalnız başıma öleceğimi düşünürsek.
Все хорошо настолько, насколько может быть, учитывая, что мое сердце разбито и я, вероятно, умиру в одиночестве и все такое.
Onu bu kadar uzun hayatta tutan da büyük ihtimalle bu.
Возможно, это то, что поддерживало её жизнь всё это время.
Büyük ihtimalle sağlıklıdır.
Наверно, это нормально.
Büyük ihtimalle dünyanın sonuna yelken açtığımızdan korkuyorlar.
Они, вероятно, боятся, что мы плывем на край света.
Ancak tüm kurumların en eskisi de Kitabı arıyor ve büyük ihtimalle en güçlüsü sadece karanlık koridorlardaki fısıltılarda adı geçen bir kurum.
Тем не менее, самая древняя из всех организаций, ищущих книгу, и, возможно, самая могущественная, существует лишь слухом в тёмных коридорах.
Yara yüzeysel, yani bıçak büyük ihtimalle küçüktü.
Рана неглубокая, следовательно лезвие могло быть небольшим.
- Tabii, elbette. Büyük ihtimalle meşgulsündür.
Да.Да, Конечно, ты наверно занята Хорошо
Söyledikleri büyük ihtimalle doğru bile değildir.
Ладно, то, что он сказал наверняка даже не правда.
Büyük ihtimalle yaramazlık yapıyordur.
Она, вероятно, просто где-то пакостит.
Evet, büyük ihtimalle bu doğru.
Да, так и есть.
Büyük ihtimalle aç ve çaresiz bir tekne hırsızıydı.
Скорее всего, он просто лодку своровал... от голода и отчаяния.
Büyük ihtimalle gözcülerdi.
Похоже, небольшая группа разведчиков.
Büyük ihtimalle oralarda bir yerde evi var.
Возможно, у него было там укрытие.
Büyük ihtimalle polisin beni görmeye geleceğini ve onlara anlattığını doğrulamamı isteyeceklerini söyledi.
Он сказал, что полиция скорее всего зайдет ко мне и попросит меня подвердить то, что он собирался им рассказать.
Çünkü yaptığınız şeyler ki bunların belgeleri elimde. Şahitleri zorlama, rüşvet alma, para aklama. Bunlar sizi sadece eyalet ve federal hapishanelere sokmakla kalmaz iş yaptığınız kişiler yüzünden, büyük ihtimalle ölümünüze sebep olur.
Потому что ваши поступки, которым у меня есть подтверждение... подкуп свидетелей, взяточничество, отмывание денег, к примеру... это ведет не только к федеральному обвинению, но скорее всего вас убьют, из-за людей, с которыми вы имели дело.
DNA uyuşuyorsa, evet büyük ihtimalle yaşıyordur.
Если ДНК совпадёт, тогда да... скорее всего, она еще жива.
Gece vardiyam var. Büyük ihtimalle Billy'de kalırım.
У меня поздняя смена, скорее всего, переночую у Билли.
Getto mültecileri olabilir. Büyük ihtimalle etraflarından geçmek en iyisi olacak.
Возможно это беглецы из района.
Büyük ihtimalle ağabeyinin söylediğini yapman daha iyi, değil mi?
Возможно лучше делать то, что брат сказал, да?
Oğlum öldü. Tom, büyük ihtimalle öldü. Kızımı şaşırttın ve onu yalanlarınla besledin.
Мой сын мертв, Том возможно мертв, ты извратил мою дочь и кормил ее ложью.
Büyük ihtimalle Justin, kız arkadaşını Anita ile aldatıyordu ve ikisi otelde karşı karşıya geldiler bu noktadan sonra olaylar kötü gitti.
Скорее всего, Джастин изменял подружке с Анитой, они встретились в отеле, а потом все пошло наперекосяк.
Evet, ve büyük ihtimalle bu çok sıkıcı.
Скорее всего, так, и это скучно.
İddiaya girerim ki o telefonu Justin'e sen verdin büyük ihtimalle S.U.E'den birisi geçerken uğrayıp onunla yeniden çalışmak istediğini söyledi.
Бьюсь об заклад, это вы дали Джастину телефон, возможно, сказали, что кто-то из Института оставил его для Джастина.
Parayı ona getiren, öldürülen adam büyük ihtimalle oğlu değildi.
Человек, который принёс ему деньги, человек, которого он убил, не может быть его сыном.
Creutzfeldt-Jakob hastalığı tıkkafa beyin iltihabı ama büyük ihtimalle suçlu kuduz ve beyin dokusu hariç otopside gözükmez.
Есть несколько возможностей. Болезнь Крейтцфельда-Якоба, клещевой энцефалит, но вероятнее всего - бешенство, которое не выявишь при обычном вскрытии, за исключением исследования тканей мозга.
Şikayet etmek istemem ama büyük ihtimalle kısa bir süre sonra öleceğim.
Да, мне не нужно объяснять, но я, вероятно, скоро умру.
Kurcaladığın geçmişleri, büyük ihtimalle mesleğine mani olacak.
Их прошлое, которое вы раскопали, наверное, лишит его работы.
Flütçü büyük ihtimalle paralı askerdi.
Похоже, что он был наемником.
Brick ve ben büyük ihtimalle öğlene kadar onunla uğraşacağız.
Мы с Бриком пробудем с ней всё утро.
- Büyük ihtimalle çok yorulmuşlardır.
Знаешь что? Они... наверное, устали.
- Büyük ihtimalle çok erken atladım.
Я, наверное, выскочил слишком рано, да?
büyük 617
büyükbaba 717
büyükanne 565
büyük anne 71
büyük patron 23
büyük mü 50
büyük iş 25
büyük adam 60
büyük iskender 25
büyük baba 86
büyükbaba 717
büyükanne 565
büyük anne 71
büyük patron 23
büyük mü 50
büyük iş 25
büyük adam 60
büyük iskender 25
büyük baba 86