English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Russe / [ D ] / Da değil

Da değil traduction Russe

18,187 traduction parallèle
Hayır, o kadar da değil. Sonuçta şakasına evlendim ben, neyse.
например.
Sahne malzemesi ya da değil bu bıçak kurbanların yarasıyla bire bir uyuşuyor.
Реквизит или нет, но нож точно совпадает с ранами убитых.
Haksız da değil.
И она права.
Sizin ofis yukarıda değil miydi?
Разве он был не наверху?
- Clavermorelar'ı geri almak uzun vadede burada çalışmasının bir değeri olduğunu hissettirecek ki, sadece Bill tarafından da değil.
Получив Клэверморов, она сможет поверить, что ее работу здесь ценят. И не только Билл.
Bu kadar da değil, tehlikeli davranış geçmişi var.
И не только это, у него уже были признаки опасного поведения.
Seçilebilir ya da değil, yarın hiç birimiz ona oy vermeyeceğiz.
– Ну, так или иначе, никто из нас не будет голосовать за него завтра.
Pilcher burada değil. Jason da öyle.
ПИлчера тут нет, как и ДжЕйсона.
- Sadece bunlar da değil uyuşturucularla kafayı buluyormuş.
- Хорошо, Тэнди... - И не только это, у чувака сорвало крышу от наркотиков.
Tuzak ya da değil, bugün ellerimde ölecek.
Ловушка или нет, но сегодня она умрет от моих рук.
Bu şehre gidip gelmek için yeterli bir süre değil, ama... sığınak Manorville'de, ki orası da Ronkonkoma'ya daha yakın.
Этого времени не хватило бы, чтобы съездить в город и обратно, но... бункер находится в Манорвиле, и это гораздо ближе к озеру Ронконкома.
Bugün ya da bu akşam önemli değil.
Днем или ночью — не важно.
Birine ismini Google'da arattığını söylemek hiç kolay değil.
Очень сложно признаться кому-то, что ты его гуглишь.
Yanarsanız da umrumda değil.
если вам жарко.
Çok da eski değil.
Не слишком убого.
Çok da kötü değil.
Ничего плохого.
- O kısmı da hatırlıyorsun, değil mi?
Ты помнишь эту часть, не так ли? - Да.
Herkes partnerini 6'da eve bırakacak değil mi?
Напомнить, что все уходят домой до шести?
Birbirimiz için değil, ilk başta da olmadı.
Сначала не друг к другу.
Güvenli değil, ayrıca Gus, Shorty'nin barı ya da Champ'in kamyonetinin arkası da güvenli değil.
- Но там мой коврик для йоги! Ж : - Это не безопасно,
Hadi ama bu iblis lanetini ya da lanetli yerleşim yerini ilk duyuşum değil.
М : Мне не впервой слышать о М : демонических проклятиях и дьявольских союзах.
Ya bu ya da hiçbiri, değil mi?
Либо это, либо ничего, так?
O yüzden, ya bekarları tedavi eden yerlere bakmaya devam edeceğiz ya da Art ve Nancy'yi göndereceğiz ki bu açıkça belli ki, benim tercih edeceğim bir şey değil.
Либо мы будем искать клиники, которые принимают одиночек, либо отправим Арта и Нэнси. Разумеется, я бы этого не хотела.
Evet, tıbbî sanat için bölgelere ayrılmış, değil mi? Burası kar amacı gütmeyen bir kuruluş bu da rayiç bedeline karşılık vergi indirimi olduğu anlamına geliyor.
И это зона для медицинского искусства, то есть некоммерческого предприятия, что означает налоговую скидку с рыночной цены.
Çünkü bu içki içme meselesi değil! Ya da...
Потому что не от выпивки и не от таблеток, или к чему еще вы там пристрастились, у вас зависимость.
Kazansam da, kaybetsem de önemli değil.
Это не имеет значения.
Görünüşe göre, meydana çok da uzak değil.
Это недалеко от театрального района.
Kalmam ya da gitmem sana bağlı değil.
Не тебе решать, останусь я или уеду.
Yapma Pete. Horace o kadar da kötü değil.
Ладно тебе, Пит, Хорас не так уж плох.
Çok da zeki değilsin değil mi? Çöpe attım.
Бог мой, а ты не очень то умён, да?
İnsan ya da doğanın ötesinde bir güç ama mucizede olduğu gibi iyilik değil kötülük adına.
Сила нечеловеческая, не от природы — и не то чудо во благо, ибо во зло.
Kötü, nekrotik bir bağırsak da fena değil.
Но некротическая кишка тоже ничего.
O kadar da kötü değil.
Там не так уж и плохо.
O kadar da kötü değil.
Все не так уж и плохо.
Ya da zorlanmadı çünkü söylemedin değil mi?
Или нет, потому что... Ты не сказал ей, да?
Elvis, korsan ya da çizgi film karakteri değil.
Он не Элвис или пират, или мультяшный герой.
Burda kontrol bende ya da sende değil.
Мы с тобой здесь ничего не решаем.
İşimiz önemli, evet. Ama bu ; su, ekin ya da toprak örnekleriyle ilgili değil.
Наша работа важна, да, но дело не в воде, не в кукурузе, не в почве.
Doğal bir şey değil. Bazı erkeklerde gördüğümüz dövüş yaralarına da benzemiyor.
Это неестественно, и непохоже на боевые шрамы, которые мы видели у некоторых мужских особей.
Hayır, zenginlik ya da unvan falan değil.
Не заглавия книг.
Henry ile sen, yaşananları tartışıyordunuz. Henry gittikten sonra ise, seninle başka konuları da konuştuk, değil mi?
Вы с Генри многое упомянули, а после его ухода мы и остальное обсудили.
Ve eğer o yukarıda bir yerlerdeyse, buraya geldiğimizi çoktan biliyordur, değil mi?
Если он рядом, то уже знает о нас.
Bir şey yapmak ya da bir şey yapmamak, değil mi?
Ничего не делать или помочь, так?
Tam da gününü bulmuşsunuz, değil mi?
Отличный денёк выдался.
Burası okadar da kötü değil.
Здесь не так уже и плохо.
Ne? Başkları kadar yakışıklı ya da cesur değil ama bilge ve kendine değer veren biri.
- Он не так привлекателен, как некоторые, не так смел, но он мудр и ценит свою шкуру.
Kocam, orayı sadece first lady olarak değil aynı zamanda bir doktor olarak da ziyaret etmemi istedi.
Мой муж попросил меня представлять его не только в качестве первой леди, но и как врача.
Sadece first lady olarak değil, aynı zamanda bir doktor olarak da...
Не только в качестве первой леди, но и как врача.
- Evet. O kadar da kötü değil.
Ага, она не так уж плоха.
Hepsi o kadar da kötü değil.
Ну не все же они плохие.
Gerçi madde istismarının çok da nadir görülen bir şekli değil. Depresyon tedavisi gören birçok genç kalplerine verdiği zararı bilmeden metamfetamin kullanıyor. - Ama burada çarpıcı bir düzen var.
Не то, что бы это была редкая форма злоупотребления, многие подростки лечатся от депрессии, принимая мет, не осознавая, что это с ними делает но то, что здесь... это странно почему?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]