Devam traduction Russe
61,789 traduction parallèle
- Devamının geleceğine eminim.
Который станет первым из череды многих, полагаю.
Maden damarı bu verimlilikle devam ederse...
- Да. - Если жила не истощится.
Fakat Morwenna kaçamak cevaplar vermeye devam ederken damadın annesinden bana iyilik yapmasını isteyemem.
Но пока Морвенна продолжает упрямиться, я вряд ли могу что-либо просить у его матери.
Yaşamaya devam etmek için hiçbir sebebim yok.
Мне не хочется жить.
Önemli olan, bir amaç edinip yaşamaya devam etmek.
Просто нужно найти цель, чтобы продолжить жить.
Hayat devam etmeli.
Жизнь должна продолжаться.
Bu arada düzenlemeleri planlandığı gibi devam ettirelim.
А тем временем займемся подготовкой, как и хотели.
Sanırım Bay Carne yola devam etsin.
Думаю, у мистера Карна есть дела.
Biraz daha böyle devam ederse onu askere yazdıracağım.
Еще одна выходка, и я его уволю.
Şansımız varsa, 20 yıl daha devam eder.
Если повезет, еще лет на 20.
Bir aile geleneğini devam ettiriyordun demek.
Продолжаешь семейную традицию.
Siz devam edin.
Продолжайте.
Değerlendirmeye daha sonra devam edelim mi?
Хотите продолжить оценку позднее?
Böyle devam et.
Вперед.
Ama şimdilik yola devam edeceğiz.
А пока, поедем дальше.
Büyük bir metan gazı kaçağının yol açtığı yıkıcı patlama dolayısıyla küçük Batı Teksas kasabasında ölüm sayısı artmaya devam ediyor.
Число жертв по прежнему продолжает расти в маленьком городке на западе Техаса в результате взрыва, вызванным утечкой метана.
Yerel yetkililerin hayatta kalma ihtimalinin düşük olduğunu açıklamasıyla beraber üzücü yeni bilgiler gelmeye devam ediyor.
Грим, всплывают новые детали, так как местные власти сообщают, что весьма маловероятна возможность найти выживших.
- Devam et.
- Давай.
O işe devam ediyor muyuz?
Мы всё ещё это делаем?
Devam edeceğiz.
Мы продолжим.
O'nu aramaya devam edeceğiz.
Мы ищем Бога.
Dediğin gibi Tanrı'yı aramaya devam.
Мы продолжим искать Бога, как ты и сказал.
Ben Cassidy'yi alayım, sonra gideriz yani işte... yola devam ederiz.
Я заберу Кэссиди и мы можем ехать, ну в смысле, продолжать.
Ona söyledim ama kullanmaya devam edecek.
Я говорил ему, но он всё равно будет использовать его.
Geri dönüp kaldığımız yerden devam etmek benim için ne kadar kolay olsa da tekrar şirket avukatlığına dönersem, aynada kendime bakamam.
Было бы легко просто вернуться к тому, на чём мы закончили, я не смогу смотреть на себя, если вновь займусь корпоративным правом.
Dünyanın bileceği tek şey Jessica'nın bizim yeteneklerimize oldukça güvendiği ve bu sebeple kariyerine başka bir alanda devam etmeye karar verdiği.
Мир лишь узнает, что Джессика настолько нам доверяет, что решила строить свою карьеру дальше.
- Ne? Louis, sadece Harvard'lı saçmalığını devam ettireceğini söylemiyorsun bana değil mi?
Луис, только не говори, что всё еще хочешь нанять только выпускников Гарварда.
İçine atıp hayatına devam etmeye çalışacaksın ama -
Ты замкнешься и попытаешься жить дальше, но...
Onun yerini almak mı istiyorsun, Bobby niye devam etmiyorsun?
Хочешь занять его место, Бобби?
Parçası olmadığın bir hayat burada devam ediyor.
Наши жизни не стоят на месте, а ты в них не участвуешь.
Ama, onu evde tutmak için bir yol aramaya devam edeceğimi söylemiştim ve sanırım buldum.
Но я также обещала тебе найти способ сохранить ей жилье, и, кажется, я его нашла.
Yaptığın şeyden nefret ediyorum, muhtemelen etmeye de devam edeceğim ama senden etmem.
Я ненавижу твой поступок, и так будет всегда, но тебя я не ненавижу.
Bu hikâyenin devamı olmalı yoksa beni buraya çağırıp şantaj yapmazdın.
Но это ещё не всё, ведь иначе вы бы не вызвали меня сюда, чтобы принудить к этому шантажом.
Hikâyenin devamı şu ki ahlaki açıdan şüpheli bir geçmişin var bu iş de bunu gerektiriyor.
Просто у вас с этикой отношения неоднозначные, а это то, что нужно.
Devam et, bir şeyler sor.
Давай, спроси у нее что-нибудь.
Sen çalışmaya devam et ben kahve alayım.
Ладно, тренируйся. Я выпью кофе.
38 dakika kaldı. Devam etmemiz gerekiyor.
Зачем вы это делаете?
Bak Javier, bunu bütün gece devam ettirebilirim... - Ben de öyle.
Слушай, Хавьер, я так всю ночь могу... — Я тоже.
Devam et sen.
Продолжай.
Eğer buna devam ederseniz avukatlık büronuza öyle bir evrak işi yığarım ki başınızı kaşıyacak vaktiniz olmaz.
И если не отступите, я завалю вашу консультацию бумагами так, что вы задохнетесь.
- Seni buraya çağırdım ki buna devam edersen o adamların ve senin elinizde hiçbir şey bırakmayacağımı gör.
Я пригласил вас, чтобы показать, что, если начнете тяжбу, эти люди останутся ни с чём, и вы вместе с ними.
Saat 9 ve zaman akmaya devam ediyor bu işi tamamlamamız gerekiyor.
9 часов вечера, часы тикают, и нам нужно закончить с этим. – А ты чем займёшься?
Bu dava sürdükçe stokların darbe almaya devam edecek.
каждый день, пока это дело тянется, ваши акции будут падать.
Şirket kurulu her toplandığında soracakları ilk soru bu olacak ve senin için baş ağrısı olmaya devam edecek.
И каждый квартал на встрече правления это будет их первым вопросом и вашей самой большой головной болью.
Devam et.
Присмотри за ним.
Hayatına devam ettin.
Твоя жизнь продолжается.
Sular çekildi ama acılar arttı, keder devam etti.
Вода ушла, но боли стало больше, горе продолжалось...
Devam et.
Вперёд.
Devam et.
Продолжайте.
Riley devam et.
Исмат Захад. 44 года.
Bana haber vermeden kafana göre iş yapmaya devam mı edeceksin?
Что еще ты собираешься делать, не предупредив меня?
devam et 5157
devam ediyorum 40
devam ediyor 34
devam edecek 39
devam edin 1943
devam edelim mi 59
devam edemiyorum 17
devam edeyim mi 59
devam edebilirsin 25
devam ediyoruz 81
devam ediyorum 40
devam ediyor 34
devam edecek 39
devam edin 1943
devam edelim mi 59
devam edemiyorum 17
devam edeyim mi 59
devam edebilirsin 25
devam ediyoruz 81