Itiraz traduction Russe
3,924 traduction parallèle
Salındıktan sonra mülk ve hak kaybına itiraz etmeyeceğine dair anlaşma imzalayacak.
Он должен подписать бумагу, что он не будет оспаривать конфискацию после освобождения.
Ve buna kimse itiraz etmeyecek mi?
А кто-то будет это оспаривать?
Mülk ve hak kaybına itiraz etmeyeceğine dair anlaşma imzalayacak.
Если он подпишет документ, что не будет оспаривать конфискацию.
Sicim teorisini bırakma konusunda fakülte senatosuna itiraz mektubu yazıyorum.
Я пишу заявление в учёный совет факультета, чтобы мне разрешили перестать заниматься теорией с трун.
Madenlerimi elimden aldıklarında itiraz edebilirdim ama bu ihtimal dışındaydı. Irisa'yı korumak için D.C. askerlerine ateş açtığımda düşman askeri damgası yedim.
Меня считали поборником врага, потому что я стрелял в республиканских солдат, чтобы защитить Ирису.
Sayın Yargıç, bu fona itiraz ediyoruz.
– Я не знаю. Ваша честь, мы протестуем против внесения залога...
Bence itiraz edilmemesi için yapmamız gereken birkaç bir şey var.
Есть кое-что, что нужно доделать, чтобы всё было неоспоримо.
Bu noktada itiraz edebilirim.
Я бы поспорила.
Bu karşılaştırmaya itiraz ediyorsun çünkü o lösemiden kurtuldu ama Michael'ın insanlara, mekanlara ve diğer şeylere zehir saçma kabiliyetine bakarsak hastalığının geçmesini mucizeden çok profesyonel nezakete bağlıyorum.
Так теперь он - раковая опухоль? Ты не согласна с этим определением, потому что он перенёс лейкемию, но... учитывая способность Майкрофта отравлять людей, места и отношения, Я утверждаю, что его выздоровление было не таким уж чудом, а скорее всего профессиональной любезностью.
Ama eğer itirazınız olmazsa bir avukat talep ediyorum.
Но я бы хотел адвоката, если не возражаете.
- Sayın Yargıç, itiraz ediyorum.
- Возражаю, ваша честь.
Richard itiraz etmemiz gerektiğini düşünüyor.
Ричард думает, что мы должны подать апелляцию.
Karara itiraz etmek çok da kötü bir fikir değil.
Апелляция - не худшая мысль.
- Yang ödül için itiraz etti mi?
Янг подаст апелляцию?
Sayın Yargıç, itiraz ediyorum.
Ваша честь, возражение.
Sayın Yargıç, Bay Rizzardi'nin oturmasına bir itirazımız yok,... kendisi çok iyi bir jüri üyesi olacak gibi görünüyor.
Ваша честь, мы не возражаем против присяжного мистера Риццарди... он выглядит вполне подходящим присяжным.
- Bu karara itiraz ediyorum.
Я обжалую ваше решение.
Bay Mottershead heyet kararın itiraz etmek istiyor.
Мистер Моттерсхед хотел бы обжаловать решение Совета.
1922 Şehir Planlaması Nizamı, B Maddesi kapsamında kararlara itiraz edilebilir.
Решения Совета можно обжаловать согласно статье 2-й закона "О градостроительстве" от 1922 г.
Burada işe başladığım zamanlarda bir itiraz olduğunu anımsıyorum.
Я припоминаю подобный инцидент еще в начале моей карьеры.
Evet, Sağlık Bakanlığı itiraz koşulunu anlıyorum...
Да, я понимаю, что подача апелляции в Министерство возможна в случае...
Şu anda bekleyen 539 itiraz var.
В настоящее время на рассмотрении 539 апелляций
Halihazırda, Sör Arthur Addison'ın ilgilenmesi gereken 539 itiraz var.
В настоящее время 539 апелляций дожидаются решения сэра Артура Эддисона.
Benim de Başkent'ten gelme bir çocuğun nasıl polis olunuru bana söylemesine itirazım yok.
Получил 90 баллов в тесте по правописанию. Хорошо, это я и хотел услышать. Мы можем сегодня почитать Нила Геймана?
- Talebine itiraz etmeyeceğim.
- Я не буду протестовать.
Talebine itiraz etmeyeceğim. Ben de sana katılacağım.
- Я не буду протестовать против ходатайства, я его поддержу.
Mahkeme Prop 8'in destekçilerinin alt mahkemeye itiraz etme hakkı yoktu kararını verdi.
- Суд заявил, что сторонники восьмой поправки не имеют веса :
Başka itiraz yoksa dağılımın nasıl gerçekleşeceğini açıklayayım.
Если больше нет возражений, давайте я вам объясню, как будет производиться распределение.
İtiraz ediyorum, Sayın Yargıç.
Протестую, ваша честь.
İtiraz ediyorum.
Протестую.
- İtiraz ediyorum!
- Протестую!
İtiraz edemem.
Я только за.
- İtiraz ediyorum.
Протестую.
İtiraz mı ediyorsunuz?
Что? Вы протестуете?
İtiraz yok.
И не спорьте.
İtiraz edip sebebini söylerim.
Тогда я расскажу им о причине.
"İtiraz Ediyorum" ve tekrardan "Üzgün Avukat Yine Gidiyor".
Я протестую и Грустный адвокат уезжает снова снова.
- Senin yatağında, senin evinde. - İtiraz ediyorum.
- В вашем доме, в вашей постели.
İtiraz ediyorum Sayın Yargıç.
Протестую, ваша честь.
İtirazın kabul edilmesini istemiyorsanız, bu kısımları çabuk geçin avukat.
Давайте ближе к делу, советник, если вы не хотите, чтобы я поддержала протест.
İtiraz edip kendimi tekrar küçük mü düşüreyim?
То есть, я должна подать апелляцию и унизить себя ещё больше?
- İtiraz ediyorum!
- Возражение!
- İtiraz ediyorum Sayın Yargıç.
- Протестую, ваша честь.
- İtiraz etmemelisiniz.
- Вам не надо протестовать.
-... müvekkilimizi çağırmak istiyoruz. - İtiraz ediyorum.
- Протестую.
-... ortağı bundan dolayı suçlanmayacak. - İtiraz ediyorum!
- её партнер не несёт за это ответственность.
- İtiraz ediyorum.
- Протестую.
- İtiraz ediyorum, Sayın Yargıç.
Протестую, ваша честь. Подстрекательство.
İtirazım, George Mottershead'in sınıfına değil, karakterinde bulunanlara.
Дело здесь не в сословии Джорджа Моттерсхеда, а в содержании его характера.
İtiraz ettiğini hatırlamıyorum.
Не помню, чтобы ты возражал.
Kararda "İtiraz etme hakkı yok" yazıyor.
нижестоящий суд "не имеет веса" – так написано в постановлении.
itiraz yok 21
itiraz ediyorum 679
itirazı olan var mı 23
itirazım yok 18
itiraz etme 19
itiraz reddedildi 49
itirazın mı var 19
itiraz kabul edildi 45
itiraz ediyorum sayın yargıç 25
itirazı olan 21
itiraz ediyorum 679
itirazı olan var mı 23
itirazım yok 18
itiraz etme 19
itiraz reddedildi 49
itirazın mı var 19
itiraz kabul edildi 45
itiraz ediyorum sayın yargıç 25
itirazı olan 21
itiraf 19
itiraf et 188
itiraf edin 23
itiraf etti 36
itiraf edeyim 53
itiraf ediyorum 130
itiraf etmeliyim ki 124
itiraf etmeliyim 82
itiraf et 188
itiraf edin 23
itiraf etti 36
itiraf edeyim 53
itiraf ediyorum 130
itiraf etmeliyim ki 124
itiraf etmeliyim 82