Itirazım yok traduction Russe
137 traduction parallèle
Varlığına itirazım yok, yeter ki bizim işimizden uzak dursun.
Жаль девушку держать взаперти. Но я не против её пребывания здесь.
Eğer Albay Holland, Bay Rice'ın görüşlerini öğrenmek istiyorsa buna bir itirazım yok.
Если полковник Холланд хочет знать мнение мистера Райса, я не возражаю.
- O halde itirazım yok.
Тогда у меня нет возражений.
Arkadaşıma ne söyleyeceğimi bilmek istemene itirazım yok.
Пожалуйста, я не возражаю, могу сказать и при тебе.
Söylediklerine itirazım yok.
Да, ты говорить умеешь.
Evet, buna bir itirazım yok ama ben...
Как бы там ни было, не хочу никого обидеть, но...
Kimsenin mutlu ya da neşeli olmasına itirazım yok.
Я не против, если все будут довольны и счастливы.
Şikayete yönelik bir itirazım yok ancak...
Хорошо, вы говорите, что вы - поэт.
Cennet olarak açıklanan şeye hiç itirazım yok, anladığım kadarıyla. Hayır.
И я понял, что в таком Раю, каким он описан, нет никакой притягательности.
Bir Amerikalı olarak, sayımda yer almaya itirazım yok.
Ну, прежде всего я хочу сказать, что я не против переписи как американец.
Sevişiyor olmalarına bir itirazım yok.
Я не против перепихона.
Benim bir itirazım yok.
У меня нет возражений.
Elbette itirazım yok.
Конечно, нет.
Belli ki söylemek istiyorsunuz ve benim de dinlemeye bir itirazım yok.
Вам угодно сказать, а я не прочь выслушать.
Buna itirazım yok Vedek ama protestolar ve gösteriler bir şeyi değiştirmeyecek.
Я не буду спорить, ведек, но протесты и демонстрации ничего не изменят.
Hayır, hiçbir itirazım yok. Bence bu olağan üstü. Onları televizyonda daima takip ederim.
Я думаю, интересно наблюдать наблюдать за такими людьми.
Suzan müthiş, buna bir itirazım yok. Ama sen... Senin müzikaller için yaşadığını düşünmüştüm.
- Сюзан замечательно танцует,... но мне казалось, что для тебя мюзиклы важнее всего на свете.
Buna bir itirazım yok... ama nebulaya bir daha girecek olursanız... sizi yok ederim.
Я не возражаю... но если вы снова войдете в мою туманность... я вас уничтожу.
Teyze'nin yaşının küçük olmasına bir itirazım yok, ama niye bir teyze, yaşı ne olursa olsun, kendi yeğenine amca diye hitap eder, işte bunu anlayamıyorum.
Допустим, тетушка может быть маленькой, но почему тетушке, независимо от ее размера и роста, называть собственного племянника дядей этого я в толк не возьму.
Bay Mulder'ın olduğu kadar itirazım yok.
Нет, в отличие от мистера Малдера.
Birilerinin bizimle dalga geçiyor olması fikrine bir itirazım yok.
У меня нет никаких проблем с идеей о том, что это чуваки с нами играют.
Arkadaşa itirazım yok da, sizi davet ettiğimi hatırlamıyorum.
- Не то что бы я возражал против компании, но я вас не приглашал.
Soruyorum çünkü bilmeni isterim ki hiçbir itirazım yok.
Я спросил только потому, чтобы ты поняла, что я не возражаю.
Hayır, hiçbir itirazım yok.
Нет, я совсем не против.
Buna itirazım yok.
Мне всё равно.
Hiçbir itirazım yok.
У меня нет возражений.
İkiniz kalmasına itirazım yok, ama hayvanlara gelince dur bakalım dedim.
Я сказала ему : Я не против, если вы вдвоем остановитесь, но я не потерплю животных.
- Chan, buna itirazım yok, tho.
- Чан, я не против, то.
Buna itirazım yok.
Запишу себе.
Tanrı'nın mı hüküm vermesini istiyorsun? Buna itirazım yok.
Божьего суда хочешь?
Buradan çekip gittiğin sürece buna itirazım yok, bayım.
НИЧЕГО НЕ ИМЕЮ ПРОТИВ, ЕСЛИ ТОЛЬКО ВЬI ИСЧЕЗНЕТЕ ОТСЮДА, МИСТЕР.
Buna itirazım yok.
У меня нет возражений.
Anabolik steroidlerin bazı ciddi olumsuz etkileri olduğuna itirazım yok.
Я не отказываюсь от того, что есть множество эффектов от применения стероидов.
- Evet. Artık benim itirazım yok.
Я ничего против этого не имею.
Hayır, hayır Bay Ferrigno, itirazım yok.
Нет, господин Фериньо, я не протестую.
Buna itirazım yok.
Я не спорю с этим.
İtirazımız yok, Hakim Bey.
у нac нeт вoзpaжeний. Baшa чecть.
İtalya'da kaldığınız sürece sakıncası yok. İtirazım yok.
Я не вижу никаких препятствий так же, как и вашему пребыванию в Италии.
Şöyle deki : "Başbakanım, bu kadar hasta ruhlu olmanıza itirazım yok." "Buna bu kadar karşı değilim."
" Это мне не так претит.
Buna itirazım yok.
Я не возражаю.
İtirazım yok, Sayın Yargıç.
Не возражаю, Ваша честь.
İtirazım yok, ama henüz gelini öpmedim.
Я не против, но я же еще не поцеловал невесту.
Bu işleme bir itirazımız yok, savunmanın da kendi tahlilini yapmasına izin verildiği taktirde.
Процедуре не противоречит, когда защита проводит свою собственную экспертизу.
Kapalı oturuma hiçbir itirazımız yok, Sayın Yargıç.
- У нас нет возражений, судья.
- O an, "İtirazım var!" diyeceksin. - Buna vaktim yok!
– Тут ты выкрикнешь : "Возражаю!" – У меня нет на это времени.
İtirazım yok.
- Да.
İtirazım yok.
Не возражаю.
- Sanırım itiraz etme şansım yok?
- У меня нет выбора?
Başka itirazı olan var mı? Yok mu? Sayfa 56'yı açın.
мер. унпньн. ярпюмхжю 56.
Tamam, bu kontratı Coil'le yaptık. İtiraz var mı? Yok.
есть возражения?
Duruma bakılırsa Leonard ile olan düşüncesizce ilişkine olan itirazımı geri çekmekten başka seçeneğim yok.
В данной ситуации я вынужден отозвать свои возражения против ваших непродуманных отношений с Леонардом.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoktu 131
yok bir şey 967
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65