Kadın değil traduction Russe
1,993 traduction parallèle
Ne yazık ki istediğim kadın değil.
Да, к сожалению, это не единственное, что мне нужно.
Rosalind Harker mı? 3-4 sene önce Red John'la birlikte yaşayan kadın değil mi o?
Женщина, которая жила с Красным Джоном три или четыре года назад?
- Hayır, kadın değil.
Нет, не так.
Şu kumsalda bulunan kadın değil mi?
Разве её нашли не на берегу?
Gizli kapaklı iş çevirebiliyor. Aptal bir kadın değil.
Она очень хитрая, не глупа.
Adamı daha önce görüştüm, ama bu birlikte geldiği kadın değil.
Я видел ( а ) мужчину, но он был не с этой женщиной.
Mary Barrett herhangi bir kadın değil.
Мэри Баррет не просто какая-то женщина.
Charlotte Keneally öyle sıradan bir kadın değil.
Шарлотта Кинилли - не просто обычная женщина.
Bir kadın değil?
Это не женщина.
Kadının yanık oranı yüzde 45 bile olsa, ki bence değil onun bakım gereksinimi hemşirelerimi mahvedecek.
Даже если у этой женщины повреждения 45 % тела, хотя я с этой цифрой и не согласен... Тот уход, который ей понадобиться, измотает медсестер.
Top atıcıların canına okumak için üretilmiştir, güzel genç kadınların değil.
Этим можно убить пинчера, а не красивую юную девушку.
Bilisin, sonuçta kadın gerçekten bir hayalet değil yani.
Не то явление, с какими мы имеем дело,
Beckett, sen de kadınsın değil mi?
Бекет, ты ведь женщина, так?
Bunun iki başarılı ve hırslı kadının ; kendi kişisel düşmanlıklarını profesyonel işlerine taşımaları değil de davayla ilgili olduğuna emin misin?
Ты уверена, что это по поводу дела, а не о двух опытных, амбициозных женщинах, считающих личную вражду действием к выполнению своего профессионального долга?
Ya erkek ya kadın doğarsın, değil mi?
Я имею в виду, ты рождаешься либо мальчиком, либо девочкой, правильно?
Evime gelen kadın bu değil.
Это не женщина кто пришел в мой дом.
Değil, muhabbet ettiğimiz hoş bir kadın sadece.
Ни фига подобного. Здесь еще 20 других тёлок, которых ты мог бы трахнуть.
Kadını arabadan çıkartıyor. Pek mutlu değil gibi.
Он вытаскивает ее из машины, она не выглядит счастливой.
O boşalttığımız pankreatik kist... Geri döndü, ve bu kadının umurunda değil.
Эта киста поджелудочной, что мы дренировали - - вернулась, и ее все это не волнует?
Çünkü kadınların bazıları, hepsi değil yani sevdiklerim falan değil ama...
Потому что, некоторые женщины, не все, не те, которых я ценю больше всего, откровенно говоря...
Seks, erkek bir pornocu tarafından filme alındığında kadın metalaşmış olur. - Önemli olan bu değil mi zaten?
Когда секс снимает мужчина, женщина становится товаром.
- Bu kadın, senin çükünün peşinde değil miydi, Mike.
Майк, это она хотела отрезать тебе орган? Она.
- Pekâlâ. Kadın evli değil.
Она не замужем.
Biliyorum yapamam ama sen yapabilirsin, değil mi? Kadın kadına.
Я знаю, что не могу... но возможно ты сможешь, как женщина с женщиной?
Bu kadın azılı bir suçlu değil.
Эта женщина не международный преступник.
O sadece yaşlı bir kadın Clay. Kulübün bir üyesi değil.
Она просто старуха, Клэй, она не мембер.
Nathaniel, sen de ben de biliyoruz ki bu kadının seni işe almasının tek sebebi yatakta mutlu etmendir, toplantı odasında değil.
Натаниэль, мы оба знаем, что единственная причина, из-за которой эта женщина наняла тебя это то, что ты удовлетворяешь её в спальне, а не в зале заседаний.
Ben buraya saygımı göstermeye ve bir dostluk kurmaya geldim yas tutan bir kadını sinirlendirmeye değil.
Я пришел выразить соболезнования и завязать отношения, а не издеваться над скорбящей женщиной.
Finn, yemekli tiyatroların yaşlı kadınlara hitap ettiği bir sır değil.
Финн, ни для кого не новость, что в таких заведениях представления рассчитаны на взрослых женщин.
Ona baktığımda tek gördüğüm bıktırıcı bir kocası olan yorgun bir kadın. Mutluluğun eşiğindeki bir gelin değil.
А вот я смотрю на нее и вижу усталую женщину с невыносимым мужем, а не невесту на пороге блаженства.
Tanrının gazabının çocuklarını doyurmak için ekmek çalan kadına olması adil değil.
Это несправедливо : божий гнев, падающий на женщину, укравшую хлеб для своих детей
İçimin açılıp bir parçamın başkasına verilmesini istediğimden değil. Ama bende iki tane var ve bu kadında hiç yok.
Я ценю свою жизнь в 4 000 раз выше, чем чью-либо другую это не то, кем я хочу быть разрезанным и с вынутой частью меня но у меня есть две, а у этой женщины ни одной
Bir kadın cesedi var, ama Vinnie değil.
Я вижу труп женщины, это не Винни.
Kadın yalan söylüyor, değil mi?
Она же врет, да?
Tahminimce kadını evlerinde yada ofisinde öldürmedi, değil mi?
Думаю, он не убивал её дома или в офисе, так?
Yüzüğün biraz kadınımsı, sence de öyle değil mi?
У тебя кольцо девчачье, ты так не считаешь?
Peki. Sağlıklı genç kadınların ani bir kap krizi geçirmesi hiç görülmeyen bir şey değil.
Ну что ж, остановка сердца это не беспрецедентный случай для здоровых женщин.
Evet, ikiside kadın, ama hiçbiri Libby'e ait değil.
Да, оба женские, но ни один не соответствует Либби.
Kadın o kadar da güzel değil.
Она не была симпатичной.
- Bir kadın için kötü bir şey değil bu.
- Неплохое качество для женщины.
Mevkisini bir kadın için riske atacak kadar salak değil.
Он не настолько глуп, чтобы рисковать своим положением ради женщины.
Kadın gerçek bir adam ister, evcil bir gerzek değil.
Ей хочется рядом с собой иметь мужчину, а не домашнюю размазню.
Sonuçta, hangi kadının peşinden koştuğu değil, Kime döndüğü önemli.
Да это, наконец, неважно, к кому иногда побежит муж, главное, к кому он всегда возвращается.
Gerçekten "Küçümsenmiş kadın" olayını ciddiye alıyorsun, değil mi?
Тебя взбесило, что тебя прогнали, правда?
Sadece aptal bir kadınım, değil mi?
Я просто глупая баба, да?
Beni buraya sen bir değil iki kadınla yiyişirken berbat montları dolaba asmak için mi çağırdın?
Ты пригласил меня, чтобы держать в этой паршивой гардеробной, пока ты целуешься даже не с одной, а с двумя женщинами!
Sayemizde çatlak kadından çığlık çığlığa kaçmıştın, değil mi?
Видишь, благодаря нам, ты вопя убежал из этого цирка, верно?
Tom... tatlım bu kadının ne yaptığını biliyorsun değil mi?
Том... дорогой... Ты ведь знаешь, чего она добивается.
Evet, beni dinle. Bu adamın kadınlarla cinsel olarak ilgilenmemesi demek sana yaklaşmayacak demek değil.
Послушай меня, только потому, что он не занимался сексом с жертвами, не означает, что он не сможет "добраться" до тебя.
Bir kadına otorite yetkisi vermek için onu bir erkek gibi giydirmek gerekmediğinin farkındasın, değil mi?
Женщине не обязательно носить мужские шмотки, чтобы показать, кто тут главный.
Şu bayan parfümü üst noktasında portakal ve acı bademle karışık bu genç bir kadın parfümü değil.
Этот женский парфюм, с верхней нотой апельсина, смешанной с горьким миндалём... это не аромат для молодой женщины.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56