Ne diye traduction Russe
5,952 traduction parallèle
Ne diye bu konuda yalan söyledin, anne?
Почему ты солгала об этом, мама? !
Ne diye?
За что?
- Ne diye bağırıyordu?
Что за приказы?
Bu tarz eşyaların iadesi için verilen ödül hatırı sayılır olur diye tahmin ediyorum. Yoksa bir sonraki telefonum iş ortaklarına olacak. Bakalım ne diyecekler.
Сдается мне, что награда за возвращение подобных документов должна быть довольно внушительной, иначе мой следующий звонок получат твои деловые партнеры, посмотрим, что они скажут.
- O halde ne diye hâlâ buradayız?
– Так почему мы ещё здесь?
- Ne diye o zaman?
Тогда что?
- Jessica, ne diye...
- Джессика, почему ты...
Ne diye bu kızı hedef alıyorlar?
Какого черта они нацелились на эту девчонку?
Seni ne diye çağırıyorlar, biliyor musun?
Знаешь, как тебя называют?
Kan grubuma ne diye ihtiyaciniz var?
Зачем вам знать мою группу крови?
Brandon varken kum torbasına ne diye gerek duyuyorsun?
Зачем тебе боксерская груша, когда у тебя есть твой брат, Брэндон?
Çocukları tekli hücreye mi kapatıyorlardı, ne diye?
- Детей засовывают в одиночку? Зачем?
Ne diye tuhaf diye bir lakabın olur ki?
За что называют чудиком?
Katil ne diye gözlerini kapatmakla uğraşsın ki?
Почему убийца озаботился тем, чтобы закрыть ему глаза?
O zaman ne diye davamızı alsın ki?
- И с чего бы ему браться за дело наудачу?
Hayatta olması umurunda değilse ne diye Warren ve diğerleriyle iletişim kurmak istiyorsun?
Если тебе все равно, жив он или нет зачем ты пытаешься найти Уоррен и остальных, а?
- Görmezden gelmek güç. - Ne diye çağırılırsa, nasıl hazırlanırsa hazırlansın.
Трудно не заметить, даже несмотря на названия и способ приготовления.
Ne diye beni köpek gibi koşturuyorsun?
Зачем ты заставляешь меня бегать кругами, словно какого-то мудака?
Seni alt edebilecekken ne diye seni kovayım?
Зачем мне тебя увольнять, если я могу сломить тебя?
- Ne diye gülüyorsun be?
Какого черта ты смеёшься?
Kızının yerini bilen başkası varken ne diye David'i bekleyesin?
Зачем ждать Дэвида, если есть тот, кто знает где она?
Ne diye alkışladıklarından hiç haberim yok.
Я, правда, не знаю, почему они аплодируют.
Ne diye direnmeye devam ediyorsunuz?
Так почему ты продолжаешь сопротивляться?
Ben de ne olur ne olmaz diye, bütün ifadeleri ve ondan önceki haftadaki görüşmeleri bu sürücüye attım.
И, хоть я в это и не верю, я включу сюда все показания Четырех свидетелей, видевших его за неделю до этого
Tek istediğim, ne kadar zeki olduğunu... -... gösteresin diye beni yanlış çıkarmandı.
Все, что когда-либо хотела - это, чтобы ты доказала, что я неправа, чтобы ты показала миру, насколько ты блистательна.
Tino bilmem ne birisi içeri girebilsin ve mücevherlerini çalsın diye evin kapısını açık bırakmış.
Тино, вроде... ухаживающий за его матерью после операции на спине, оставил дверь незапертой, поэтому кто-то смог войти и украсть её драгоценности.
Ne dediğimi anlamadığın için mi "seni izlemiyorum" diyorsun yoksa "seni izlemiyorum" diye aynı palavrayı mı sıkıyorsun?
Ты не понимаешь, о чём я спрашиваю, или просто повторяешь одну и ту же хрень, мол, ты за нами не следил?
Ne zaman daha kötüye gidemez diye düşünsem...
Только я подумала, что хуже и быть не может...
Ne yani, yeteneğin var diye kendini kahraman mı sanıyorsun?
И что, ты думаешь, если у тебя есть способности, ты теперь герой?
Sırf Angela senden daha zeki diye elimizde avucumuzda ne varsa kaybetmek üzereyiz.
Мы вот-вот все потеряем, потому что Анжела умнее тебя.
Trafik kamerası görüntülerine ulaşıyoruz ne sürdüklerini bulabilir miyiz diye.
Мы отслеживаем дорожные камеры, посмотрим, сможем ли узнать, на чем они уехали.
Her şeyi Eşya Bölümü'ne göndermeden gözden kaçan bir şey var mı diye bakıyordum.
Я искал, не пропустили ли мы чего, прежде чем отослать вещдоки на хранение.
Aslında ben, giderseniz ne olacak diye gitmenizi çok isterim.
Вы, конечно, отклоните предложение?
Açıkçası, bu şekilde daha ne kadar devam edebiliriz diye soruyorum kendime.
Честно говоря, я начинаю задаваться вопросом, как долго мы ещё сможем продержаться.
- Ve Mark ne olur ne olmaz diye Belediye Binası'nın dışında bir düzine adam bekliyor.
И, Марк... У резидента с десяток людей вокруг ратуши для подстраховки.
Senin o ne idüğü belirsiz boktan hayatından daha iyi diye kızıyorsun.
А ты просто завидуешь, потому что у тебя такого никогда не было и не будет.
Biliyorum ama şey yapmadım... Bir cevap vermedim çünkü ne istediğimi bilmiyorum ve neden olmasın diye upuzun liste yapmak zorundayım.
Да, но я не ответила ему, потому что не знаю, чего хочу, и у меня такой длинный список "против".
Orta okulda beraberdik. Aslında sana baya kafayı takmıştım. Gerçi ne kadar bana karşı acımasız olsan ve bana sıklıkla eşcinsel lord diye seslensen bile.
И я, между прочим, был от тебя без ума, хотя ты надо мной издевалась, и называла гомосеком.
Zaten yeterince yedim. Vücudum "ne oluyor lan böyle" diye şaşırmıştır bile.
Я итак слишком много съела, мое тело не понимает, что происходит.
Ne yapacağından emin olmadığında kendine, Audrey ne yapmamı isterdi diye sor ve onu yap.
Когда ты не уверен, что тебе следует делать, спроси себя, как бы Одри хотела, чтобы ты поступил, и сделай это.
Eğer işten biriyle birlikte olan bir erkek olsaydın, sence başkaları ne düşünüyor diye endişelenir miydin?
В смысле, если бы ты была мужиком, который встречался с кем-то на работе, ты думаешь, тебя волновало бы, что об этом подумают все остальные?
" Onun Victorian tarzı evi, berbat müzik grubu veya rezillikleri kimin umurunda, kim bilir Kurt onunla çıksın diye onu ne kadar korkutmuştur?
"Кому сдался ее тупой викторианский дом и ее дебильная группа. Она такая наглая, запугала беднягу Курта и заставила встречаться с ней".
Parası kalmasın diye ne gerekiyorsa yapmışsın.
Ты сделал всё, чтобы у него их не осталось.
Sen işteyken ve her ne yapıyorsan onu yaparken benim yatakta gözüme uyku girmezdi ve ve bir daha eve dönmeyeceksin diye ve dönmezsen ne yaparım diye düşünerek öyle endişelenirdim ki ve bana katlanamayacağım bir durum gibi gelirdi.
Мне случалось лежать без сна в нашей кровати, пока ты занимался своей работой - в чём бы она не заключалась, - и приходилось размышлять о том, что будет, если ты никогда не вернёшься домой, и что я буду делать в таком случае. И это казалось мне таким.. невыносимым.
Federal şerifler için ne zamandır muhbirlik yapıyorsun diye sorduğumda "bu sefer" dedin ki, başka sefer de olduğunu ima etti.
Так... когда я тебя спросил, как давно ты докладываешь маршалам, ты сказал "в этот раз". Значит, такое случалось и раньше.
Federal şerifler için ne zamandır muhbirlik yapıyorsun diye sorduğumda "bu sefer" dedin.
Когда я тебя спросил, как давно ты докладываешь маршалам, ты уточнил : "В этот раз".
- Ne kadar vakti kaldı diye düşünmeden edemiyorum.
- Что наводит меня на мысль, по-твоему, сколько у неё есть времени?
Kusura bakmayın, ne Richmond diye birini, ne Jackson diye birini tanıyorum.
Мне жаль, не знаю ни Ричмонда, ни Джексона.
Phil, sırf ineği buldun diye onunla ne yapacağımıza karar verme hakkın olmuyor.
Фил, только то, что ты нашёл эту корову, не даёт тебе права решать, что нам с ней делать.
"Yarın ne oynuyoruz, Norman?" diye sordu.
"Что мы завтра играем, Норман?"
Oraya gidip kim ne emir verecek diye beklemek de hoşuma gitmiyor.
И мне не нравится стоять, ожидая приказов.
ne diyeceğimi bilmiyorum 160
ne diyecektim 16
ne diyeyim 78
ne diyeceğimi bilemiyorum 173
ne diyeceğimi bilemedim 24
ne diyeceğim 155
ne diyebilirim 136
ne diyebilirim ki 225
ne diyeceksin 63
ne diyeceğini biliyorum 38
ne diyecektim 16
ne diyeyim 78
ne diyeceğimi bilemiyorum 173
ne diyeceğimi bilemedim 24
ne diyeceğim 155
ne diyebilirim 136
ne diyebilirim ki 225
ne diyeceksin 63
ne diyeceğini biliyorum 38
ne diyecektin 22
diye 186
diyeceğim 131
diyecektim 49
diyecek 78
diyecektin 16
diyeceksin 119
diyecekler 55
diyeceğim şu ki 17
diyen 31
diye 186
diyeceğim 131
diyecektim 49
diyecek 78
diyecektin 16
diyeceksin 119
diyecekler 55
diyeceğim şu ki 17
diyen 31
diye sordu 116
diyecektim ki 23
diyebilir 25
diye soruyor 47
diyebilirsin 75
diyebiliriz 36
diye sordum 119
diyeceğim ki 17
diyebilir miyim 22
diyeceksiniz 34
diyecektim ki 23
diyebilir 25
diye soruyor 47
diyebilirsin 75
diyebiliriz 36
diye sordum 119
diyeceğim ki 17
diyebilir miyim 22
diyeceksiniz 34
diye sorar 20
diye bir şey yok 27
diyelim 115
diyebilirim 52
diyebilirsiniz 30
diyemem 38
diyeceğiz 40
diyebilir misin 32
diyebilirim ki 46
diye düşündü 47
diye bir şey yok 27
diyelim 115
diyebilirim 52
diyebilirsiniz 30
diyemem 38
diyeceğiz 40
diyebilir misin 32
diyebilirim ki 46
diye düşündü 47