Diye düşündü traduction Russe
149 traduction parallèle
Belki kendi şartlarını bir daha duymak istersiniz diye düşündü.
Он сказал, может, вы ещё раз хотите услышать наши.
Graham dayını kasabadan götürebilirsin diye düşündü. Böylesi daha iyi.
Грехам думает, что вы можете заставить вашего дядю уехать в ближайшее время.
Van Gelder, tedavi odasının söküldüğünü bilmek istersiniz diye düşündü.
От ван Гелдера. Он сообщил, что процедурная разобрана, а оборудование уничтожено.
"Sanatoryumda böyle şeylerin başıma gelmesine izin vermezlerdi." diye düşündü.
"В лечебнице не допустили бы, чтобы со мной случилось... нечто подобное", - подумал он.
Araba kullanmak sakinleştirir diye düşündü.
Она решила, что за рулём она сможет успокоиться.
"Eğer öyle ise, bu ne olabilir?" diye düşündü.
И если так, "- гадал он, -" то относительно чего? "
Fakat eşim köyde vakit geçirmek güzel olur diye düşündü.
Мы сами из Боузмена. Но моя жена решила полюбоваться красотами природы.
"Robert Jordan" diye düşündü.
Джо.. Джордан.
Kardeşim işine yarayabilir diye düşündü.
Мой брат думает, это могло бы тебе помочь.
Olan bitene bakınca, Odo Yıldız Filosu Karargahında kalmak daha iyi diye düşündü.
Учитывая положение вещей, Одо решил, что будет лучше, если он останется в штабе Звездного флота.
"Yarın bu saatte hepinizi geberteceğim," diye düşündü.
"Завтра в это же время я вас всех убью." Я должна их найти.
Herkes bir yabancı diye düşündü ama Terry, James'in işi olduğunu söyledi.
¬ се полагают, что это был взломщик, но... " ерри сказал, что, похоже, в это как-то замешан ƒжеймс.
Herhalde atın sesini kimse duymaz diye düşündü.
Думал, что никто не услышит его лошадь.
"Hey, belki de kendime ait olanı alıp çıkmanın zamanı geldi." diye düşündü.
"Может быть, я воспользуюсь своим служебным положением, возьму свою долю"
Görünüşe göre birileri "11. kata ait değildir" diye düşündü...
Видимо, кто-то думает, что я недостаточно хорош для 11-го этажа.
"Cömertçe, çok cömertçe" diye düşündü Tom.
Щедрый, очень щедрый дар, - подумал Том.
Baban ilk tecrübelerimizi anlatmak eğlenceli olur diye düşündü.
Твой отец решил, что будет забавно поделиться рассказами о первом разе.
Sınırsız bir güzellik diye düşündü. Vücudu şehvetle doldu Çiçekleri ona sundu.
И вид ее небесной красоты разбудил в нем отчаянное желание подарить ей цветы.
'Neden bir mektup yazmıyorum? 'diye düşündü.
Почему бы мне не написать письмо?
Kurdeşeninin geçtiğini gördüğünde yine de bir şansım olabilir diye düşündü Pod.
Но когда он заметил, что сыпь у нее прошла, он подумал, что у него есть шанс.
Sevgi nedir ve birbirlerine ne kadar ihtiyaçları var, öğrensinler diye birisi arkadaşlarını uzaklaştırdı belki de, diye düşündü Pod.
Бод думает, что лучше бы кто-нибудь разлучил их. Тогда-то они поймут, что такое любовь и как они нуждаются друг в друге.
Hayatını mahvedecek başka bir kız arıyor diye düşündü.
Она подумала, что та, наверное, ищет другую девушку и может погубить ей жизнь.
Lindsay bu adamın kim olduğunu bilmese bile evsiz olmasından iyidir diye düşündü.
И даже несмотря на то, что Линдси не знает, кто это, услышать, что он не бездомный, уже достаточно хорошо для неё.
Bu sefer karşısındakiler insandı ; ... çok büyük ıstıraplar çektirilmiş insanlar, diye düşündü Grace.
Это были люди, но люди того рода, которым причинили боль, думала Грейс.
'Yalnızca Hanım ve aile demek'diye düşündü Grace.
"Только для мэм и ее семьи", - думала Грейс.
Babanız artık değişiklik yapmanın zamanı geldi diye düşündü.
Да, верно. Ваш отец всех нас переодел.
Bir ecnebi üssünün yerini bildiğini söylemesi gibi olur diye düşündü.
Он думал что если расскажет что-то, то это будет крайне неправдоподобно.
O da,'canı cehenneme'diye düşündü.
Он хотел послать всё к чёрту.
"Aslında bu keki sevdiğimden emin değilim" diye düşündü.
"Я совсем не уверен, что я действительно хочу этот пирог," - думал он.
"Biliyor" diye düşündü.
"Она знает," - думал он.
"İstesen de istemesen de" diye düşündü. Sarah parka bakarak.
"Хочешь - не хочешь", думала Сара и ее глаза блуждали по площадке.
"Tam da ihtiyacım olan şey" diye düşündü.
"Вот, что мне нужно", - думал он.
Ya da ofisteki arkadaşları Ted'in otoyol lokantalarında tanımadığı adamlarla seks yaptığını duyduklarında söyleyecekleri şeyi. "Ama isteklerimiz değişmez" diye düşündü ve "Bunun önüne geçmemiz de mümkün değil".
"Но мы хотим того, чего мы хотим", - думал Ричард "и с этим ничего не поделаешь".
Charles Freck, "en azından şarap güzeldi" diye düşündü.
Чарльз Фрек подумал : "Хорошо, что хоть хорошего вина выпил".
Tekrar dövüşmeye başlayacağını duyunca belki bir şeyler ayarlayabiliriz diye düşündü.
Узнав, что вы хотите вернуться на ринг он сказал : "А не устроить ли что-нибудь вместе?"
"Eh", diye düşündü. "En azından bu kokuyu açıklıyor".
"Ну, это объясняет запах".
Ama yine de dizlerine kadar kuku nehrindeyim. "Gene başlıyor." diye düşündü.
"А я тону, в реке бесполезных кисок".
"İşte buradayız", diye düşündü, "dünyanın kenarında."
" Вот где мы, думала она, на самом краю мира,
Sanırım burada işe girebilmem için yardımı dokunur diye düşündü.
Наверное, она хотела помочь мне найти работу. Здесь.
"Bunu hiç beklemiyordum," diye düşündü Charley "Günüm mahvolacak."
"Вот так дела, — подумал Чарли. — Похоже, день испорчен."
Olanlar için özür dilerim. Sana söylemek istedim ama Russ söylemesem daha iyi olur diye düşündü.
Прости, что так всё вышло, я хотел тебе сказать, но Расс подумал, что лучше не стоит.
Yani, herhangi bir kimse "Birdman file çoraplı patencilerin birbirlerine vurmalarından hoşlanabilir mi?" diye düşündü mü?
Кому-нибудь пришло в голову что-то типа : "Эй, а ведь Цыпе нравятся стадионы, забитые горячими девчонками на роликах и в сетчатых колготках и выбивающих дух друг из друга"?
Omuzlarıma kanatları ile dokunmazsa bu meseleyi daha kolay aşabilirim diye düşündü herhalde.
Наверное, он считает, что я справлюсь с этим лучше, если не буду отмахиваться от его крыльев у своего плеча.
Bu onu yuvaya dönmekten korur diye düşündü. Ve bence, sizi de o nene'den bir süre uzak tutar.
Она прикинула, что это может отсрочить возвращение в родимое казенное гнездо, а я прикинул, что вам это может купить краткие каникулы вдали от вашей бабули.
Rüzgâr saçlarını bir araya toplarken "İyi bari" diye düşündü.
Хорошо, подумала она, когда ветер собрал ее волосы.
Ölü kadının yüzünü görünce, "Rüya görüyor olmalıyım." diye düşündü.
Видя лицо мертвой женщины она подумала : "Вероятнее всего я сплю".
Herhangi birinizin ölmesi işi görür diye düşündü.
Ему было всё равно, чья это будет смерть.
hersey dogurduktan sonra bitiyo diye düsündü herhalde?
мХВЕЦН НЯНАЕММНЦН, Ю ДНПНЦН.
ve "bir hayat, Arnold'inki gibi saf bir hayat istiyorum" diye düşündü.
и жить, как Арнольд.
"Muhtemelen amına koyduğum kafasında bi sürü tümör vardır." diye düşündü.
" Кого ебет?
Bak o çok fazla düşündü diye şimdi nerede.
Смотри... Он оказался там, где оказался, потому что много думал.
diye düşündüm 144
düşündüm 122
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşündüm ki 259
düşündün mü 35
düşündüğün bu mu 19
düşündüğün gibi değil 106
düşündüğünüz gibi değil 26
düşündük ki 25
düşündüm 122
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşündüm ki 259
düşündün mü 35
düşündüğün bu mu 19
düşündüğün gibi değil 106
düşündüğünüz gibi değil 26
düşündük ki 25