O kadar emin değilim traduction Russe
290 traduction parallèle
O kadar emin değilim.
Я в этом не уверен.
O kadar emin değilim.
Я не уверен.
Nereye gittiğim konusunda o kadar emin değilim.
Не уверен, что знаю куда направляюсь.
Ben bundan o kadar emin değilim.
А я не очень рад.
- Güven verdiğimi söylerler. - Bundan o kadar emin değilim.
- Мне кто-то сказал, что я внушаю доверие.
Doğruyu söylemek gerekirse o kadar emin değilim.
я точно не знаю.
Ben o kadar emin değilim.
Я не уверен.
- Ben o kadar emin değilim.
- Не уверен.
O kadar emin değilim.
Я нe yвepeнa.
Jake hakkında o kadar emin değilim.
Я не настолько уверен в Джейке.
Artık o kadar emin değilim.
Теперь я в этом не уверена.
- Sivil polis muhtemelen 10 günde vazgeçer. - Ben o kadar emin değilim.
Гражданская полиция наверняка сдастся через 10 дней.
Ben o kadar emin değilim.
Элементарным? Не сомневаюсь, что так и есть.
Ben o kadar emin değilim.
- Я бы не был так уверен на этот счёт.
- Richard, bu tepkin için teşekkürler ama ben bunu başaracağınızdan o kadar emin değilim.
И мы будем... Ричард, спасибо тебе за ответ, но мне не... Я не уверен, что ты сможешь...
- Bundan o kadar emin değilim, Başmüfettiş.
Я в этом не так уверен, инспектор.
- O kadar emin değilim.
- Я не уверен.
Belki de o kadar emin değilim.
Может, не так уверен.
Bundan o kadar emin değilim. Gelin beni geçebilir.
Я бы не был так уверен – у меня есть подозрения в отношении жениха.
İşte bundan o kadar emin değilim.
В этом я не был бы так уверен.
Ben o kadar emin değilim.
Ну, я решил, что скучно просто так летать на карриоле. - И решил повеселиться.
İlişkimiz hakkında o kadar emin değilim.
И я даже не знаю, на каком этапе отношений мы вообще находимся.
Bu rakamdan o kadar emin değilim.
- Я не очень уверен насчёт их числа что было выпущено. Admiral Sharp : - I'm not so sure about this number of engaged.
Ben o kadar emin değilim.
Ты на самом деле так думаешь?
Bundan o kadar emin değilim.
Я не уверина, что это самый лучший вариант.
Artık o kadar emin değilim.
Теперь я не так уверен.
Ben bundan o kadar emin değilim.
Я в этом не уверен.
Çikolata benim her zaman emin olduğum tek şeydi ama şimdi o kadar emin değilim.
Сладости всегда были единственным, в чем я был уверен. А теперь я не уверен ни в чем.
Ben o kadar emin değilim.
Я в этом не уверен.
Şey, hayır, o kadar emin değilim.
Ну, не совсем.
Ama hazır olduklarına o kadar emin değilim.
Я не вполне уверен, что они готовы.
- Ben o kadar emin değilim.
- Я в этом не так уверена.
Bundan o kadar emin değilim.
Нет, я не уверена
Ben o kadar emin değilim.
- Не уверен
- O kadar emin değilim.
- Не уверена.
Ben o kadar emin değilim.
Я не так уверен.
Ama şimdi ay ışığında bakıyorum ve o kadar emin değilim. Bence onu hiç dert etme Kirk.
Но теперь, когда я вижу его в лунном свете, я не так уверен.
Bunun parlak bir fikir olduğundan o kadar da emin değilim.
Не уверен, стоит ли ему доверять.
Tahmin yapacak durumda değilim senin temiz olduğundan emin olmak istiyorum, o kadar.
Я должен знать, что ты вне подозрений.
Hoş şimdi o kadar da emin değilim.
Но теперь я не уверена в этом.
- Artık oğlumun, kızını seveceğinden o kadar da emin değilim!
Ну, ну... А я не уверен, что моему сыну понравится твоя дочь!
Şerif, bu kasabayı gerçekten o kadar sevip sevmediğimden emin değilim. Bu, dini bütün bir kasabadır.
Шериф, я вряд ли обожаю этот город.
O kadar emin değilim.
Не знаю.
Teşekkür ederim, ama orada o kadar yer olduğundan emin değilim.
Благодарю, но не думаю, что теперь ей там место.
- Ben o kadar da emin değilim.
- Я не настолько уверена.
"O günleri yaşayanların, yaralarını içlerinde, gizli bir yerde hala taşımadıklarından emin değilim Belki de Easy'deki adamların birbirlerine bu kadar bağlı olmalarının sebebi buydu."
"Я уверен, что все, кто прошёл через ту бойню, имеет сокрытые шрамы. Возможно, поэтому однополчане из роты" Изи "так держатся друг за друга".
Bundan o kadar... emin değilim.
Не думаю,.. ... что смогу в это поверить.
Bundan o kadar da emin değilim.
На счёт этого я не уверен.
Hala senin Fiona'nın görmeyi o kadar çok istediğinden emin değilim.
Я не уверена, что он все еще хочет видеть вашу... видеть Фиону.
Artık o kadar emin değilim.
Но теперь я уже не так уверен.
O kadar uzağa gitmeye hazır olduğumdan emin değilim.
Я не уверен, что готов бежать настолько далеко.
o kadar mutluyum ki 33
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar iyi 85
o kadar param yok 29
o kadar iyi olur 16
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar iyi 85
o kadar param yok 29
o kadar iyi olur 16
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107