Odasında değil traduction Russe
168 traduction parallèle
Odasında değil.
В своем номере его нет...
Ama neden odasında değil?
А почему бы не в ее комнате?
- Erzak ya da bakım odasında değil.
В кладовых и мастерских его нет, Сулу.
Burun ameliyat odasında değil mi?
Нос в операционной. Так?
Evet ama kol düğmesinin o parçası aşağıda, oturma odasında değil,... yukarıda, Bayan Allen'ın öldürüldüğü kendi odasında bulundu.
Да, но кусочек от запонки нашли не внизу, в гостиной а наверху, в комнате миссис Аллен, где она и была убита. Как Вы это объясните?
Şu an bir hastane odasında değil, cennete açılan bir odadayız.
Мы не в больничной палате, нет, - мы находимся перед вратами в рай.
- Luthan odasında değil.
- Лутан сбежал из своей палаты. - Что?
Neden odasında değil?
Почему она не у себя в комнате?
Molly'nin odasında değil.
В комнате Молли её нет.
Odasında değil.
Его нет в комнате.
- Odasında değil.
- Ее нет в комнате.
- Odasında değil, onu görmedin mi?
Он не в своей комнате. Ты... ты его не видела?
Odasında değil.
В палате его нет!
Odasında değil, odasında olması gerekiyordu.
Он не в своей комнате, он должен быть в своей комнате.
Beth odasında değil.
Бетт нет в ее комнате.
Odasında değil.
Ей там нет.
- Odasında değil.
- Его сейчас нет.
Soyunma odasında değil misin?
Ты же в гримёрке?
O perdeler oturma odasında değil mi?
Это же в гостиной?
Odasında değil.
Его там нет.
Odasında kalacağına ihtimal vermezsin, öyle değil mi?
Ты не полагаешь, что она останется в своей комнате?
- Odasında değil.
Осторожно с этой штуковиной!
- Hayır, odasında değil.
- Нет. - А где?
Müdür La Noce is odasında ama müsait değil.
Капитан Ла Ноче в офисе он занят.
Onun yatağında değil de çalışma odasında.
Нет, не в его кровати, но в его кабинете.
Evelyn odasında bile değil.
Эвелин, да его и в комнате нет.
Müdür odasında değil.
Директора нет.
Ne güzel her şeyin eski taht odasında bitmesi.öyle değil mi?
Старый тронный зал выглядит роскошно, не правда ли? Подойди сюда!
Soyunma odasında böyle diyorlar değil mi?
Об этом говорят в участках?
- Ne? Bir erkeğin başka bir erkeğe baş başa kaldıkları bir soyunma odasında hiçbir şey yapmaması normal değil mi?
- Что, это не нормально для парня, хорошо относиться к другому парню только потому, что он был с ним в раздевалке, и там ничто не произошло?
15 dakika bile değil. Yastıksız, TV'si ya da perdesi olmayan bir otel odasında.
В гостиничном номере, без подушек, без телевизора, без занавесок...
- Evet - Soyunma odasında birbirinizi görüyorsunuz değil mi?
- Это, ты же видел его в раздевалке, правильно?
Sanırım bunun onun odasında ne Aradığına dair bir fikrin yoktur, değil mi?
Я так думаю, ты не знаешь, что это делало в его кабинете, так?
Trevor iyi değil. Odasında.
Тревор приболел.
Odasında gözyaşlarının değil, kahkahaların olmasını istiyor.
Она хочет, чтобы комната была без драм и полна смеха.
Gönüllü olmak hastalara yardım etmek içindir, dosya odasında öpüşme seansları yapmak için değil tamam mı?
Добровольцы призваны помогать пациентам а не устраивать свидания в комнате с отчетами, понятно?
İstediğin bu değil miydi? Ucuz bir motel odasında bir porno yıldızı.ikmek?
Ты же хотел трахнуть порно-девочку в дешевом мотеле?
Sorun değil, bayanlar odasında küçük bir süngerle işimi halledebilirim.
Все нормально, я только умоюсь в дамской комнате. Правда?
Sadece... acelem vardı, ve... erkek arkadaşımın kardeşi gene müdürün odasında, ve o... burada değil... gene.
Я просто... очень спешу.. а тут... Братишку моего парня снова вызвали к директору школы, и он.. не пошел... снова.
Odasında değil.
- Его нет в комнате.
- Oturma odasında, değil mi, Alex?
- В казармах, так, Алекс?
Fırında iki mercimek varken bir yemek odası takımı istemezsin, değil mi?
- Нет, спасибо, чувак. Эй, Люк ты до сих пор не ответил пойдешь ли ты на прием Лейн по случаю рождения детей
Anne ve babamın odasında uyumak tuhaf değil mi?
Разве не странно спать в папиной с мамой комнате?
Chuck, Guy odasında değil.
Чак, Гая нет в комнате.
Oturma odasında durması gerek, burada değil.
Он должен быть у нас в гостиной. Не тут.
Gidip Sam'in odasında oynayabilirsin ve "oynayabilirsin" den kastım sigara veya içki içmek ya da evi yakmak değil, tamam mı?
Пойдите, поиграйте в комнату Сэм. И под словом "поиграйте" я имею в виде не курить и не пить, или поджигать дом, ясно?
Odasında demiştin, değil mi?
Она в своей комнате, да? Там?
- Otel odasında, değil mi? - Evet, onu getirebiliriz.
- Она в отеле, наверное?
Henüz değil Bess, ama Oliver ve ben sohbet ediyoruz, bu yüzden istersen babası gelene kadar bekleme odasında bekleyebilirsin.
Еще нет, Бесс, но у нас с Оливером небольшая беседа, так что... не могли бы вы немного посидеть в комнате ожиданий, пока его отец не появится.
Ciddi bir şey değil. Soyunma odasında olan şeyler.
Ничего серьезного - вся эта ерунда в раздевалке, немного крика.
Bilimin açıklayamadığı şeyler olduğuna inanç ve duanın bir etkisi olduğuna gerçekten inanıyorum ama bu bekleme odasında, ameliyathanede değil.
Я правда считаю, что есть такие вещи, которые наука объяснить не может, что в жизни есть место вере и молитвам, но их надо оставлять для комнаты ожидания, а не для операционной.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56