Onun için traduction Russe
19,689 traduction parallèle
Ama onun için ölmek istiyorum.
Но я бы умерла за нее.
Onun için ölmeme izin ver.
Так позволь мне умереть за нее.
Onun için korkuyorum.
Я беспокоюсь за его жизнь.
Beni onun için atma.
Не смей списывать меня со счетов... из-за нее.
- Onun için yeterli miyim?
- А я гожусь для этого?
Yani hâlâ onun için savaşıyorum.
То есть, я к этому стремлюсь, понимаешь?
Ve bizler hayattayız, bu yüzden onun için birer kadeh bir şeyler içebilir miyiz?
А мы остались. Поэтому... Можем мы просто выпить за него?
Çünkü bana iyi davranıyor. Ben de karşılığında onun için güzel bir şey yapmak istedim.
Потому что она была добра ко мне, и я хочу в ответ сделать что - то хорошее для нее.
Yucca'daki o boktan ev ona miras kalmıştı. Onun için başarı her akşam altılı bira alabilmekten ibaretti.
Он унаследовал этот дерьмовый дом в Юкке, и для него удача значила, что он напивается каждую ночь
Onun için bir de ultrason masrafını ödüyorlar.
И они оплатили сонограмму
Anlaşılan bu kitabın onun için özel bir anlamı var, efendim.
Хорошо.. похоже, эта книга что-то значила для него, мэм.
Ben de onun için buradayım, Dwight. Sorularını yanıtlamak için.
Я здесь именно для этого, Дуайт... чтобы ответить на твои вопросы
Ben sadece onun için en iyisini umut ediyorum.
Я всего лишь надеюсь на лучшее для него.
Robin'in ölümü onun için çok zor olmalı.
Смерть Робина... Наверняка ей нелегко.
Onun için aynı şey mümkün değilken senin döndüğünü görmek?
И увидеть, что ты вернулся, когда для Робина это невозможно.
Yani, benim için başa çıkacak tek bir şey var, belki onun için de bir seçenek vardır.
Я имею в виду, я привыкла, возможно, и для него в этом нет ничего страшного.
Onun için her şeyi yaptı.
И идет на все ради нее.
Hayır, onun için bir yatağım var ve zamanında içeri girmesini sağlayacağım.
Нет, у меня есть для неё койка и я прослежу, что она дома после комендантского часа.
Ben sadece... Onun için son zamanlarda bir şeylerin kötüye gittiğini biliyordum.
Просто... я знаю... ей в последнее время было не легко.
-... şuradaki ölü adam. - Onun için özür dilerim.
- Извини.
Onun için çok üzülürüm.
Мне его так жалко.
Eğer ihtiyacı olan yardımı alırsa, onun için bir fırsat olabilir.
Если получит нужную помощь, у него будет шанс.
Onun için iyi bir şey olmazdı, değil mi?
Я имею в виду... последствия были бы для него печальными.
Bu, onun için bir teselli olmuştur... "Kükremiyorsa, uçmaz"
Уверен, эта татуировка точно ему пригодилась...
Çifte cinayet, onun için zor görünüyor.
Список короткий. Только ненасильственные преступления.
Onun için bir kaç numara öğrenip, ona sürpriz yaparım diye düşündüm.
Думаю выучить несколько приёмов, удивить её.
Ya da belki de Donna ve o adam, onun için çalışıyordur.
А может, это были Донна и тот парень, на которого она работает.
Ve sonra annesi, onun için yeterince iyi olmadığımı düşündü ve onun sosyeteden biriyle evlenmesini istedi.
А потом его мать решила, что я для него недостаточно хороша, и захотела, чтобы он женился на девушке из высшего общества.
Onlar ayrıca, oğlunu kimin öldürmeye çalıştıysa onun için de önemli.
Но они также важны для того, кто пытался убить вашего сына.
Hastanedeki doktorlar, öleceğini söyledi onun için yapabilecekleri bir şey olmadığını söylediler.
Доктора в больнице сказали, что она умрет, что нет ничего, что можно сделать, чтобы помочь ей.
Bak, bir şey denersem ve işe yaramazsa, onun için daha kötü olacak.
Но если я оступлюсь, ему будет только хуже.
4 milyon dolar onun için çok büyük bir risk.
- Четыре миллиона долларов – для него это большие риски.
Muhtemelen kutunun içinde ne olduğunu gördüler ve onun için kavga ettiler, sizi aptallar.
Они, вероятно, видели, что внутри ящика и сражались за это, идиот!
Bu gece onun için hesaplaşma gecesiydi.
Выстрел - его способ всё исправить.
Onun için daha fazla endişe etmemize gerek kalmayabilir.
Возможно, нам больше не придется о нем беспокоиться.
Onun için değişme şansım vardı ama değişmekten korktuğum için bundan vazgeçtim.
У меня был шанс измениться ради него, но... остановиться было слишком страшно.
Onun için çalışıyorsun.
Ты работаешь на него.
- Vali onun için çalışmanı istemiyor.
Губернатор не хочет, чтобы ты работал по его делу.
Peter'ın davasında karşısına ne kadar eski çalışanı çıkarsa bu onun için o kadar kötü olur.
Чем больше старых союзников Питера выступает против него, тем больше ему уделяют пристальное внимания.
Beni yakalamak için onun peşinden gittiler.
На неё напали, чтобы добраться до меня.
Ve onun kuzenimiz veya kardeşimiz olması umurumda değil. Senin için onu sokağa atmam.
И мне плевать, двоюродный он нам или родной, но я не... я не выкину его на улицу ради тебя.
Karakolda oturmuş onun hakkındaki soruları cevapladığımız için olabilir.
потому что мы сидим в полицейском участке и отвечаем на вопросы о нём
- Tek yapmak istediğin buyduysa, Sean... Bulmak için dünyayı köşe bucak aradığın birini onun yerine koyabilesin diye Chris'in tekrar uyuşturucu kullandığını kanıtlamaksa o halde, kasıt yoktur. - Dolayısıyla, cinayet de yoktur.
Если это всё, что вы хотели сделать, Шон... доказать, что Крис снова употребляет наркотики, чтобы вы могли заменить его кем-то, кого искали по всему миру... тут нет никакого намерения и, следовательно, это не убийство
Onun sağlığı için senin hayatını riske atar mıyım sence?
Не в этом суть. Считаю ли я, что ты должен рисковать жизнью и здоровьем ради этого человека?
Biraz hipotansif ama oksijen alımı iyi. Onun boyutlarında bir bebek için durumu çok iyi.
Давление снижено, но оксигенация хорошая, что, учитывая его размеры...
Ama olay yeri ekibini araştırma için... onun kaçış rotasının olduğu yere gönderdim, özellikle o sokak arasına.
Но я отправила команду криминалистов еще раз проверить каждый ее шаг на пути отхода, особенно аллею.
Onun, evde kendi dükkanını kurduğunu keşfeden... - Koca Yao ile bir konuşma ayarlamak için, uyuşturucu birimiyle konuşurum. -... ve bundan mutlu olmayacak biri.
Партнер не обрадовался бы, обнаружив, что он открыл собственный магазин дома.
Peki ya aniden onun, mali uygunsuzluklar için bir muhbiri olduysa?
Что если он вдруг обнаружил осведомителя, стоящего над душой с финансовыми нарушениями?
Onun işi, gerçek bir işte çalıştığım için... ilgisiz bir anne olduğumu göstermek mi yani?
Он выставляет меня безучастной матерью, потому что я должна работать на настоящей работе?
Boşanmak isteyen ben olduğum için... Davayı onun açmasının, egosuna iyi geleceğini düşündü.
Потому что причина развода во мне, он думал, что это утешит его эго.
Baba, Peter Florrick'e karşı tanıklık etmemenin sebebi onun gerçekten yanlış bir şey yapmadığı için mi, yoksa hala onu korumaya mı çalışıyorsun?
Папа, ты не хочешь свидетельствовать против Питера Флоррика, потому что ты не думаешь, что он что-то нарушил, или потому что пытаешься его защитить? - Подожди минуту!
onun için endişeleniyorum 35
onun için üzülüyorum 44
onun için endişelenme 37
onun için değil 32
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
onun için üzülüyorum 44
onun için endişelenme 37
onun için değil 32
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onun neyi var 30
onun yerine 89
onun da 23
onun adı 76
onun babası 21
onun gibi bir şey 154
içine gir 16
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onun neyi var 30
onun yerine 89
onun da 23
onun adı 76
onun babası 21
onun gibi bir şey 154