Sac traduction Russe
12,069 traduction parallèle
Kısacık bir şey yazdım.
Я тут набросал пару строк.
Bazılarınızın bildiği gibi... Okul günlerinde öğle yemeğinde kısacık, 32 dakikalık bir mutluluğum var ve özellikle kötü giyinen öğrencim tarafından tekrar ve tekrar aynı şekilde yiyip tüketilen mutlu dakikalar. Sonunda düşündüm ki, biliyor musunuz?
Некоторые из вас в курсе, что мне положено всего 32 мимолётные минуты счастья в день во время обеда, а их у меня снова и снова отнимает одна и та же... просто жутко одетая ученица, и знаете что я наконец решил?
O saç stiliyle Jane Lynch olmana bir Adidas eşofman takımı kalmış.
К этой причёске тебе бы ещё адидасовский костюмчик, будешь вылитая Джейн Линч.
John Travolta'nın takma saçını da Tanrı yaptı, bazen hata yapabiliyor yani.
Бог сотворил парик Траволты, так что и он иногда ошибается.
- Saçını değiştirmişsin.
— Вы изменили причёску.
Steven'ın saçı, vücut yapısı, hiçbir şey.
У него были другие волосы, комплекция и всё прочее.
Ona, insanların bu konuyu kısa yoldan zengin olma çabası olarak göreceklerini aile içi meselelerin ortalığa saçılacağını sağdan soldan, kendisiyle ilgili asılsız iddialar duyarsa şaşırmamasını söyledik.
Мы сказали ему, что люди буду говорить, что он делает это только ради денег. Что личная информация семьи теперь станет достоянием общественности, и чтобы он не удивлялся, что люди будут говорить о вас то, чего вы никогда не слышали, и что полностью является ложью.
Ayrıca kan sulandırıcı ve saç güçleştiriciler.
И... и средства для разжижения крови... — И густоты волос...
- Saçını kesti.
— Он отрезал ей волосы.
- Saçını mı kesti?
— Отрезал ей волосы?
Kızın saçını kestin mi?
— Ты отрезал ей волосы?
- Saçını neyle kestin?
— Чем ты отрезал ей волосы?
Saçını kestin mi?
Ты отрезал ей волосы?
- Ufak ufak, koyu koyu etrafa saçılır.
— Маленькие, большие, они везде.
Şu görmüş olduğunuz leke kanlı saçın temiz bir yüzeyle temas etmesiyle oluşan lekeye tipik bir örnek.
Пятно здесь — это... классический пример следа, оставленного окровавленными волосами на чистой поверхности.
Bu da gösteriyor ki, bu bölgedeki kan kurbanın saçından bu yüzeye bulaşmış.
Это говорит, что окровавленные волосы передвигались... кровь с этих волос... на этой поверхности.
El, ayak, baş, saç, herhangi bir şey.
руку, ногу, голову, волосы, хоть что-то.
- Avukat Hanım saçınız.
Ваши волосы.
Daha saçını başını bile yolmadınız.
И вы стерпели?
- Ölen Kim Hye Jin ile saç başa girdiğini söylüyorlar.
У неё были тёрки с Ким Хё Чжин. Тёрки?
- Saç başa mı? Seo Chang Kwon ile ilişkisi ortaya çıktıktan bir ay sonra sırra kadem bastı.
А через месяц после этого она пропала.
Saçını kesmişsin.
Ты остриг свои волосы.
Günde bir kutu saç spreyi kullanıyordu.
Она ходит на водные процедуры.
Saçınız da güzel olmuş. Sizi daha yaşlı gösteriyor.
Отличные прически, кстати.
Saçına çıktı.
- Что? В волосах.
Saçını da sevmedim.
Да? Ненавижу его прическу.
Benim üstüme, onun üstüne, her yere saçıldı!
Ты же сам это видел!
Saçını da kestin.
Ты подстригся.
Nefret ediyorum saçından.
Мне не нравится.
Donna bu saç için fazla ciddi.
Донна - слишком пафосно для такой шевелюры.
Aynı sürede çoğu kişi ancak saçını kestiriyor.
Люди стригутся с такой же периодичностью.
Saçında tren var.
У тебя в волосах паровозик.
- Saçım tamamen beyaz zaten.
Посмотрим. Сейчас разберемся. Да, у меня полно седых волос.
Sonrasında buraya dönerdik ve mükemmel bir seks yapardık. Sonraki birkaç günü, birbirimize açık saçık mesajlar yollayarak geçirirdik.
Потом мы бы вернулись сюда, у нас был бы сумасшедший секс, и еще пару дней мы бы обменивались неприличными сообщениями.
Zaten doğru saç kesimim yok ve reçel kavanozu dışında kokteyl içmiyorum ya da Instagram'a öğle yemeğimin fotoğrafını atmıyorum.
У меня неправильная стрижка, я не пью коктейли из стеклянных банок и не выкладываю фотки обеда в Instagram.
Ama saçı değişti.
Только прическа другая.
- Saç var burada.
Это волосы.
Benim saçım.
Мои...
Saçım.
Это мои волосы.
- Bu benim saçım.
- Она взяла мои волосы.
Parçaları saçılmıştı.
Столько частиц...
Saçını uzatabilirsin.
Они снова отрастут
- Eve gideceğim saçımı düzelteceğim yüzüme güzel bir makyaj yapacağım ve en güzel elbisemi giyeceğim...
- Я приеду домой, сделать прическу, сногсшибательно накрашусь, надену свое лучшее платье...
Şu saçına bak ya! Zahmet edip...
Посмотрите на свои волосы.
Saçını bile düzeltmemişsin çünkü zaten saçın yok.
Вы не измените их. Потому у вас нет волос.
Saçına yaptığın şeyi takdir ediyorum.
И вы правильно делаете Вы...
Saç maşasını da açık unutmuş.
Она не выключила выпрямитель.
Saçın mı?
Что-то с причёской?
Kısa saç derken benim saçım gibi mi? - Yoksa seninki gibi mi?
- Короткие волосы, как у меня, или короткие волосы...
Belki de Lenny için saç ve makyaj yaptırmalıyım.
Надо было Ленни причесать и напудрить, да?
Öldürdüğün koca arslan köylere dehşet saçıyordu.
- Убитый им лев был грозой всех поселений.
saçmalık 1235
sacramento 33
saçmalama 1352
sachiko 16
saçma 804
saçmalıyorsun 156
saçın 38
saçmalama lütfen 25
saçmalıyorum 21
saçmalıyor 21
sacramento 33
saçmalama 1352
sachiko 16
saçma 804
saçmalıyorsun 156
saçın 38
saçmalama lütfen 25
saçmalıyorum 21
saçmalıyor 21