English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Russe / [ S ] / Sandığın gibi değil

Sandığın gibi değil traduction Russe

210 traduction parallèle
Evet. Sandığın gibi değil. Arkadaşım ve nişanlısı ile birlikte.
Я бы не осудил тебя, если бы ты побывала здесь со своим дружком.
Burada namusumla çalışıyorum, sandığın gibi değil.
Не начинай опять! Я работаю. Что за глупости!
Sandığın gibi değil.
Ну, это не то, о чём ты думаешь.
- Göster. - Söylüyorum ya, sandığın gibi değil.
Дорогая Мэри, это не имеет отношения к делу.
Sandığın gibi değil. Kimse gülmeyecek.
Она другая, она не будет смеяться.
- Sandığın gibi değil.
- Нет, это не то, что ты думаешь.
Sandığın gibi değil.
Я здесь не за этим
Sandığın gibi değil.
Ты понял?
Sandığın gibi değil Chet.
Все не так, Чет
- Sandığın gibi değil. Kesinlikle düşündüğün gibi değil.
- дем еимаи етси... поиа молифеис оти еилаи ;
Sandığın gibi değil.
Это не то, о чем ты подумал.
evet, fakat sandığın gibi değil.
Да, но по другому поводу.
- Sandığın gibi değil.
Не в этом дело. Правда?
Senin iş yapma şeklin bu mu? Hayır, sandığın gibi değil.
Так это ты дела делаешь?
Sandığın gibi değil.
Ты не так поняла.
Sandığın gibi değil.
Ничего! Это не то, что тьI думаешь.
Sandığın gibi değil, dog!
Ладно тебе, брат.
Sandığın gibi değil.
Нет, не то.
Sandığın gibi değil.
Это не то, что ты думаешь.
Sandığın gibi değil.
Погоди!
- Sandığın gibi değil.
Это не то, что вы подумали.
Sandığın gibi değil.
Это не важно.
Hayır, lütfen, Jennifer. Sandığın gibi değil.
Нет, пожалуйста, Дженифер.
Para yapmak için kuralları kabul etmedin mi? Bazı şeyler sandığın gibi değil.
Ты приняла правила... делала деньги, все не так как ты думаешь...
Reddington, o sandığın gibi biri değil.
Реддингтон не тот, кем кажется.
O sandığın gibi biri değil.
Он не тот, кто ты думаешь.
- Nino babamın sandığı gibi biri değil.
Нино не такой, как думает папа.
- Sandığınız gibi değil. Sakin olun.
Все не так, как вы думаете.
Sandığın gibi her zaman acıyla dolu değil.
Не думай, что здесь сплошное растление.
sandığınız gibi değil.
Не так, как Вьi думаете.
- Bu sandığın gibi bir şey değil.
- Да это совсем иначе происходит.
Oh hayır... Sandığınız gibi değil.
- О, нет, что вы, моя проблема заключается не в "интересном положении"
Sandığın gibi bir şey değil.
Если в обычном смысле.
Sandığınız gibi değil.
- Это не я.
- Sandığınız gibi değil efendim.
Не хотел тебя будить, дорогая.
Film yapmak, en azından benim için, sandığınız gibi gerçekten sadece bir ufak senaryo yazıp sonra gidip onu çekmek meselesi değil. Filmi yaparken kendi hayatınız, kendi deneyimleriniz de ayrıca çok önemli faktörlerdir. Ve zaten yönetmenin bir senrayoya, oyunculara ve çalışanlardan oluşan bir takıma sahip olmaktan başka uğraştığı bir çok şey vardır.
Съемки фильма по мне не только необходимость написать пустяковый сценарий, и потом снимать, в надежде, что твоя жизнь и жизненный опыт помогут в процессе, но режиссер работает сложнее, важно не только наличие сценария съемочной группы и актеров.
Ama bu sandığın gibi bir şey değil.
Это не то, чем может показаться.
Belki de pes etme zamanımın geldiğini düşünüyorsunuz ancak sandığınız gibi değil.
Наверное, вы думаете, что я уже готов сдаться но это не так.
Margaret, sevgilim... bulduğunu sandığın her neyse, sandığın gibi değil.
Маргарет, дорогая, что бы ты там ни нашла это не то, что ты думаешь.
Dükkân soymak, hırsızlık olduğundan dolayı ki, bu suç teşkil eder. Sandığınızın aksine, eroin kurbanı olmak gibi bir şey söz konusu değil.
Магазинная кража - это все равно кража, т.е. преступление... и, что бы вы ни полагали, нет преступления без жертвы.
Sandığınız gibi değil.
- Это не то, что вы думаете.
Durum sandığınız gibi değil.
¬ сЄ не так, как оно кажетс €.
Sandığınız gibi değil.
Это не то, что ты думаешь.
İşler senin sandığın gibi değil aslında.
Ты меня совсем не знаешь, а говоришь так, будто знаешь!
Sandığın gibi değil.
- Бобби Рэй, всё не так!
Sebastian Rooks senin sandığın gibi biri değil.
Себастьян Рукс - не тот человек, за которого ты его принимаешь.
Sandığınız gibi değil.
Это не то, что вам показалось.
Sandığın gibi değil. Matematik ödevi için yardım alıyordum.
Это не то, что ты думаешь.
Bak, sandığın gibi bir şey değil, tamam mı?
Слушай, это не то, что ты думаешь, ладно?
Selmak bazı DNA test sonuçlarını anlayabilmeyi başardı, ve görünüşe göre Albay O'Neill'ın durumu sandığımız gibi değil.
Селмак имел возможность проанализировать некоторые результаты тестов ДНК, которые мы собрали... и кажется, что состояние Полковника Онилла не такое, как мы сначала думали.
Sandığın gibi değil.
Нет, мы не знали!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]