Yolu biliyorsun traduction Russe
113 traduction parallèle
Ormoc'a giden yolu biliyorsun, değil mi?
" ы знаешь дорогу до ќрмока, верно?
Yolu biliyorsun.
- Ты знаешь дорогу? - Да.
Yolu biliyorsun.
Ты знаешь дорогу.
Yolu biliyorsun.
Ты одна знаешь дорогу.
Yolu biliyorsun.
Тебе лучше уйти
Yolu biliyorsun, değil mi?
Ты ведь знаешь сам дорогу?
Yolu biliyorsun.
Вы знаете где выход.
Başka hangi yolu biliyorsun ki?
Если другой путь, что бы думать об этом?
Yolu biliyorsun.
Нет, ты знаешь дорогу.
Ama sen gidilecek yolu biliyorsun.
Но вы ведь знаете, куда ехать.
Yolu biliyorsun.
Дорогу вы знаете.
Yolu biliyorsun.
Проходите, вы знаете куда.
Hayır, hayır al anahtarları, sen sür. Yolu biliyorsun.
Эмилио, возьми ключи, ты ведь знаешь дорогу!
O zaman yolu biliyorsun.
Тогда Вы знаете как добраться.
Yolu biliyorsun.
You know the way out.
Sen yolu biliyorsun.
Ты знаешь дорогу.
Pek bir şey bilmiyorsun. Al şunu. Madem yolu biliyorsun, o zaman sen sür.
Так что возьми это и стань таким, каким нужно.
Yolu biliyorsun zaten.
Что ж, вижу, выход ты нашла.
Yolu ondan daha iyi biliyorsun.
Ты лучше знаешь дорогу.
Biliyorsun, başka bir yolu olsaydı burada olmazdım.
Ты же знаешь, были б другие варианты, меня б здесь не было
Bunu yapmanın bir yolu olduğunu biliyorsun.
И ты знаешь, что есть способ это сделать.
Çünkü sadece iki ifade yolu biliyorsun... sessizlik ve öfke. Niye ülsersin biliyor musun?
Знаешь, почему у тебя язва?
Sen de iyi biliyorsun ki, bu kitap yazmanın doğal yolu değil.
Но ведь вы понимаете, что обычно писатели не пишут в таких условиях.
Biliyorsun, başka yolu yok.
Это точно, ты знаешь.
- Yolu nereden biliyorsun?
- A кaк ты нaxoдишь дopoгy?
Her yolu denedim biliyorsun. Ama hala dikkatlerini çekemiyorum.
Я пробовал все, но они по-прежнему безразличны.
- Bulgar kronografını. bildiğim gibi. - Ama yolu biliyorsun, değil mi?
Но ты знаешь дорогу?
Bunun bir yolu bulunurdu ve sen de bunu biliyorsun.
На это есть свои приёмы. И ты их знаешь.
Yolu biliyorsun.
Тьi знаешь, как пройти.
Biliyorsun, artık benimle okula kadar yürümek zorunda değilsin, anne. Artık yolu biliyorum.
тебе ведь не обязательно водить меня в школу, мам я знаю дорогу.
Bu gemiden çıkmanın sadece iki yolu olduğunu biliyorsun, değil mi?
Вы знаете, что есть только два пути из этого судна, не так ли?
Buna mecbur olduğumuzu biliyorsun, değil mi? Bay Gray'i durdurmanın tek yolu onu öldürmek, tabii yakalarsak.
Пойми, только убив его, можно остановить мистера Грея.
Acıyı durdumanın sadece bir tek yolu olduğunu biliyorsun.
Знаешь, есть единственный способ прекратить эту боль.
Tamamdır, yolu biliyorsun.
Трассу вы знаете. Главное - возвращайтесь.
Dövüşle ilgili bilinecek her şeyi biliyorsun. O yüzden o aynı eski yolu baştan almamızın manası yok.
Ты и так все знаешь о боксе так что лишнего я сейчас говорить не стану.
Üzerimize çekmenin en iyi yolu bu, sen de biliyorsun.
Ты же понимаешь, что так будет легче его выманить. - Что?
Buna son vermenin başka bir yolu var, sen de biliyorsun.
Есть другой выход. Ты сам знаешь.
Biliyorsun, Derek'in babasının beni dinlemesini sağlamak için her yolu denedim, ama başaramadım.
Знаешь, я перепробовала всё, что могла придумать, чтобы... ооо... заставить отца Дерека слушать, но не смогла это сделать.
Yolu biliyorsun değil mi?
Ты знаешь дорогу?
Chloe, biliyorsun Clark asla Lex'den sonsuza dek kurtulmamızı sağlayacak yolu kabul etmeyecektir.
Хлоя, ты же знаешь Кларка - он никогда не согласится сделать то, что нужно, чтобы навсегда избавиться от Лекса.
Ve seni içeri almamın yolu olmadığını biliyorsun.
На парковку я тебя не пущу.
Biliyorsun, bunu yapmanın kolay bir yolu yok.
По-простому никак не получится.
Sadece diyorum ki, sen de biliyorsun mutlu mesut bir anlaşma yolu bulabiliriz.
Может, мы организуем переговоры и сойдемся на варианте, который устроит всех.
Onları kurtarmanın bir yolu olduğunu biliyorsun.
Вы знаете, существует способ спасти их.
Aslında, biliyorsun, bu operasyonu halletmenin daha hızlı bir yolu var.
Ты знаешь, есть более быстрый способ разобраться в его операциях.
Bunun "Ben bir tavuğum" demenin başka bir yolu olduğunu biliyorsun değil mi?
За этим словом, обычно, прячутся трусишки.
Michael, başka bir yolu olmadığını sen de biliyorsun.
Майкл, ты же знаешь, что это единственный выход.
Kayıtların defterlere nasıl işlendiğini biliyorsun. Belki defterlerdeki bazı şeyleri geri almanın da bir yolu vardır.
Ну, учитывая твои знания о том, как бухгалтерия докатилась до такого, может, есть какой-то способ, которым ты могла бы все это исправить.
Biliyorsun, yapmam gereken bu operasyonu yönetmekti yolu kontrol etmek değil.
Знаешь, я должен выполнять эту операцию, а не ходить проверять дорогу.
Biliyorsun, bu korkudan kurtulmanın tek yolu oturup ne söyleyeceğini dinlemektir.
Знаешь, единственный способ прекратить это безумие, это сесть и выслушать его.
Ama bunun başka bir yolu olabilir... Tazminat davası açmaktansa... Çünkü biliyorsun, o hapse girebilir.
Мне просто кажется, что есть другой путь разрешить ситуацию, чем выдвижение обвинений потому что он может попасть в тюрьму.
biliyorsun 4418
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
biliyorsun değil mi 147
biliyorsun ki 112
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
yolu yok 35
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
biliyorsun değil mi 147
biliyorsun ki 112
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
yolu yok 35