Zor değil traduction Russe
1,994 traduction parallèle
- Zor değil... - Mesajlarım dışarıda mıydı?
- И не сложно...
İstemesi zor değil, Nips.
Я не так много прошу, Буфера
Yaptıklarına bakarsak bunu anlamak o kadar da zor değil.
Ну, учитывая твои жилищные условия - я.
Binanın yapımını engellemeye çalışan bir kadınla çıkmak zor değil mi?
Неужели прикольно встречаться с женщиной, которая делает всё, чтобы твоё здание не было построено?
Senin ve benim seçimlerimizi biliyorum, seninki pek de zor değil.
Я знаю тебя, и себя и твой путь не сложнее.
Benim için olduğu kadar zor değil.
Мне ещё тяжелее.
O kadar da zor değil.
Не так уж и сложно.
O kadar zor değil.
Это совсем не тяжело.
- Çok zor değil mi?
Это тяжело, не правда ли?
Hayır yani çok zor değil... ama eğer bunları mutfak dolaplarına eklersen tuğlaları da örmemiz gerekirse, bu adam öldürmek gibi olur ama...
Нет, не всё плохо, но если учесть состояние кухонных шкафов кафеля и то, что по всей видимости здесь кого-то убили,
- Bu çok da zor değil, değil mi?
- Всё равно как-то не цепляет, да?
Farketmek o kadar da zor değil.
Это было нетрудно заметить.
O kadar da zor değil, Ryan!
Это не так сложно, Райан!
Gördünüz mü? Hiç de zor değil.
Видишь, это совсем не сложно.
Aslına bakarsan, sandığın kadar zor değil.
На самом деле это не так странно, как ты, может быть, думаешь.
* Ama son zamanlarda bir şeyler değişti, zor değil anlaması * * Jessie kendine bir kız arkadaş buldu ama ben kendime istiyorum kızı * * Jessie'yi izliyor o gözlerle *
Джесси – это друг и я знаю, он мой хороший друг
Ama son zamanlarda bir şeyler değişti, zor değil anlaması
* Но недавно все изменилось, И не сложно сказать из-за чего : *
Bütün o engeller döktüğün yoluma Pek de zor değil dayanması
* Вся грязь, * * что ты кидал в мою сторону, * * не пройдет просто так *
Bütün o engeller döktüğün yoluma Pek de zor değil dayanması
* Всю грязь, * * что ты бросал в меня * * не так уж сложно перетерпеть *
Chicago'da işler zor değil mi?
Как там, туго в Чикаго-то?
Daha çok Maxeen'i gerçi ama şu "bir alana iki tane" işi o kadar da zor değil.
В основном Макин, ну да ладно. Эта затея... два-в-одном, это... Это не так уж трудно.
Zor değil ki efendim.
Это не сложно, сэр.
Zor değil.
Не проблема.
O kadar da zor değilmiş, değil mi?
Это не было ведь так сложно?
Pilav için zor bir pirinç, değil mi?
Это сложный для готовки рис, верно?
Her zamanki gibi bir sürü insan ona zor sorular sorup duruyor ama sen değil.
Большинство людей задают ей каверзные вопросы, но не ты
Geçen yıl sizin için zor bir yıldı değil mi?
Последний год был трудным не только для вас, понимаете?
Öyle değil mi? Giordino'nun için kaçmanın ne kadar zor olduğundan bahsetmiyorum bile.
Не говоря уже о том, что Джордино стало намного сложнее удрать.
Bu zor zamanlarda annesine tek başına destek olmak zorunda değil ki.
Не нужно ему на себя одного взваливать заботу о маме в это нелёгкое время.
Ne kadar zor olacağı veya ne kadar süreceği umurumda değil...
И меня не волнует, как трудно это или как долго.
- Zor bir gün, değil mi?
- Похоже, день не удался, Роберто?
Aynen öyle. İki yerde birden olmak zor olmalı, değil mi?
Трудно быть сразу в двух местах, верно?
Aynen öyle. İki yerde birden olmak zor olmalı, değil mi?
Сложно быть в двух местах одновременно, верно?
Çok zor olmaz değil mi?
Но ведь не всё так плохо, а?
- Degil mi? - Altina girmesi zor bir yük.
Работёнка-то ему досталась не из лёгких.
Hâlâ zor kararlar veremiyorsun, değil mi?
Все еще не можешь принять трудное решение, да?
Çok zor, değil mi?
Всё равно это непросто, не правда ли?
Krep konusunda zor beğeneceğimin farkındasın, değil mi?
Ты понимаешь, что к блинчикам я особо придирчива?
O kadar zor bir soru değil.
Не такой уж сложный вопрос.
250 ) \ be1 } Öyle ki Beethoven'ı bile kıskandıracak kadar. değil mi? Paçayı zor kurtardık!
Так классно, что даже Бетховен позавидует!
Diğer çocuklar sana zor zamanlar yaşatıyor değil mi?
Не легко с остальными детьми, да?
Emily, bunun zor geldiğini biliyorum ama kötü bir şey değil gerçekten.
Слушай, Эмили. Я знаю, что это тяжело. Перестань думать об этом.
Sensiz zor hayatta kaldık, değil mi Mads?
Мы с трудом выжили без тебя, правда, Мэдс?
Bu zor olacak. Bu ülkenin en nüfuzlu devlet memuru sensin, değil mi? Sağ ol.
Вы самый могущественный политик в стране, не так ли?
Bu senin için zor olmalıydı, değil mi?
Тяжело тебе, наверное, пришлось, да?
Arkadaşlarını çöp niyetine kullanmayınca ilham bulmak zor oluyor, değil mi?
Сложно найти вдохновение когда ты не рушишь жизни твоих друзей, да?
Bu kitabın film haklarını istiyorum ve sende yazarla iyi arkadaş olduğuna göre senin için zor olmamalı, değil mi?
Я хочу права на фильм по этой книге, и поскольку автор твой хороший друг, это не будет проблемой, да?
Zor zamanlar geçirdin, değil mi?
Тебе было тяжело последнее время, верно?
Moteldeki duştan DNA bulmak çok zor bir şey değil çocuklar!
ДНК немного надо, а в мотеле вашего добра как грязи, ребятки!
Kopya olmak zor bir şey, değil mi?
Тяжело быть копией, да?
Tamam, ama o değil. Şimdi... Şimdi ikisi de o o yüzden iki katı zor olacak...
Ага, вот только их там двое так что это будет вдвое труднее.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil mi efendim 66
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil mi efendim 66