Çok da önemli değil traduction Russe
181 traduction parallèle
Umarım olur ama artık çok da önemli değil.
Но теперь это совсем неважно.
Zaten bu çok da önemli değil.
Да это и не важно сейчас.
Burada özel bir fotoğrafım var ama artık çok da önemli değil.
Нет, нет, ради Бога, эта очень личная. Неважно.
Çok da önemli değil.
Всего 60 баксов.
Çok da önemli değil.
Все равно это не имеет значения.
- Çok da önemli değil.
- Необязательно.
Çok da önemli değil.
Вообще-то мне все равно.
Çok da önemli değil çünkü erkeklerin tadına bayılırım Ooga.
Мне все равно, потому что я люблю вкус мужчины, о да.
- Bence çok da önemli değil.
– К тому же это не важно.
Kolejli olmak çok da önemli değil
Что ты не пришел в колледж Не такая уж это беда
Çok da önemli değil, değil mi?
Ничего такого. Правда?
Baba oğul konusuna gelince, çok da önemli değil.
Что касается отца и сына, тут ничего особенного.
Sadece bir kez öpüştük ve çok da... Çok da önemli değil.
Мы всего лишь один раз поцеловались, и это... это не так серьезно.
Hem seksenli yıllarda bu çok da önemli değil.
Тем более, уже 80-е.
Bu çok da önemli değil.
"Больше, чем я"? Это мне ни о чем не говорит.
Genelde yatakta uyumam zaten. Yani bu çok da önemli değil.
Вообще-то, когда я в своей постели, я всё равно не сплю, так что это не имеет значения.
Çok da önemli değil.
Так что, ничего страшного.
Hayır, çok da önemli değil.
— Нет, ничего страшного.
Ama bu çok da önemli değil.
Но мне не кажется, что это имеет значение...
Belki istemeyerek, belki Pin'in işini sekteye uğratmak için, çok da önemli değil.
Может нечаянно, може, чтобы подставить Пина, не важно.
Çok da önemli değil.
Знаешь, это уже неважно.
Çok da önemli değil
Подумаешь, большое дело.
Çok da önemli değil, ama yine de bir suç.
Это хоть и небольшое, но преступление.
Bunlar çok da önemli değil.
Это полнейший бред.
Çok da önemli değil de, ama bilirsiniz...
Я, конечно, не против, но Вы понимаете...
Canlı kalırsan ne ala, ama çok da önemli değil.
Неплохо бы живым, но не обязательно.
Aslında, çok da önemli değil.
Но знаешь, это неважно...
Çok da önemli değil.
Ничего интересного.
Çok da önemli değil gerçi.
Но всё же не стоит.
Ve bu işe girememek çok da önemli değil.
Ага, в смысле, ну и Провиденс? Это же не Манхеттен. Правда, потому что это Провиденс
- Çok da önemli değil.
- Ничего особенного.
Tatlım, çok da önemli değil.
О, дорогой, это ерунда.
Çok da önemli değil zaten.
Ќо это не имеет значени €.
Bu çok da önemli değil, Adrian.
Но это не важно, Эдриан.
Ama sonradan da çok önemli değil diye düşündüm.
Но я думала, что это не так важно.
Bu geceki mesele... çok da önemli bir şey değil. En iyisi bunu tamamen unutmak.
Надеюсь, она не будет сильно переживать, из-за того, что произошло.
"Yıllar önce, tam olarak kaç yıl olduğu önemli değil çok az param vardı ve kıyıda ilgimi çekecek hiçbir şey yoktu."
Несколько лет назад, не важно сколько именно, я оказался совсем без денег. И ничто не удерживало меня больше на берегу.
Ve bu düzeltmeyi yaparken insan şeklinde eksiklere ya da bozulmaya neden olduysam bu gerçekten çok da önemli bir şey değil.
Гармоничное, совершенно не способное на злодеяния. А если у моего творения... не хватает чего-то человеческого,... а есть когти или копыта,... то это не имеет большого значения.
Eğer katılmazsan o da çok önemli değil.
А если нет - тоже ничего страшного.
Çok da önemli değil.
У видимся где-нибудь в галактике, ребята.
Seks aslında o kadar da önemli bir şey değil. Çok fazla önemseniyor.
Ну, знаешь... секс не настолько хорош, как его рекламируют.
Ben senin dayınım, ama bu da çok önemli değil.
Пусть я и твой дядя, но не это главное.
Kana da çok sorumsuz. Önemli değil.
Я сама.
Önemli değil. Hartford'da çok kaldım.
Я много времени провожу в Хартворде.
Çok da önemli değil.
подумаешь, большое дело.
Tamam, Sosyal Politikalar Bakanlığı da çok önemli. Ama bir Ulaştırma değil.
Ладно, социальное развитие важно, но это не Транспорт.
- Çok da önemli değil.
В смысле, это даже не мое первое предложение.
Bu da çok önemli, değil mi?
Это же очень хорошо, правда?
Çok da önemli bir şey değil.
Это не так уж и важно.
Ama bu çok da önemli bir sorun değil. Pekâlâ.
Но это и не так важно.
Çok da önemli bir şey değil.
Послушай, это не так важно.
çok daha iyiyim 55
çok daha fazlası 28
çok dar 20
çok daha fazla 27
çok daha iyi 204
çok daha iyi hissediyorum 20
çok daha kötü 18
çok da kötü değil 16
önemli değil 3809
önemli degil 25
çok daha fazlası 28
çok dar 20
çok daha fazla 27
çok daha iyi 204
çok daha iyi hissediyorum 20
çok daha kötü 18
çok da kötü değil 16
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli değil mi 21
önemli değildi 25
çok düşüncelisin 96
çok duygulandım 41
çok doğru 697
çok dikkat et 20
çok düşüncelisiniz 51
çok değerli 25
çok düşündüm 29
çok dikkatli ol 53
önemli değildi 25
çok düşüncelisin 96
çok duygulandım 41
çok doğru 697
çok dikkat et 20
çok düşüncelisiniz 51
çok değerli 25
çok düşündüm 29
çok dikkatli ol 53