Îste traduction Russe
127,709 traduction parallèle
İşte...
Вот... "Райли Моторс"
Benim elim yok bu işte.
Я тут ни при чём.
İşte burada.
А вот и она.
İşte bu yüzden burada yemek yemelerine izin verilir.
Поэтому им и разрешено здесь ужинать.
- İşte burada.
- Держи.
Yapacağımız şey işte bu.
Так и поступим.
- İşte böyle.
- Вот так.
- İşte geliyor!
- Она выходит!
- İşte burada!
- А вот и она!
İşte burada.
Вот и всё.
İşte başardık.
Вот так.
İşte benim kızım!
Вот моя девочка!
- Ya öyle işte, önceden verdim.
- Да, да, я уже это сделал.
Ama bilirsiniz işte, biz artistlerin, normal bir aşk ilişkileri yoktur.
Но у нас, актеров, у нас не обычные профессиональные взаимоотношения.
İşte bu yüzden adı Strip Poker ya.
Это же не просто так называется стрип покер.
Bak, herneyse işte.
Слушай. Как бы то ни было...
Ne yapıyorsun? Uğraşıyorum işte.
Занимаюсь делами.
İşte burdasın.
Вот она.
- İşte benim karım.
- Вот моя жена.
Can sıkıcı durumlar işte.
Это удручает.
İşte bu sebeple burdayım, Peder.
Именно поэтому я сейчас здесь, отец.
Ama sen benim çocuklarımı taşıyorsun, işte bu yüzden seni, öğleden sonra yalnız bırakacağım.
Но... ты носишь моих детей, так что я оставлю тебя сегодня днем.
İşte torunlarım.
А вот и мои внуки.
İşte benim karım.
Вот и она.
- öylece olmuş işte. - Hayır.
- просто так случилось.
İşte ordasın.
Вот ты где.
Paketin benim işte!
Я твоя посылка!
Ki... bu yüzden ikinizi de bu işte istiyorum.
Именно поэтому я хочу, чтобы вы оба этим занимались.
Ayrıca kapalı alanlarda kalmaktan da korkarsın, uzun bir süre bir yerde tıkılı kalırsan, İşte bu yüzden sana, trenin birazdan hareket etmeye, başlayacağını telkin ederek seni rahatlatmak için yanına geldim, tamam mı?
А ещё знаю, что у тебя начинается клаустрофобия, если застреваешь где-то слишком надолго, поэтому я захотел подсесть и очистить твой разум, сказать, что поезд тронется в любую секунду, понимаешь?
- Tamam, biliyorsun, işte... biliyorsun, ona karşı pek de iyi davranmıyordun.
- В порядке тоже. Просто, понимаешь... Ты всегда был к нему слишком строг.
Biliyorsun işte... İkimiz de Facebook arkadaşıyız çünkü.
Ну, просто... увидел на Фейсбуке, мы же там друзья.
İşte oldu.
Ну вот и всё.
Bir yere işte.
В одно место.
İşte.
Вот.
Neyse işte, burdan ayrılacağım...
Так что... Я сваливаю, не буду...
Bilirsin işte.
Ты же знаешь.
O işte açıkcası ben yer almak istiyordum.
- А я наделся предложить свою кандидатуру.
Eh işte, şöyle böyle.
Все хорошо... хорошо.
- İşte geldim.
- Ладно.
İşte bak.
А вот и они.
Tamam işte... o konuyu konuşmamız için, tamam.
Ладно... давай поговорим об этом.
İşte bu yüzden bırakıyorsun.
Поэтому ты сбегаешь.
Yani aslında, Notting Hill'in... finalinde, Hugh Grant, Julia Roberts için "eh işte, olsa da olur" diye düşünseydi, film böyle etki bırakmazdı.
Концовка "Ноттинг Хилла" никуда не годится, если Хью Грант думает, что Джулия Робертс "ничего такая".
İşte oldu.
Вот оно.
İşte bu yüzden soruyorum.
Потому и спрашиваю.
Tamam, o zaman sür işte.
И так оно и будет.
İşte böyle çocuklar.
Вот так, ребята.
İşte böyle.
Вот он.
İşte böyle!
Вот так!
Bilirsiniz işte... Genelde kıyafet çekimleri.
В основном для каталогов.
Hem de yeni aldığım şapkayı takıp. - Onu yapma işte.
Надену свою новую фетровую шляпу.
işte 8558
iste 115
istediğim 46
ister 23
istemiyorum 1125
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste 115
istediğim 46
ister 23
istemiyorum 1125
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste orada 22
istersen 241
istedi 31
istedim 74
isterim 243
istemem 270
istemiyor 51
ister misin 572
işte böyle 2360
isterdim 117
istersen 241
istedi 31
istedim 74
isterim 243
istemem 270
istemiyor 51
ister misin 572
işte böyle 2360
isterdim 117