A big one tradutor Turco
3,453 parallel translation
There have been six victims, but so far only one fatality, a big one :
Sonu kötü biten bir şaka. Altı kurban var, ama sadece bir tanesi ölümle sonuçladı.
I'm reeling in a big one.
Büyük bir şey çekiyorum oltayla.
Oh, you're a big one.
Cidden büyük bu sefer.
I hooked a big one last night.
Dün sağlam bir tanesiyle takıldım.
That was a big one! Your contractions are now no more minutes apart.
- Kasılmaların artık peş peşe geliyor.
Yeah, she just reeled in a big one all by herself.
Gerçekten mi? Evet, gerçekten büyüklerden getirdi.
And we just found a big one.
Ve biz büyük bi tane bulduk.
A big one.
Hem de büyük olmalı.
A big one.
Büyük bir şey.
That's a big one.
Ciddi bir kural.
A... yeah, a big one.
Büyük bir tane var.
I'd say put on a thinking cap, but I don't think there's one big enough.
Düşüncelerini bir kaba koy, ama bir tanesinin yeterli olacağını düşünmüyorum.
We got an economy in the toilet, a big election coming up, but this country's number one priority should be making football safer.
Tuvalette bir ekonomimiz var. Büyük bir seçim yolda ama futbolu daha güvenli bir hale getirmek ülkenin en önemli önceliği olmalı!
One of my girls won't be able to make it, on account of the fact that I didn't invite her, on account of the fact that she's a big ol'bitch.
Kızlardan biri gelemeyecek. Onu davet etmediğim için. Süprüntünün teki olduğu için.
The strangest thing about grieving is realizing the loved one's death really isn't that big of a deal.
Yas, garip bir şey. Sevilen bir kişinin ardından yas tutmak o kadar da önemli değildir.
This town needs a new mayor, and not one that's in bed with "big business."
Bu kasabanın yeni bir başkana ihtiyacı var ve yatakta "büyük mesele" ile birlikte olan değil.
I'm reeling in a big one here!
Büyük bir şey çekiyorum oltayla!
I've got a new one for your big book of stereolithographic firsts.
- "Stereolitografik Başlangıçlar" adlı kitabın için... - yeni bir şey buldum.
Then I can win the election, and I'll have a big party, and I'll put you both on the guest list, plus one.
O zaman seçimi kazanabilirim ve büyük bir parti veririm ve ikinizi de davetli listesine eklerim bir kişi daha getirirsiniz.
He's gonna be a big star someday. All I need is to write one hit song to realize my dream of fame and fortune.
Şarkı şöyle olacak "Yalnız çocuk, öp onu bay pizza."
You'll cheat on her, she'll cheat on you, and then one day, you'll find out she's been keeping a secret so big, it'll destroy your whole family.
Sen onu aldatacaksın, o seni aldatacak. Ve bir gün fark edeceksin ki senden o kadar büyük bir sır saklıyormuş ki bu sır aileni yıkacak.
'He's been ruling the Mumbai Underworld for 20 years...''... but no one's found a single clue against him...''... and he's a big mystery.'
20 yıldır Mumbai yeraltı dünyasının lideri. Bugüne kadar onun büyük sırrını çözebilen olmadı.
There's a rabbit out there, a fucking big one, and he's got this girl...
Dışarıda tavşan var, dev bir tavşan ve kızın tekini yakalamış.
There's a big difference between the original crime and this one.
Gerçek olay yeri ve bunun arasında büyük bir fark var.
- and I need your advice. - Does one wear Prada or Armani to a bangin'party on a yacht,'cause that's where big papa's gonna be tonight! - What?
Tavsiyenize ihtiyacım var.
And for the last one year I have just been feeling that all of this is a big mistake...
Ve son bir yıldır, büyük bir hata yapıyormuşum gibi hissediyorum.
Yes... A very big one...
- Evet, çok önemli.
You know, my entire life, my pop was always one big break away from getting us out of Bayonne, and I swore that that would not be me.
Biliyor musun, bütün hayatı boyunca babam bizi Bayonne'a taşımaktan bir adım uzaktaydı ve bende ona dönüşmeyeceğime yemin etmiştim.
What the people on / b / did, was invade Habbo Hotel, created thousands of avatars, they all had this one uniform of a black guy with a big afro, wearing a black suit and so there would be thousands of these people,
/ b /'deki insanlar şunu yaptı, Habbo Hotel'i işgal ettiler, binlerce avatar yarattılar, hepsi tek bir kıyafet giyiyordu afro saçıyla siyahi bir adam, siyah takım elbise sonra binlerce insan vardı, siyahi adamlar-siyah takım içinde, büyük afro saçlarıyla bu dünyada dolanıyorlar
So our guy was run over by at least one big-rig and maybe a car or two.
Adamımızın üzerinden bir tır ya da bir-iki araba geçmiş.
Well, I was a business major, but this one time my roommate and I, we had this big argument about whether it was Monet or Manet.
Daha çok iş adamıyım ama bir keresi oda arkadaşımla Monet mi yoksa Manet mi diye büyük bir tartışma çıkarmıştık.
When I was posted in Manhattan, a chief deputy there, this big guy named Langston, he used to spend one day a week in the field.
Manhattan'da görev yaparken, Langston adında iri yarı bir şefimiz vardı haftada bir gün sahaya çıkardı.
Recently, Haley got a little creative on one of her college applications... and listed herself as a Big Sister.
Haley geçenlerde üniversite başvurularından birinde biraz yaratıcı davranıp kendini "abla" olarak tanımlamış.
Number one's a big mover...
1 numara çok büyük bir hamleyle...
Well, we used to be best friends, and I was the one who turned her on to couponing, which was big mistake because she turned into a monster.
Eskiden çok iyi arkadaştık onu kupon biriktirmeye başlatan bendim ve bu büyük bir hataydı, çünkü böylece canavara dönüştü.
Like a wolf, a big bad one?
Kurt gibi mi, büyük kötü olanlardan?
One who kept a really big secret.
Çok büyük bir sırrımı bilen kişi.
A way to find the big one, the ultimate, that one last legitimate product that would allow you to retire?
Emekli olmanızı sağlayacak büyük bir tane bulmak için bir yol ; nihai, en son meşru ürün?
The big one is a Kree warship.
Büyük olanı Kree savaş gemisi.
I'm working on a deal, a big one.
Büyük bir anlaşma üzerindeyim.
Now, I want a blonde, and I want one of those big old cowboy bone-in ribeyes from Y.O.
Bir sarışın hatun istiyorum Ohio'daki kovboylar gibi etli butlu olanlardan birini istiyorum.
One box will blow a hole big enough to get us out of here.
Bir kutu bizi çıkarmak için burayı havaya uçurmaya yeterli.
We don't normally put a big arena tour together with only one week of rehearsal, but
Normalde büyük arena konserleri yapmayız, sadece bir haftalık çalışmayla ama,
You will have a one-on-one mentoring session with Jane to help you prepare for this week's big group number, which is...
Klipteki başrolüne Jane Lynch ile bire bir hazırlanacaksın.
So, Aylin, as usual, that means you win a one-on-one mentoring session with Kevin, as well as a stand-out moment in the big group number, which is...
Peki Aylin bu, Kevin'dan bire bir danışmanlık alacağın anlamına geliyor. Klipte de başrolü oynayacaksın. Klip şarkısınıysa...
Ali, one of the notes you keep getting overall is just the being over the top, and that goes for the studio too, it's just... almost every time, you're a little too big for the moment.
Ali, senin için önemli olan şeylerden biri de, stüdyodayken bile fazlasıyla takıntıIı olman. Anı yaşamak yerine, anın ötesine geçiyorsun.
If I could convince you that one of the codefendants was actually guilty but - the other two weren't... - That's a big if.
Müşterek davalılardan birinin gerçekten suçlu olduğu ama diğer ikisinin olmadığı konusunda seni ikna edersem eğer.
But why do you write a big "2" here, not a small one, like before?
- Ama neden, buraya eskisi gibi küçük değilde büyük bir "2" yazdın.
So, Michael, you have won a one-on-one mentoring session with dianna, lucky you, to work on your role in the big group number, which is...
Michael şanslısın Dianna'dan klip şarkısında oynayacağın başrol için, birebir danışmanlık alacaksın. Ki oda ;
This means that you've won a one-on-one mentoring session with Darren, who will work with you on your role in the big group number, which is...
Klipte baş rolü oynayacaksın ve Darren'dan bire bir danışmanlık alacaksın.
And I was like, "She's probably got a reason." A really, really big one.
Büyük, çok büyük bir nedeni.
a big deal 21
a big mistake 20
a big 229
big one 69
big ones 111
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
a big mistake 20
a big 229
big one 69
big ones 111
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
one month later 23
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one month later 23
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one moment 967
one more thing 865
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one moment 967
one more thing 865
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318