Afraid not tradutor Turco
9,644 parallel translation
Oh, I'm afraid not, Puss.
Korkarım olmaz, Kedi.
I'm afraid not.
Korkarım ki hayır.
- Afraid not.
- Korkarım ki hayır.
I'm afraid not.
- Korkarım ki olmaz.
I'm afraid not, Your Honor.
- Korkarım hayır Sayın Yargıç.
I'm afraid not.
Ben korkmuyorum.
I'm afraid not.
Maalesef yok.
I'm afraid not.
Korkarım hayır.
I'm afraid not.
- Korkarım yok.
I was told that Mr. Donovan is not afraid of violence.
Bay Donovan'ın arbededen çekinmeyen biri olduğu söylendi.
I'm not afraid of Chang.
Chang'den korkmuyorum.
But you need not to be afraid, it will be much better.
Ama korkmana gerek yok, her şey daha güzel olacak.
I'm not afraid anymore.
Ben artık korkmuyorum.
You're not tired, you're afraid.
Yorulduğun falan yok, korkuyorsun.
We're not afraid to play the free agency market.
Özgür markette oynamaktan korkmuyoruz.
Why not? What are you afraid of?
Neden korkuyorsun?
I'm not afraid anymore.
Artık korkmuyorum.
He's not afraid of you.
O senden korkmuyor.
I am not afraid of Skeet.
Skeet'ten korkmuyorum.
♪ We are not afraid ♪ ♪ of this hurricane ♪ ♪ we will stand like giants ♪
diye bağıracağımı düşünmezdim, bu işe yarayabilirdi.
And now it's like this thing that I've been afraid of my entire life, suddenly, I'm not scared of anymore.
Şimdiyse, bütün hayatım boyunca korktuğum şeyden birden korkmamaya başladım.
I'm not afraid.
- Korkmuyorum.
Well, that line may work at a last call hookup, but I'm afraid the truth is not quite so heroic.
Bu laf telefon çağrıları için işe yarayabilir ama işin aslının o kadar da kahramanca olduğunu düşünmüyorum korkarım.
I do not know, I'm afraid you're going to dump me after seeing turned into frightening creatures
Emin değilim, birçok şeyi göz önünde bulundurmalıyız.
Well, I'm afraid that's not possible.
- Korkarım ki bu mümkün değil...
I'm afraid that is not possible.
Üzgünüm ki bu mümkün değil.
I'm afraid it is not good.
Korkarım iyi değik.
And it's helped me not be afraid to tell Graham what I need... um, including in bed.
Graham'a yatakta ihtiyacım olan şeyi korkmadan söylememde yardımcı oldu.
I'm afraid that's not only an oversimplification but a dangerous one.
Sadece fazla basitleştirmekten değil, tehlikeli olmasından da korkuyorum.
I'm not afraid of them or anything.
Onlardan korkmuyorum.
I may not be Archie, but it sounds like you're afraid of the villain you used to be and the one you might become again.
Archie gibi psikolog olmayabilirim ama bana yeniden eskisi gibi kötü biri olmaktan korkuyormuşsun gibi geldi.
I'm afraid I'm not the one whose forgiveness you really need.
Korkarım ki sizi affetmesine ihtiyacınız olan kişi ben değilim.
You are not afraid of death, general.
Ölümden korkmuyorsun, General.
And Peggy's not afraid to give it to me good.
Ve Peggy'de bana onu vermekten asla korkmaz.
I'm not afraid to dream.
Rüya görmekten korkmuyorum.
Come on, couple Boston boys... we're not afraid of the cold.
Hadi, iki Boston çocuğu soğuktan korkmaz.
But now I'm afraid Denisov may not trust me and I certainly don't trust you.
- Hiçbir fikrim yok. Ama şimdi Denisov'un bana güvenemeyeceğinden korkuyorum ve ben de kesinlikle size güvenmiyorum.
I'm afraid that's not possible.
Korkarım ki bu mümkün değil.
I'm afraid it's not a social call.
Malesef selam vermeye gelmedim.
It's just that he's not here to be afraid of.
O burada olmadığından korkmama gerek yok.
I know that Callie's afraid that she has what I have, but she's not like me.
Callie'nin aynı hastalığa sahip olduğunu sandığı için korktuğunu biliyorum ama o benim gibi değil.
♪ not afraid ♪
Korkmuş değil
I'm afraid that's not possible.
Üzgünüm ama bu mümkün değil.
You're not afraid, are you?
Korkmuyorsun değil mi?
No, I'm not afraid, I'm angry.
Hayır, korkmuyorum, öfkeliyim.
I'm not going to let a murderer go free because everyone is afraid I'm not strong enough, here.
Benim dünyam. Herkes güçsüz olduğumu düşündüğü için bir katilin serbest kalmasına izin vermem.
Thörnblads is innovative and is not afraid to take impressions from the outside world.
Thörnblad Selüloz yeniliklere açıktır ve dış dünyadan etkilenmekten korkmaz.
Do not be afraid.
Korkma.
Why, this woman is not afraid to walk into the den of plague for our people.
Neden, bir kadın insanlarımızın salgına... düştüğü bir yere girmekten korkmaz?
I'm not afraid of leaving the world.
Bu dünyadan göçmekten korkmuyorum.
- Sounds dangerous. - I'm not afraid of Enos.
- ENOS korkmuyor ı'm.
nothing 25771
not allowed 48
note 183
noth 18
not yet 7691
notebook 23
notes 105
notice 40
not really 5709
not at all 5606
not allowed 48
note 183
noth 18
not yet 7691
notebook 23
notes 105
notice 40
not really 5709
not at all 5606
notorious 29
nottingham 42
noticed 24
nothin 482
notch 62
noted 237
nothing to see here 87
nothing else matters 82
not me 3274
nothing to hide 21
nottingham 42
noticed 24
nothin 482
notch 62
noted 237
nothing to see here 87
nothing else matters 82
not me 3274
nothing to hide 21
nothing much 304
not anymore 2246
nothing more 611
not my type 47
not tonight 725
nothing at all 597
nothing happened 754
nothing yet 509
not now 3813
nothing changes 92
not anymore 2246
nothing more 611
not my type 47
not tonight 725
nothing at all 597
nothing happened 754
nothing yet 509
not now 3813
nothing changes 92