And happiness tradutor Turco
1,996 parallel translation
All this time I've been telling you that we can have it all- - success and happiness.
Bunca zamandır sana başarı ve mutluluğu aynı anda yakalamanın mümkün olduğunu söyledim.
Constant love and happiness is simply Utopia.
Daimi aşk ve mutluluk hayaldir.
That I just wish him well and I wish him success and happiness and that's all I've ever really wanted for him.
Bu zamana kadar onun için istediğim tüm başarıyı ve mutluluğu elde etmesini istiyorum.
Long life and happiness, my children.
Uzun yaşayın ve çok mutlu olun evlatlarım.
l`ve made sure that in heaven you angels have no pain, no tears only joy and happiness
Ben cennette sizi bir melek yaptım Acı yok gözyaşı yok, sadece mutluluk ve neşe
And we are here today to bring together Amy and Will in a union of peace and happiness.
Bugün burada Amy ve Will'i sonsuz bir mutluluğa eriştirmek için toplandık.
After a pair of empty marriages, I realized the secret to long life and happiness is, well, chocolate and flirting with young, hopefully hung men.
İçi boş birkaç evlilikten sonra uzun ve mutlu bir yaşantının sırrının çikolata ve kapı gibi genç erkeklerle flört etmek olduğunu anladım.
Ain't all joy and happiness is it?
Herkes aynı tadı alamıyor galiba?
Light and I will be grateful. That would be my happiness.
O zaman mutlu olacağım.
" Was the happiness of the Bavarian beauty and the tawdry trumpeter just a big lie?
"Bavyeralı güzellik kraliçesi ile janjanlı trampet kralının mutluluğu koca bir yalan mıydı?"
It's a chance for happiness and you should take it.
Mutluluğu yakalama şansı, bunu kullanmalısın.
And this Other Liz, this accountant girl, was just getting in the way of my... happiness.
Bu öteki Liz, muhasebeci kız, mutluluğa giden yolumu kesiyordu.
- Because if I decide to do what the president wants... and go to Iraq and get killed... you won't be able to remember your wedding with happiness.
- Eğer başkanın dediğini yapmaya karar verirsem... ve Irak'a gidip öldürülürsem... düğününü mutlulukla anamayacaksın.
I'm going to surround her with love and pray for her happiness!
Onu sevgi ile sarıp mutlu olması için sürekli dua ediyorum!
[And so, Hina attained happiness.] A friend... gives me advice.
Bir arkadaşım... bana tavsiyelerde bulunuyor.
Health, happiness and a life long obsession with American Musical Theatre.
Sağlık, mutluluk ve ömür boyu Amerikan Müzikalleri takıntısı.
Anyway, I wish you happiness and health.
Her neyse, sana mutluluk ve sağlık diliyorum.
Whoever he is, when your majesty has a thousand servants ready and willing to do your bidding - and when your very happiness hangs upon this resolution.
Kim olursa olsun, Emrinizde o kadar insan varken, ve mutluluğumuz bu karara bağlıyken..
First snowfall and date, then happiness.
Ilk kar yağışı ve çıkma, o zaman mutluluk.
First snowfall and date, then happiness.
İlk kar ve çıkma. O zaman mutluluk.
And is happiness always found in this world that we live in?
Ve bu mutluluk, yaşadığımız dünyada her zaman bulunur mu?
We run around crying out loud and are horrified, but does that thing really decide our happiness or unhappiness?
Bağıra bağıra ağlar ve dehşete kapılırız. Ama bu gerçekten bizim mutluluk ve mutsuzluğumuzu belirler mi?
This, you and me, it's about happiness.
Bu.. sen ben ve tamamen mutlulukla ilgili.
If I had to choose between extreme happiness and extreme sorrow... I would always choose sorrow.
Eğer sonsuz mutluluk mu yoksa sonsuz keder mi diye sorsalardı, her zaman kederi seçerdim.
How real their happiness seemed and how simple.
Mutlulukları ne kadar da gerçek ve basit görünüyordu.
And the best recipe I know for happiness is a large income.
Mutluluğun en iyi reçetesi de şişkin bir gelirdir.
And now it seems that I will experience this happiness.
Sanırım, şimdi bu mutluluğu yaşıyorum.
You've been the perfect son, but I finally have a chance at happiness and I'm taking it.
- Sen mükemmel bir evlat oldun, ama sonunda mutluluk için bir şans yakaladım ve bırakmayacağım.
That too in poetry. I'll fill her with the pearls and diamonds of happiness. I'll shower her with all the peace and joy of the world.
ve bu şiiirsel bir cevap tüm yaşamımı bir elmas yada inciyi hediye eder gibi ona armağan ediyorum bu yaşam ki onun mutluluğu onun onuru için harcanacaktır Alkış!
Between happiness and me And you tore the wall down
mutluluk ve benim aramda, ve sen duvarı parçalara ayırdın.
Between happiness and me.
mutluluk ve benim aramda,
I'M WORRIED FOR YOUR SAFETY AND YOUR HAPPINESS.
Güvenliğin ve mutluluğun konusunda endişeliyim.
And the thought of lost happiness and lasting pain torments him.
"Kaybolan mutluluğu ve dinen acıyı düşünmek, ona azap çektiriyordu."
This is small-h "happiness," and you can't confuse the two.
Bu daha küçük bir "mutluluk" ve bu ikisini karıştırmamalısın.
He has brought much happiness to our familia and our friends.
Ailelerimize ve arkadaşlarımıza birçok mutluluk yaşattı.
And even though you're not bringing each other happiness right now, the truth is you've gotten to this place together.
Şu anda birbirinizi mutlu etmeseniz bile, gerçek şu ki buraya birlikte geldiniz.
I've got Anvil that gives me my happiness and it works out really good, because even though Anvil doesn't give me pay, it gives me the joy and the pleasure that you need to get through life.
Çünkü, Anvil'den para kazanmasam bile hayata devam etmem için gerekli olan zevk ve neşeyi bana veriyor.
"should bring you and Misato happiness."
"... Misato'ya mutluluk getirecektir. "
Now dance with Taani all you want get to know her better, make her laugh give her heaps of happiness so that she forgets all her pain and becomes your fun-loving Taani forever.
Artık Taani ile istediğin kadar dans edebilirsin Onu daha iyi tanı, güldür ona mutluluk ver ta ki tüm acılarını unutturanana kadar ve Taani'yi herzamanki eğlenceyi seven haline geri döndür.
They'll be touched by your concern for their happiness and... Wait... I still see biscotti.
Mutlulukları için bu hassasiyetiniz onları etkileyecektir ve bir dakika, hala İtalyan kurabiyesi görüyorum.
You know, she believes there's an infinite amount of happiness in the world and the more you give, the more you receive.
Hayır, hayır. Ah vah gerekmez. Yani, birileriyle çıkıyordum ;
There's enough happiness and wine cellars out there for everyone.
Harika bir gece. Uyku saatim geçinceye kadar ayakta olmam gerek.
May God be our succour at all times, who is our loving Father and desires our happiness on earth and for all eternity in Heaven.
Dünyada ve yaşamdan sonra cennetinde sonsuza dek mutluluğumuzu isteyen ve bizi seven babamız her zaman yardımımıza gelir.
Good health, happiness, and success in your personal life.
Sana sağlık, mutluluk ve başarı dolu bir hayat diliyorum.
Miao people believe that swallow pairs remain faithful for life so their presence is a favor and a blessing ( ÐÒÊÂ ) bringing happiness to a marriage and good luck to a home
Miao halkı kırlangıç çiftlerinin hayat boyu dürüst kaldıklarına inanmaktadır. Bu yüzden varlıkları bir lütuf ve iyilik göstergesidir. Evliliklere mutluluk, evlere de şans getirirler.
I've become'a military historian, and Jeremy's future happiness rests in my hands.
Bir askeri tarihçi oldum ve Jeremy'nin gelecekteki mutluluğu benim elimde.
And now that she's met Gong Chan again, it's the beginning of happiness for her, right?
Ve şimdi Gong Chan'la tekrar beraber olduğuna göre, onun için mutluluğun başlangıcı olmalı, değil mi?
May you blessed with longevity, health, happiness and strength.
Tanrı seni uzun ömür, sağlık, mutluluk ve kuvvetle kutsasın.
I'm gonna manifest happiness and calm for the rest of the day.
Günün geri kalanında mutluluk ve sakinlik göstereceğim.
Happiness and calm?
Mutluluk ve sakinlik?
But in hopes that our fellow subjects in Great Britain will restore to us happiness and prosperity, rather than support the Massachusetts militia, we have agreed to pursue the following peaceable measures...
Fakat ; Büyük Britanya'dakilerin Massachusetts'deki milis kuvvetlerini desteklemekten ziyade, bizlere mutluluk ve refahımızı geri verecekleri umuduyla, sayacağım barışçıl tedbirlerin uygulanması kararı tarafımızca alınmıştır :
happiness 230
and how old are you 36
and here 683
and happy birthday 27
and here you go 26
and here i was 16
and hopefully 74
and here we go 118
and here you are 183
and here they are 24
and how old are you 36
and here 683
and happy birthday 27
and here you go 26
and here i was 16
and hopefully 74
and here we go 118
and here you are 183
and here they are 24
and here it is 109
and how are you 102
and here it comes 20
and here they come 18
and here's the kicker 17
and here he comes 19
and here's the thing 41
and here we are 249
and here i am 205
and him 200
and how are you 102
and here it comes 20
and here they come 18
and here's the kicker 17
and here he comes 19
and here's the thing 41
and here we are 249
and here i am 205
and him 200