And now i have tradutor Turco
6,920 parallel translation
I asked him to hold on just a little while longer, until I could find a suitable replacement and now I have.
Ben yerine geçebilecek birini bulana kadar biraz daha kalmasını istedim, ve şimdi buldum.
And now I have you.
Artık elimdesin.
I'm sorry, Rachel, but I can't, and now I have to go rip that receptionist a new ass- -
Üzgünüm, Rachel, ama hayır. Ve şimdi gidip o resepsiyoniste yeni bir kıç- -
And now I have to take it all the way back.
Şimdi bütün yolu geri dönüp arabayı geri bırakmam gerek.
And now I have a new one.
Ve şimdi yeni bir tane daha var.
- And now I have no product at all.
- Hem elimde mal yok.
I'm not saying that it's gonna be easy, but I am saying now is the time for you and I to relax and have fun...
Kolay olacak demiyorum ama şimdi senin ve benim rahatlamamız ve eğlenmemiz gereken bir zaman.
Now that I have exhausted all of the Russian I know, Claire and I would like to welcome all of you to the White House, as we host President Petrov in this historic state visit.
Bildiğim tüm Rusçayı tükettiğime göre Claire ve ben Başkan Petrov'u ağırladığımız bu tarihi ziyarette hepiniz Beyaz Saray'a hoş geldiniz demek istiyoruz.
Well, you know, now that I'm divorced, I don't have to sneak anyone in and out of the palace.
Artık boşandığıma göre kimseyi saraya gizli saklı sokmama gerek yok.
Now, I have to speak to my team first and my allies in NATO, but I'm confident that we can do something meaningful in Poland and the Czech Republic.
İlk olarak ekibimle ve NATO'daki müttefiklerimle konuşmalıyım. Ama Polonya ve Çek Cumhuriyeti'nde manidar işler yapabileceğimize eminim.
Huh? And I have no one else in the world, now I gotta find out that you hate me, too?
Dünyada kimsem yok ve senin de benden nefret ettiğini görüyorum.
I have a lot of children here, and it's very- - it's very bad here now.
Evde bir sürü çocuk var. Ortalık savaş alanı.
And by that standard, I mean, even you have to admit you're... you're kind of a tough sell right now.
Ve bu standarta göre kabul etmen gerekir ki şuan seni pazarlamak biraz zor.
And I might have seen her. But she's not here now.
Ben de onu görmüş olabilirim ama şu an burada değil.
I wanted you to have them then, and I want you to have them now.
Sende olmasını istiyordum ve şimdi de sende olmasını istiyorum..
I think you now have a good idea of the price you'll pay for any and all indiscretions.
Sanırım bu tür boşboğazlıkların bedelinin ne olacağını anlamışsındır.
Now come in and pay the rest of your debts, or I'm gonna have to ask the chief to suspend you for not answering a summons.
Öyleyse şimdi gelip ve borçların geri kalanını ödersin, yoksa celp kağıdına cevap vermediğin için şeften seni uzaklaştırmasını istemek zorunda kalacağım.
Now, for 26 years, I have put you boys first, and that stops now.
26 yıldır, sizi ilk önceliğime koydum bu artık bitti.
And we can talk about that some other time if you want to, but right now I have to ask you some important questions.
Ve istersen bunu daha sonra konuşabiliriz. Ama şimdi sana çok önemli bazı şeyler sormam gerek.
You just want to have sex with me now'cause I'm a celebrity and all, huh?
Şimdi ünlü oldum diye benimle sevişmek istiyorsun, öyle mi?
I have a Regional Command meeting later this afternoon and, I have to tell you, you're apparently now on the official agenda so if you've neither released the body or provided grounds for criminal charges by the time I return at four o'clock,
Bu öğleden sonra Bölgesel Komuta toplantım var ve söylemek zorundayım ki, şu anda resmi olarak toplantı gündemindesin.
Now, I've gathered you all here today because Blaine, Kurt and myself have been talking and... although just a moment ago, we could only see the Warblers as our competition, now it's time for us to see them as a friend and ally.
Bugün sizi buraya topladım, çünkü Blaine, Kurt ve ben birkaç dakika önce de olsa Bülbülleri rakibimiz, olarak gördüğümüzü. konuşuyorduk,... artık, onları bir dost ve müttefik olarak görme zamanı geldi.
I-I would be, too, and obviously you don't have to give me an answer right now, and-and we don't have to get married any time soon.
Ben de korkardım ve tabi ki hemen cevaplamak zorunda değilsin, ve yakın zamanda evlenmemize de gerek yok.
I have two kids, Miss Page, and they're all that matter to me now.
İki çocuğum var Bayan Page ve benim için önemli olan tek şey onlar.
AND NOW WE JUST CAN'T STOP FIGHTING AND I CAN'T HAVE SEX WITH HIM
Ve şimdi durmadan kavga ediyoruz ve onunla sevişemiyorum.
Just between you and me, if you could eat a rooster, I'd have done it by now.
Aramızda kalsın ama bir horozu yiyebilecek olsan şimdiye yapmıştım.
Now you have my word I will find whoever is responsible and make certain that justice is served.
Size söz veriyorum bu işin failini bulup adaletin yerini bulmasını sağlayacağım.
I will have to turn the family against him one by one, and now I know how to do it.
Ailesini ona karşı dolduracağım. Teker teker. Nasıl yapacağımı da biliyorum.
Listen, I know you're upset and you have every right to be, but it's been over a week, and now that you know the truth, neither of us should go through this alone, so,
Biliyorum üzgünsün ve bu sonuna kadar hakkın ama bir haftadan fazla oldu ve artık gerçeği de bildiğine göre ikimiz de bunu tek başımıza atlatmamalıyız.
So we are saying basically that if we have the surgery now, I could die, and... if I wait and the clot moves, I could die.
Yani demek istediğiniz eğer şimdi ameliyat olursam ameliyattan sonra ölebilirim ayrıca beklersem ve pıhtı hareketlenirse yine ölebilirim.
But now, unfortunately, you have turned my hostages into witnesses, and I can't have that.
Ama ne yazık ki rehinelerimi tanık haline getirdiniz. Bunun olmasına izin veremem.
"And I've been stuck." "In a jam." "Now that things have come to this pass."
# Öylece sıkışmış durumdayım # # Şimdi o şey gelip geçecek #
He is the closest thing that I have to family in bluebell. And I really need family right now.
BlueBell'de aileden diyebileceğim tek kişi o ve şu anda aileye çok ihtiyacım var.
And now I'll never be able to tell my son what he was like, and I don't have a single thing of his to pass down.
Oğluma verebileceğim tek bir yadigar yok.
And... ( quiet laugh ) I'm gonna leave you two to the big talk you're about to have right now.
Neyse sizi birazdan yapacağınız büyük konuşmayla baş başa bırakayım.
I'll decide when I have time, and I don't right now.
Zamanım olduğunda karar vereceğim. Tam şu anda yok.
Could have lost everything, but I didn't, and now, I'm gonna do what's right.
Her şeyi kaybedebilirdim ama kayetmedim. Şimdi de doğru olanı yapacağım.
Now, look, I would love to stay here all afternoon and answer all your questions, but then I'd leave all your friends in Cedar Rapids waiting for me even longer than they have and we don't want to do that.
Bütün akşam burada kalıp sorularınızı yanıtlamayı çok isterdim... ama Cedar Rapids'deki arkadaşlarınızı bekletmem gerekir ki bunu yapmak istemeyiz.
I hacked into the Boston SCADA system, and we now have complete control of every traffic light in the greater metropolitan area.
Boston Denetim Sistemi'ne sizdim buyuksehir bolgesindeki tum trafik isikları emrimizde.
Being a Messenger gave me a purpose, and now that we're finished, what have I got?
Elçi olmak bana bir amaç vermişti her şey sona erince elimde ne kaldı?
And now that we have received the final batch, I am very excited to begin our first procedure on live subjects.
Son gelen nihai parti, canlı denekler üzerinde prosedürlere başlamak için heyecanlıyım.
Now Janet, she's took it too far and I should have told her that, but we was all so... happy to have them there.
Artık Janet fazla ileri gitti ve bunu ona söylemeliydim ama evimizde onlar varken hepimiz o kadar mutluyduk ki.
You just want to have sex with me now'cause I'm a celebrity and all.
Ünlüyüm falan diye benimle seks yapmak istiyorsun.
Now, I know I said don't make me have to come and find you, but- -
Seni bulmak zorunda bırakma demiştim ama- -
I have 75 over here, and now 80.
75 geldi, şimdi 80.
Look, I know what it looks like. And I'm sorry, but I am not prepared to have this conversation right now.
Bak, nasıl görüldüğünü biliyorum ve üzgünüm ama ama bu konuşmayı şu anda yapmaya hazır değilim.
And phones have maps of Ohio, and I knew both of those things before now.
Telefonlarda da Ohio haritası var ve ben ikisini de önceden biliyordum.
I've known Mark for a year now, and I have watched him work through some pretty awful...
Mark'ı bir yıldır tanıyorum. ve onu oldukça ayrıntılı izledim...
I have my life now, and you have yours.
Benim artık kendi hayatım var, senin de kendinin.
And I have killed 309 fascist enemies now.
309 faşit istilacı öldürdüm.
You aren't in the brig at Fort Benning facing a court-martial that could have landed you two years in military prison and turned you into an even meaner asshole than you are now. I had you moved.
Şu anki hâlinden daha aşağılık bir pisliğe dönüştüren ve 2 yıldır askeri cezaevine tıkılmana yol açan askeri mahkemeye bakan Fort Benning'deki hücrede değilsin mesela.
and now 4728
and now you know 21
and now it's your turn 20
and now look at you 30
and now i know 37
and now it's over 33
and now we're here 21
and now he's dead 107
and now you're here 41
and now you're back 23
and now you know 21
and now it's your turn 20
and now look at you 30
and now i know 37
and now it's over 33
and now we're here 21
and now he's dead 107
and now you're here 41
and now you're back 23