And there's something else tradutor Turco
210 parallel translation
There's death there for me, and life for something else inside me that isn't me.
Orada benim için ölüm var. İçimde olan, ama ben olmayan başka bir şey için ise yaşam var.
And, Joe, there's something else I sure want you to get a gander at.
Joe, bakmanı istediğim bir şey daha var.
And then, there's something else that I can't quite give a name to. Fiery, is it?
Ve adını koyamadığım birşey daha.
And don't forget there's something else, sir.
Şunu da unutmayın efendim.
And there's something else she's thinking of. It's the death of her brother.
Aklından hiç çıkarmadığı bir şey daha var kardeşinin öldürülmüş olması.
And now there's something else I can't say.
Ve artık söyleyebileceğim birşey yok.
Uh-huh, and there's something else too.
Başka bir şey daha var.
And there's something else we want you to know.
Ve bilmenizi istediğimiz başka bir şey var.
And there's something else, too.
Bir şey daha var.
And there's something else, too.
Ve bir şey daha var.
And there's something else.
Ve bir şey daha var.
And there's something else, very important.
Ve çok önemli bir şey daha var.
And there's something else you should remember, Mr. Towns.
Şunu asla unutmamalısınız
And there's something else.
Başka bir şey de var.
And there's something else.
Bir şey daha var gerçi.
And Captain, there's something else.
Kaptan, başka bir şey daha var.
And if you don't understand plain English... maybe there's something else you will understand.
Eğer güzellikle anlamazsan... başka yollarla anlatιrιm.
Well... some say That old Whateley and Wilbur aren't alone... That there's something else.
Bazıları yaşlı Whateley ve Wilbur'un yalnız olmadığını ve orada başka bir şeyin yaşadığını söylüyor.
And... there's some - thing else something I just can't understand...
ve... anlayamadığım başka şeyler de var...
- Thank you. When I was over at your house there the other day, and I was climbing up and down that ladder, I tell you, I had a thought. Something else occurred to me, uh, that's been keeping me awake at night.
- Geçen gün evinizde, merdivenden inip çıkarken konuştuklarımızdan bir şey aklıma takıldı uyumaya çalıştıkça kafamı karıştırıp beni uyutmayan bir şey.
And there's something else even worse.
Ayrıca çok daha kötü bir şey var.
- And there's something else...
- Bir şey daha var...
And now there's something else again what I'm doing here.
ve şimdi burada başka bir şey yapıyorum.
If I'm not back there in four days, they're gonna send something else from Louise... -... and it's not gonna be part of her dress.
Eğer dört gün içinde buraya dönmezsem,... bana Louise'den başka bir parça gönderecekler ve elbisesinden bir parça olmayacak.
And there's something else.
Bir şey daha var.
There's something else I wanted to tell you. And it's great that you can't answer.
Sana söyleyecek bir şeyim daha var.
"and there's something else, I don't know, something spooky about your eyes."
Gözlerinde de doğal olmayan bir şey var. "
There must be something else we can do beside just sit around and wait.
Burada kalıp beklemek dışında yapabileceğimiz başka şeyler olmalı.
And there's something else, tell Ricardo.
Daha başka şeyler de vardı, söyle ona Ricardo.
And there's something else I don't understand.
Anlamadığım bir şey daha var.
And there's something else Santa Claus brought. Oh, no.
Ve bir de Noel Baba'nın getirdiği bir şey var.
And there's something else strange.
Tuhaf bir durum daha var.
I know that Uncle Albert and everybody wants us to... you know. But there's something else...
Albert Amca ve herkesin bizim... anlıyorsun işte...
I think there's something else here besides concrete, stone and steel, that's holding this place up.
Sanırım beton, taş ve çeliğin dışında bu binayı ayakta tutan başka birşey daha var.
And then... there's something else...
Ve sonra... bir şey daha var...
Grey 13, Level B. And there's something else.
Gri 13, Kat B. Bir şey daha var.
Listen, Carl, there's something else I need and Professor Wells doesn't have to know about it.
Bak Carl, bir şeye daha ihtiyacım var. Ama Profesör Wells'in bundan haberi olmasın.
- I did. Go in the yard and see if there's something else to go on this fire.
Arka bahçede ateş için odun var mı bak bakalım.
- And there's something else.
Eğer yardıma ihtiyacın varsa, tabii ki sana yardım ederim.
And there's something else.
Birisi daha var.
And, Kaela, there's something else.
Ve, Kaela, başka birşey daha var.
You say you are in it for justice and I think there's something else involved.
Adalet için bunu yaptığını söyledin ve buna ilave bir şeyler daha olduğunu düşünüyorum.
And there's something else as well.
Başka bir şey daha var.
And Mr Prison Guard, there's something else.
Ve Sayın Hapishane görevlisi, Bir şey daha var.
And there's something else.
Ve.. ve başka bir şey daha var.
And as long as we're being honest there's something else that I probably ought to offer up.
Dürüstlük sezonunu açtığımıza göre benimde birkaç itirafım olacak.
I guess I shouldn't have done that or something, because he yelled "faggot" at me, or something, and then before I knew it, there was somebody else.
Galiba bu yanlış oldu. Çünkü bana "ibne" diye bağırdı.. Ve ben ne olduğunu anlamadan biri daha geldi.
And there's something else that I'm forgetting to do that I need to do.
Sürekli yapılması gereken ama yapmayı unuttuğum bir şey çıkıyor.
You guys know Rachel and I slept together, but there's something else.
Çocuklar biliyor musunuz Rachel ve ben yattık, ama başka şeylerde var.
I want to be able to explore this thing and maybe find some - - that's what I keep thinking - - that maybe there's something else out there.
Bu şeyleri ve belki de daha fazlasını ben de keşfetmek istiyorum - - düşünüp durduğum şey şu - - Belki hâlâ orada bulunacak yeni şeyler vardır. Ah!
There's something else, and I wantyou to hear it from me personally.
Bir şey daha var. Bizzat benden duymanı istedim.
and there's more 69
and there's 117
and there's nothing 21
and there's this 29
and there's a 25
there's something else 337
there's something else going on 17
something else 372
something else is going on 19
and then 7362
and there's 117
and there's nothing 21
and there's this 29
and there's a 25
there's something else 337
there's something else going on 17
something else 372
something else is going on 19
and then 7362
and then i met you 29
and then she said 33
and then what 920
and then i 152
and then we 52
and then some 118
and they lived happily ever after 23
and then there's me 17
and then suddenly 99
and then you 113
and then she said 33
and then what 920
and then i 152
and then we 52
and then some 118
and they lived happily ever after 23
and then there's me 17
and then suddenly 99
and then you 113