And therefore tradutor Turco
2,025 parallel translation
I thought by distancing myself from you, as I have done all year he'd be less tempted, and therefore you might be more protected.
Bütün yıl yaptığım gibi kendimi senden uzaklaştırarak onun daha az tahrik olacağını ve senin daha çok korunacağını sandım.
And therefore, they think perhaps the safest thing to do is to take orders and hope for the best.
Bu yüzden en güvenli şeyin emir alıp iyi bir şeyler olmasını ummak olduğunu düşünüyorlar.
Therefore. - And therefore...
Bu yüzden...
- Sadness to meet on such an occasion, and I trust you have not started your painting, and therefore not obliged to make any irritating changes?
Böyle bir vesileyle tanışıyor olmamız üzücü. Umarım resme başlamamışsındır. Dolayısı ile herhangi bir rahatsız edici değişiklik yapmana da gerek kalmayacaktır.
And therefore he thinks she's easy prey.
Bu yüzden erkek, o kadının kolay bir av olduğunu düşünür.
Agents from the Secret Service, they'll never believe I'm past 70 and therefore they'll never believe I am who I say I am.
Gizli Servis'teki ajanlar, 70 yaşında olduğuma kesinlikle inanmayacaklar. Bu nedenle, söylediğim kişi olduğuma asla inanmayacaklar.
And therefore, we cannot win this election.
Bu nedenle, seçimi kazanabilmemizin imkanı yok.
And therefore will be forced to sleep out.
Bu yüzden de dışarıda uyumak zorunda kalacaklardır.
I also ventured the thought that it was important that audiences were treated as adults, and therefore sexual love was clearly a proper subject for cinema.
Ayrıca izleyicileri yetişkin olarak görmek gerektiği için cinsel aşkın sinema için münasip bir tema olduğunu da iddia etmiştim.
If there is no Wraith, then there will be no mind for me to link with, and therefore no risk.
Eğer hiç Wraith yoksa, o zaman zihnine bağlanılacak bir ağda olmaz. ve bu yüzden riski de olmaz.
And therefore, the rebels would be exposed.
Bu sayede isyancılar ortaya çıkacaktı.
And therefore have value.
Ve bu yüzden değerlisin.
The Supreme Court has ruled with the military that imaginary things are officially not real, and therefore no approval is needed to nuke them.
Yüksek Mahkeme, Askeriye'yle Hayal ürünü şeylerin gerçek olmadığı konusunda fikir birliğine vardı. Ve bu nedenle bombalanmasında bir sakınca görmedi.
They will no doubt press the fact that the pope's dispensation to allow you to marry the king was technically faulty and therefore invalid.
Şüphesiz, Papa'nın evlenmeniz için verdiği özel iznin teknik olarak hata olduğunu ve geçersiz kılınması gerektiğini savunacaklar.
Finally, she contends that this matter is in the hands of a higher authority, namely the pope and therefore can only be tried in Rome.
Ve son olarak bu konuyu açığa kavuşturmak için, daha üst bir makamın yani Papa'nın karar vermesi gerektiğini ve davanın Roma'da görülmesi gerektiğini söylemiş.
The witness is not credible, and therefore any evidence gathered or statements made based on his interview with the counsel are not also credible.
Şahidimiz güvenilmez durumdadır ve bu yüzden avukat hanıma yaptığı açıklamalardan hiç biri geçerli sayılamaz.
The majority has ruled that since we missed the December 12th deadline set by the Florida Supreme Court... then there isn't time to resolve the Equal Protection violation and therefore the recount must end.
1 2 Aralık tarihini geciktirdiğimiz için çoğunluk ve Yargıtayca verilmiş karar : Eşitlik Yasası'nı çözmek için süre kalmadığı ve tekrar sayımın sonlanması gerektiği.
the good news is that the diamonds are not registered anywhere and therefore do not exist and diamonds that do not exist can not be stolen.
İyi haber, elmaslar orada hiç bulunmadığından, çalınmış da olamazlar.
And therefore, that the king's marriage to Anne Boleyn is declared both valid and lawful, in the eyes of god.
Bu yüzden, Kral'ın Anne Boleyn ile olan evliliği, Tanrı'nın huzurunda geçerli ve yasaldır.
I don't really consider it stealing since I see Chuck and I more as life partners, and therefore community property.
Bunu hırsızlık olarak görmüyorum, çünkü Chuck'la ben bir nevi hayat ortağıyız. Dolayısıyla mallarımız da ortaktır.
It's not the best week for this, but the case is simple and therefore quick.
Bak, biliyorum bunun için iyi bir hafta değil ama dava çok basit bu yüzden çabuk biter.
Besides, this is a motionfor injunctive relief, therefore no discovery, and therefore no obligationto produce.
Ayrıca, bu bir ihtiyati tedbirden affedilme olanağı için dilekçedir bu yüzden bildirilmedi. Ve bu yüzden ortaya çıkarma zorunluluğu da olmaz.
Accordingly, I find that the intention of this couplewas to co-parent their baby and therefore grant ms.Benson's petition for joint custody.
Anladığım kadarıyla, bu çiftin niyeti bebeklerine ortak ebeveyn olmakmış. Ve bu yüzden Bayan Benson'ın velayete katılma dilekçesi kabul edilmiştir.
I was communicating to the others that you were my human, and therefore I was the only one who could feed on you.
Diğerlerine senin benim insanım olduğunu söyledim ki senden tek beslenecek kişi ben olabileyim.
You say no to life, and therefore you're not living.
Hayata "hayır" diyorsun ve bu yüzden yaşıyor sayılmazsın.
We will enter there and that to solve therefore, ok?
Bu bütün misketler için tamam mı?
This officer's fire prevented this and is therefore valid.
Memurun ateş açmasıyla durumun kötüye gitmesi önlenmiştir.
We have lost speed and, therefore, time.
Hız ve dolayısıyla vakit kaybettik.
With this bowel recession, we see how the tumor has blocked the bowel, therefore we resect the bowel and remove the tumor, giving our patient a patent G.I. tract again.
Bu bağırsak resesyonu ile, tümörün bağırsağı nasıl tıkadığını görebiliriz. Korkunuz, bağırsağı yarıp tümörü çıkarmak ve hastamıza tekrar patentli bir sindirim sistemi vermek olmalıdır.
Let us therefore cast off the works of darkness... and let us put on the armor of light.
Bunun için karanlığın işlerini üzerimizden atıp... ışığın silahlarını kuşanalım..
Therefore, Seela is valuable it doesn't only stop their mother and their aunt but for the whole flock.
Bu yüzden Seela çok değerli, sadece annesi ve teyzesi için değil,... bütün sürü için.
Does nature hold the answers we need to help restore our planet's resources protect our atmosphere and, therefore, help all life survive?
Doğa gezegenin kaynaklarını yenileyebilmemiz, atmosferi korumak ve yaşamaya devam edebilmek için ihtiyacımız olan cevapları bünyesinde saklıyor mu?
Now you have all failed combat and are therefore officially dead.
Hepiniz muharebeyi kaybettiniz ve resmen ölüsünüz.
Therefore, on behalf of the Head of State, the prosecution asks that each and every one of them be given the death penalty.
Bu sebeplerden ötürü Devlet Başkanımız adına Savcılık Makamı'nın, her biri için talep ettiği ceza ölüm cezasıdır.
And hence... therefore... furthermore... more deaths.
Ve böylece, bu yüzden, dahası... daha çok ölüm olacaktır.
"Therefore a man shall leave his father and his mother. And hold fast to his wife. And they shall become one flesh."
"Bunun için bir erkek anne ve babasını terk edecek ve... karısına tutunacak ve onlar tek bir beden olacaklardır."
They were doing what was told them and they were grateful therefore.
Burada ne dersek yaparlar çünkü buradaki herkes bize minnettardır.
Therefore, always aim for the center, and squeeze the switch.
Bu nedenle, daima merkeze nişan alıp, ateş et.
Therefore, Dr. McKay and Colonel Sheppard have come up with a rather ingenious way for us to escape the satellite's range altogether.
Böylece, Doktor McKay ve Yarbay Sheppard bizim için bir kurtuluş yolu buldu. Hep birlikte uydunun menzili dışına çıkabileceğiz.
Therefore, you deduce I'm in love with you and I resort to daydreams to avoid expressing it...
Bundan dolayı sana aşık olduğum sonucuna varabilirsin. Ben de onu ifade etmemek için çareyi hayal kurmakta bulmam.
I am the true and legitimate wife of His Majesty. Therefore your proposal is inadmissible.
Benim onun yasal eşiyim ve öneriniz kabul edilemez.
Therefore, if he has such understanding with them and they are not minded to advance the matter then, to speak frankly to you I think the king should take a closer interest in it himself.
Bu yüzden, Wolsey onlarla bu şekilde dost olduğu sürece ve Onlar da Kral'a yardım etmeyeceğine göre açıkçası bence Kral, kendini destekleyecek daha yakın dostlar bulmalı.
Therefore it's impossible to prove that it wasn't sent after election day and it shouldn't be counted.
Seçimden sonra gönderilmediklerini kanıtlamak imkansızdır ve geçersizdir.
Therefore, like me become more aggressive and more open - - because they do not want to experience a longer than a child.
Bu yüzden insanlar beni gibi Daha güvenli, daha agresif hale ve artik gizlemek onlar geçirmek istiyorum, çünkü
Therefore I am forced to grant defense motion to dismiss all charges of rape and assault against Mr. Van Luytens.
Bu durumda, Bay Benlect aleyhine açılmış olan tecavüz davasını düşürmek zorundayım. Sayın Yargıç!
For abhorring violence is itself an act of violence and, therefore, to be abhorred.
Şiddetten iğrenmek de şiddetin bir şeklidir bu yüzden iğrenilmelidir.
Therefore, we perform it with caution and care...
Bu nedenle ihtiyatlı ve itinalı bir şekilde yapmamız gerekir...
My advice for a happy stay in Ramsgate is to keep your face firmly south towards the sea and your back therefore...
Ramsgate'de iyi vakit geçirmek için tavsiyem, yüzünüzü tam güneye doğru deniz istikametine ve sırtınızı da buna göre...
Therefore let us cast off the works of darkness, and let us put on the armour of light.
Bu yüzden karanlığı salıverelim ve ışığın zırhını bürünelim.
Therefore, the monster becomes angry and disruptive until the doctor looks at the monster and finally sees himself.
Bu nedenle, canavara bakıp kendini görene kadar canavar öfkeli ve yıkıcı oluyor.
Without land masses, Earth would have remained a waterworld... and, therefore, many species, including humans, may not have evolved.
Kara parçaları olmasaydı Dünya suyla kaplı bir yer olurdu. Ve bu yüzden insanlar da dahil olmak üzere birçok tür evrimleşemezdi.
therefore 1419
and then 7362
and then i met you 29
and then she said 33
and then i 152
and then some 118
and then what 920
and they lived happily ever after 23
and then we 52
and then you 113
and then 7362
and then i met you 29
and then she said 33
and then i 152
and then some 118
and then what 920
and they lived happily ever after 23
and then we 52
and then you 113
and then finally 32
and then suddenly 99
and then there's me 17
and then i said 46
and then what happened 169
and then i realized 60
and then there's this 38
and then after that 60
and then we'll talk 37
and then one day 206
and then suddenly 99
and then there's me 17
and then i said 46
and then what happened 169
and then i realized 60
and then there's this 38
and then after that 60
and then we'll talk 37
and then one day 206