And when it's over tradutor Turco
560 parallel translation
It was after midnight when someone fell over the wheelbarrow and woke me up.
Gece yarısından sonraydı ve biri el arabasının üstüne düşüp beni uyandırdı.
I kept thinking about you all the time - about how good it'll be when everything's over and we can go back home.
Hepsinin bitip de evimize gittiğimiz zaman ne kadar iyi olacağını düşündüm.
I'm going to live through this, and when it's all over... I'll never be hungry again.
Bunu atlatacağım ve tüm bunlar sona erdiğinde, bir daha asla aç kalmayacağım.
When it's all over, we'll go away - anywhere you want - and forget about all this.
Tüm bunlar sona erdiği zaman, uzaklara, istediğin her yere gideceğiz ve bunların hepsini unutacağız
And there's always a bill when it's over, you know.
Bittiğinde her zaman bir fatura gelir.
A dark dream has crept over you for a little while, but its done no harm, and soon it will be gone and when it's gone no one will think of it.
Bir süredir karanlık bir rüya üzerine çökmüş, zarar vermemiş çok yakında geçip gidecek ve gittiğinde kimse bunu düşünmeyecek.
And I'll buy the drinks when it's over.
Her şey sona erdiğinde içkiler benden.
That's what comes from warming it over and over when you don't serve dinner on time.
Siz yemeğe vaktinde gelmeyince sürekli ısıtmaktan bu hâle geliyor.
And when it's smooth and flat like that over there,
Peki, oradaki gibi pürüzsüz ve düz ise ne demek?
It's like when you look for something all over the place, and then you find it was right in front of you all along.
Birşeyi heryerde araman gibi, ve bir bakarsınki hep gözünün önündeymiş.
Ladies and gentlemen, when you look at this gorgeous couple it's no wonder they're a household name all over the world.
Bayanlar ve baylar, bu harika çifte baktığınızda bütün dünyada herkesin dilinde olmalarının şaşılacak bir şey olmadığını anlıyorsunuz
And when the eyesight is lost, then it's over!
Bir kere göremezsen, hiçbir zaman göremezsin.
And I'd have felt so, sort of, safe and useless and alone without someone to be proud of, and frightened for, and to be waiting for when they come back, and to live for when it's all over.
Ben de gurur duyacak endişelenecek, dönmesini bekleyecek dönünce uğruna yaşayacak biri olmadan kendimi çok güvende, faydasız ve yalnız hissederdim.
Maybe there'll be a time when it's all over... and you're still there and real and lovely.
Belki tüm bunların biteceği bir gün gelecek. Sen de burada gerçek ve sevgi dolu olacaksın.
When it's over, I hope you get that medical discharge and not the hard way.
İş bittiğinde, umarım sağlık raporunu alırsın zorlanmadan.
When it's done, drive over in your big car,... pull up in front of me, and I'll get in next to you.
İşin bittiğinde arabayla oraya gel. Yolun karşında dur, yanına oturacağım.
And you won't owe me when it's all over.
Her şey bittiğinde de borçlu olmayacaksın.
It has fringe all around the edges and I guess, you could wear it over your head at noon to keep the sun off, or, I suppose in the evening when it's cool you could throw it around your shoulders.
Etrafında püskülleri var ve sanırım gündüz güneşten korunmak için başına takabilirsin veya akşamları omzuna alabilirsin.
Afterwards, when it's all over and the shouting's stopped. Because it's then that I'm going to need you.
Daha sonra, her şey bittiğinde ve bağrışmalar kesildiğinde o zaman sana ihtiyacım olacak.
And when it's over, they'll see you get a promotion.
Bu mesele bittiğinde sizinle terfi almanız için görüşecekler.
Yes, sir, I've been thinking it over, and when I called you a reactionary, that's merely my generation's term for your generation.
Evet efendim, size geri kafalı dediğimde aslında bunu demek istemedim... Yalnızca sizin çağınız ile bizim çağı ayıran bir terim anlamında söylemiştim.
If this thing is half as important as I figure it might be, you'll be in line for promotions and citations when this is over.
Eğer bu iş tahmin ettiğimin yarısı kadar ciddi ise, bu iş bittiğinde hepiniz bir çok terfi ve mükafatlar alacaksınız.
And when we've done the nest and we've got the ransom money and it's all over the front pages that's when it will all come true for us, Billy.
Geri kalan şeyleri halledip fidyeyi aldığımızda ve her şey gazetelerin birinci sayfasına yansıdığında tüm istediklerimiz gerçekleşmiş olacak Billy.
The war will soon be over and I don't want to be here when it happens.
Savaş yakında bitmiş olacak ve ben o sırada burada olmak istemiyorum.
And when it's over tomorrow, after the Mexican is dead then I begin to think about you.
Artık kimse kalmadı! Yarın, yarın Meksikalı da ölünce, hakkında bir karara varacağım.
You still believe that it's possible to unite mankind when already you see how the few idealists who did join together in the name of harmony are now out of tune and would like to kill each other over trifles?
Hâlâ insanlığı birleştirmenin mümkün olduğuna inanıyor musun uyum aşkıyla birleşen bir avuç idealistin artık ne kadar uyumsuz olduğunu ve ne sudan sebeplerle birbirlerini öldürmek istediklerini görmene rağmen?
It's impossible, but there's Sirius over there when it should be here, and Canopus and Arcanis.
Bu imkansız, Sirius'un bu tarafta olması gerekiyordu ama bu tarafta. Ve Canopus. Ve Archanis.
When it's all over, we'll go away- - anywhere you want- - and forget about all this.
Tüm bunlar sona erdiği zaman, uzaklara, istediğin her yere gideceğiz ve bunların hepsini unutacağız
When there's a neutrino imbalance the thing or individual involved is ignited and it's all over, like perhaps happened in this case.
Ortamda dengesiz bir nötrino varsa, buna sahip olan şey ya da canlı, tutuşur ve yok olur, muhtemelen bu olaydaki gibi.
You belong to it, and when this one's over, you're gonna find another, and I hope I'm with you.
Sen ona aitsin, ve bir savaş bittiğinde gidip bir yenisini ararsın, ve umarım ben de seninle olurum.
When you hit the water like that, you flip and it's over.
Ne zaman suya böyle çarparsan, çıldırırsın ve her şey biter.
The satellite was orbiting over North America, western Russia and Siberia but that darling little camera went right on taking pictures when it wasn't supposed to.
Uydu Kuzey Amerika, Rusya'nın batısı ve Sibirya'nın üzerinde turluyordu ancak bu minik ve değerli kamera yapmaması gerekirken resimler çekmeye devam etti.
When the Dongama and the funeral are over, it will be storm season.
Dongama ve cenaze töreni bittiğinde fırtına mevsimi başlamış olacak.
And you can meet me there... when it's over.
Her şey bitince benimle orada buluşursun.
When it's over, I'm gonna give up punching cows and buy a gas station and water the goddamn gas.
Bu bittiğinde, ineklerle güreşmekten vazgeçip bir benzinci alacağım ve lanet olası benzine su karıştıracağım.
And then you know it's over, and then you begin to watch other athletes and you begin to see when they're gonna give out.
Artık çok geç olduğunu biliyorsundur. Sonra ne zaman pes edeceklerini görmek için diğer sporcuları... izlemeye başlarsın.
And when it's over your face, you must breathe deeply, so you take in all the vapours, you see.
Suratınıza sürdükten sonra derin derin nefes almalısınız... bütün buharı içinize çekmelisiniz, anladınız mı?
It'd come to a shootout and when it's all over, a bunch of dead cats.
Silahlar çekilir, iş bittiğinde de bir sürü insan ölmüş olur.
I think about it a lot... on every job... about how, when it's over... I'll come home and the three of us will get to know one another.
Bunu çok düşünüyorum her işe çıkışımda iş biter bitmez eve döneceğimi ve birbirimizi daha iyi tanıyacağımızı kuruyorum kafamda.
But it doesn't matter. When this day is over we're going to go back to Terrell's place and have one hell of a dolphin hunt.
Ama fark etmez, bu iş bittiğinde büyük bir yunus avı için Terrell'ın adasına gideceğiz.
And when it's over, about the only satisfaction you can have is to get even.
Ve evlilik bittiğinde, sadece intikam alarak rahatlayabilirsiniz.
Regarding the pictures in Lars and Ole's room, that incident is over, but I wanted to discuss it... because I don't want to have another situation like last year... when we unfortunately had to dismiss three students... because they could not maintain their self-discipline,
Lars ve Ole'nin odasındaki resimlere gelirsek olayın üstünden zaman geçti ama konuşmak istedim. Çünkü geçen yılki sorunu bir daha yaşamak istemiyorum. Disiplini koruyamadıkları ve kızlara sataştıkları için üç öğrenciyi okuldan atmak zorunda kalmıştık.
Listen, w-w-what did you mean over there before when you said about it was understandable about the stuff being in Hayward's coat and pants?
Bakın, daha önce şu nesnelerin Hayward'ın paltosunda ve pantolonunda bulunmasının anlaşılır olduğunu söylerken ne demek istediniz?
So he goes over there, and when he gets over there... huh, it's the same old thing.
Adam kalkıp Paris'e gitmiş. Ama orada da başına aynı şey gelmiş.
What do you write about when it's over and the guy's innocent?
Soruşturma bittiğinde adamın suçsuz olduğu anlaşılırsa ne yazıyorsunuz?
I know a lot of you soccer jocks think it's okay to go out there and try to pull one over on the referee when he's not watching, but I'm here to tell you that nobody...
Birçok futbolcu için sorun olmadığını düşündüğünü biliyorum... Hakemin göremediği zamanlarda kuralları çiğnemeyi... Buradaki kimseyi itham etmiyorum.
Or if we were outside, say, with a group, that the flag could be the thing we lay on at night... and that somehow, between working on this flag and lying on this flag... this flag flying over us... that the flag would pick up vibrations of a kind... that would still be in the flag when I brought it home.
Diyelim ki bir grupla beraber dışarıdayız, gece yatarken altımıza bu bayrağı sereceğiz ve her nasılsa, çalışırken bayrakla, uyurken bayrakla bayrak yanımızda dalgalanacak bayrak bu heyecanı toplayacak ve eve döndüğümde de halen bunları taşıyor olacaktı.
And I hope you'd call me when it's over and you'll be back in Rome!
Lütfen her şey sona erdiğinde ve tabii Roma'ya döndüğünüzde haber verin. - Sizle aşağıya kadar geçireyim.
I don't get off on it, and when it's over, I try not to think about it.
Ben, Yeteri Kadar Samimi Olamadım ve Bittiğinde Düşünmeye Başladım..
When it's over, we'll go into a song and a dance at how sad we are Castelo lost again.
İş bittiğinde Castelo yeniden kaybettiği için ne kadar üzgün olduğumuzu söyleriz.
It's like when you're sitting somewhere, and they come over and they say to you,
Sen bir yerde otururken, senin yanına gelirler ve şöyle derler,
and when you wake up 22
and when i do 162
and when that day comes 25
and when i'm done 29
and when the time comes 38
and when i woke up 67
and when it does 101
and when the time is right 21
and when i get back 43
and when you do 169
and when i do 162
and when that day comes 25
and when i'm done 29
and when the time comes 38
and when i woke up 67
and when it does 101
and when the time is right 21
and when i get back 43
and when you do 169