As before tradutor Turco
6,314 parallel translation
Same amount of product as before? To the ounce.
- Öncekiyle aynı miktarda ürün mü?
The same one as before? Yes.
Öncekiyle aynı mı?
Otherwise, same deal as before.
Onun dışında anlaşma önceki gibi.
Same as before.
Daha önce olduğu gibi aynı.
You see, I thought perhaps, as she reached the end, Marcella decided to find God before God could find her.
Sanırım son günlerine doğru Marcella, Tanrı'yı bulmaya karar verdi.
If this fire gets out of control, we're gonna wanna put as much space between us and this before the hook and ladders show up.
Yangın kontrolden çıkarsa diye, iftaiye gelmeden önce bu şeyle aramıza mesafe koymalıyız.
Before this weekend, I pictured college as high school but better- - T and I in a permanent slumber party, my parents hundreds of miles away.
Bu haftasonundan önce üniversiteyi, T ile parti verdiğimiz ve ailemin kilometrelerce uzaklıkta olduğu daha iyi bir yer olarak hayal ediyordum.
Wuchang first? As you tried before.
Önceden de denediğiniz gibi ilk Wuchang mi?
I think the kind of investigation I was saying before that we do as part of any restoration, even preliminary to any restoration, has shown some other interesting things about this painting, and I'm going to take my one visual aid here.
Bu restorasyona başlamadan önce yaptığımız ön hazırlık sırasında bu resimle ilgili çok ilginç bir şey daha fark ettik. Bu size göstermek istiyorum.
I planned to find Marcus, bring him back as a child, and kill him before he had the ability to do any harm.
Marcus'u bulup bir çocuk olarak geri getirmeyi ve kimseye zarar vermeden önce onu öldürmeyi planlamıştım.
As sure as I stand before you.
- Karsinizda oldugum kadar eminim.
The point is, get out before it's too late.
Asıl konu, geç olmadan bırak.
Who, by the way, I.D did you as her shooter before she bled to death in the hospital.
Bu arada Böcek hastanede kan kaybından ölmeden önce seni tetikçi olarak teşhis etti.
If this fire gets out of control, we're gonna want to put as much space between us and this before the hook and ladders show up.
Yangın kontrolden çıkarsa diye, iftaiye gelmeden önce bu şeyle aramıza mesafe koymalıyız.
I... I was in love with James long before he ever was with me.
James bana aşık olmadan uzun zaman önce aşık olmuştum ben ona.
I had a little freak-out before the rehearsal.
Düğün provasından önce biraz aşırı heyecanlandım.
He delivered the vaccines before they took him.
Aşıları onlar almadan ulaştırmayı başarmış.
Before that, you actually worked as a grave digger, and you carry around a 300-year-old pocket watch.
Ama ondan önemlisi gerçekten mezarcılık yapmışsın. Ve cebinde 300 yıllık bir saat taşıyorsun.
To win the respect of your peers have to raise the stakes. You have to do better things as have been done before.
Grup üyelerinin saygısını kazanmak için bahsi yükseltmek zorundaydınız ve hatırlıyorum da, yapılmış olandan daha iyisini yapmayı istiyordum.
- Their illegal status has made climbers and rangers are in conflict as never before.
Onların yasa dışı statüleri tırmanışçıları ve korucuları hiç olmadığı kadar karşı karşıya getirdi.
If you're going to do base jumping in Yosemite, as I have heard, do you prefer probably just at dawn or just before dusk.
Eğer Yosemite'ye BASE atlama için gitmek istiyorsan, duyduğuma göre, şafaktan hemen sonra ve gün batımından hemen önce yapman gerekecek.
Before you know it, you'll be using the nearest teaspoon as your makeup mirror, or to adjust the knot in your tie.
Çok kısa bir süre içinde, makyaj aynası olarak en yakınınızdaki çay kaşığını kullanıyor olacaksınız ya da kravatınızdaki kırışıklığı düzeltmede.
Because as I said before, I've got places to be.
Her şeyi çabucak halledeceğiz çünkü daha önce de söylediğim gibi gitmem gereken yerler var.
Our key witness, Detective Fales, leaves the state in a month's time. We need to hold the trial before then in order to get his testimony.
Asıl tanığımız, Dedektif Fales, bir ay içinde görevden ayrılacağı için... ifadesini almamız gerekiyor.
Yeah, the lights went in the kitchen as well, just before the chef saw it.
Evet, şef görmeden hemen önce ışıklar mutfakta da titredi.
I guess she fell in love with him before he unzipped his asshole and the real guy came out.
Sanırım babamın içindeki gerçek, Pislik ortaya çıkmadan önce ona aşık olmuştu.
Before interning here three months ago, you worked as an exorcist, demonologist...
Üç ay önce buraya gelmenden önce, bir şeytan kovucu, demonolojist...
We can go over everything as many times as you need before you meet with them. Great.
İhtiyaç duyduğun zaman da üstüne gidebiliriz, önce onlarla toplantı yap.Harika.
There have been rumors of a relationship between the two codefendants before, but now an anonymous source is claiming it was miss Sutter who initiated the physical relationship, as Mr. O'Reilly had taken a vow of virginity.
Önceden de iki zanlının ilişkisi olduğuna dair dedikodular vardı, fakat şimdi isimsiz bir kaynak Bay O'Reilly'nin bekaret yemini ettiği için ilişkiyi bayan Sutter'ın başlattığını iddia ediyor
I was fine with it before exams, but now that everyone else in our class is locked away in their apartments, studying, we're falling behind, working as free labor.
Sınavlardan önce bir sıkıntı yoktu ama şimdi sınıfımızdaki herkes evine kapanmış, inekliyor. Biz ise beleşe amele gibi çalışıp, geride kalıyoruz.
Before we go, his lordship wants to extend an invitation to Mr Mason for the unveiling, which will include you as William's widow.
Gitmeden önce, Lord hazretleri Bay Mason'a açlışış töreni için davetiye vermek istiyor ki bu rahmetli William'ın eşi olduğundan seni de kapsıyor.
As I said before, since I'm not a soldier
Daha önce dediğim gibi asker olmadığım için savaştan uzaklardayım.
Even before today, there were acute shortages.
- Bugünden önce bile aşırı noksanımız vardı.
Are you such a fetus that you've not been in love before?
Daha önce hiç aşık olmamış bir cenin misin?
It's in his blood, as it was in his father's before him.
Kanında var, ondan önce babasında olduğu gibi.
One you'll recognize from last night's reading failed in business, had a nervous breakdown, was defeated for both houses of congress, and lost as vice president, before he was finally elected as one of the
Bir tanesini dün akşam yaptığınız okumalardan biliyorsunuz. Bu ülkenin seçtiği en büyük başkanlardan biri olmadan önce iş hayatında başarısız oldu, büyük bir yıkım geçirdi. İki senotaya girme çabasında da başarısız oldu ve başkan yardımcılığını kaybetti.
A whole generation had been driving and falling in love with this car before it even got here, at least digitally.
Tüm nesil kullanıyordu ve bu arabaya buraya gelmeden önce aşık oluyordu, en azından dijital olarak.
I fell in love with you. Not the man you were before.
Ben sana aşık oldum, önceden olduğun adama değil.
'As we came before to the great North Forest,'where we lie still in a great circle.
Kocaman bir çemberde sessizce yattığımız büyük Kuzey Ormanı'na daha önce geldiğimiz gibi.
Before you were a teacher, you spent some time as a soldier.
Öğretmen olmadan önce, bir süre askermişsiniz.
She went to Jemulpo Port the day before yesterday as well.
2 gün önce de Jemulpo Limanı'na gitti.
With this golden tablet, gates will open before you as you ride to the south.
Bu altın tablet ile güneye doğru giderken tüm kapılar önünde açılacak.
Someday, we shall be as one in the Blue Sky, if not before.
- Olmam. Şimdi olmasa bile bir gün Gök Tanrı'nın huzurunda birlikte olacağız.
I've been hung before.
- Daha önce de asıldım.
I was asked these questions before and my answers were the same as now.
Bu sorular daha önce de sorulmuştu, cevaplarım hala aynı.
I have been praying for mine enemies, as Jesus did during his incarceration before crucifixion.
Düşmanlarım için dua ediyorum tıpkı İsa'nın çarmıha gerilmeden önce hapsedildiği günlerdeki gibi.
Once or twice a year, the rains come and flood the bottom of the wash, and everyone rushes down there, and they collect as much of it as they can before it disappears.
Yılda bir ya da iki kez yağmur yağar ve toprağın altı su basar. Herkes oraya koşar ve ortadan kaybolmadan toplayabildikleri kadar toplarlar.
Before 1910, it was used as an embalming fluid.
1910'dan önce, mumyalama sıvısı olarak kullanılıyormuş.
Rejoice as both of you will walk before me the on road to every lasting life.
Sonsuz hayata benden önce yürüyeceğiniz için sizin adınıza seviniyorum.
I'm actually heading over there in an hour, but before I do, I just wanted to tell you that I finally figured out what I want as my reward.
Aslında bir saat içinde oraya gideceğim ama gitmeden önce ödül olarak ne isteyeceğime karar verdiğimi söylemek istedim.
They just trot us out there so they can feel better about themselves for a second before they go back to seeing us as disposable meat.
Bizi yeniden gözden çıkarılabilir et parçaları olarak görmeye dönmeden önce kendilerini iyi hissedebilmek için oraya çıkartıyorlar.
before 1084
before i die 32
before i forget 163
before i knew it 62
before you go 323
before you die 34
before you leave 71
before you know it 193
before i met you 48
before i go 103
before i die 32
before i forget 163
before i knew it 62
before you go 323
before you die 34
before you leave 71
before you know it 193
before i met you 48
before i go 103
before i leave 41
before you start 24
before we begin 97
before your time 20
before you were born 34
before we start 86
before it is too late 16
before it's too late 194
before we go 60
before that 401
before you start 24
before we begin 97
before your time 20
before you were born 34
before we start 86
before it is too late 16
before it's too late 194
before we go 60
before that 401