English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ B ] / Both screaming

Both screaming tradutor Turco

60 parallel translation
[Both Screaming]
- Onu dinlemelisin.
I saved both our lives, you... ( BOTH SCREAMING )
ikimizin de hayatini kurtardim.
- Die, you chalk-faced goons! - [Both Screaming]
Geberin, tebeşir suratlı katiller!
- [Both Screaming]
Buldum.
# # I GET ANGRY # # [BOTH SCREAMING]
HATALI KULLANIYORSAM 1800-DEFOL'U ARA
( BOTH SCREAMING )
Teşekkürler. Cebimden düşmüş olmalı.
Anyway, I knocked a couple back and things got heated, pretty soon we're both screaming, throwing stuff around the apartment- -
Neyse, arkasına bir iki kere vurdum ve herşey daha da ateşlendi. biraz sonra da bağırışıyorduk, apartmandan birşeyleri dışarı fırlatıyorduk- -
[Both Screaming, Laughing]
[İkisi çığlık atıyor, gülüyor]
[Alarm Stops ] [ Both Screaming] Ramona!
Ramona!
[Both screaming]
Aaaah!
[Both screaming] And then we stopped screaming, and we drove right here.
Sonra çığlık atmayı bıraktık ve hemen buraya geldik.
[BOTH SCREAMING]
[Screaming iki]
Once and for- - [rumbling, both screaming]
Sonsuza dek- -
- [groans ] [ both screaming] - Ugh!
- Aah!
[both screaming] Other left!
Diğer sola!
[Both screaming] - What are you- ugh, you're squishing me!
Nesin sen... ah, beni çok sıkıyorsun!
- Um, did you feel something move a little? [Rumbling ] [ Both screaming]
- Şey, biraz hareket eden bir şey hissettin mi?
[screaming ] [ both screaming ] [ screaming]
[Çığlık ] [ ikisi de çığlık ] [ çığlık]
Shen is my concern, Saki. [both screaming] ( Yuuta ) Enough!
Shen benim sorunum, Saki.
- Wah! [both screaming] - This way!
Bu taraftan, bu taraftan!
Nooooo! [Monitor beeping ] [ Both screaming]
Hayır! Hey, nasıl gidiyor?
[BOTH SCREAMING] Like, to Honolulu, Hawaii, driver.
Honolulu, Hawaii'ye sürücü.
- Both of you knew me when I was alive. - [Hysterical Screaming]
İkiniz de hayattasyken beni tanıyordunuz.
[Both Screaming ] [ Banging] SHUT THE HELL UP IN THERE!
Kapa şu lanet çeneni!
[Both Screaming]
Baba.!
[Both Screaming]
- Tünaydın Bay Gibson.
[Both Screaming ] [ Groans] I'm getting too old for this crap,
Bu tarz şeyler için çok yaşlandım.
- I hate to sound like a screaming fan, but - - [Both Scream]
Çığlık atan bir hayran gibi gözükmekten nefret ederim, fakat- -
( BOTH SCREAMING ) No!
- Peki ya dişci.
You're gonna see some kind of kicking and screaming you didn't know existed... - you try pulling me off this. - You both want it.
Eğer beni bu davadan çekersen hayatında görmediğin kadar bağırıp çağırırım.
- [Both Screaming ] - [ Sizzling] - It's my father's fault!
- Babamın suçu!
[Both screaming]
- Orada!
It's funny, but whenever Bill and me fight, even as I'm screaming and I'm so mad I don't think I'm ever gonna stop, somehow, in the middle of all that I know we're both fighting for our relationship. For each other.
Garip ama Bill'le ne zaman tartışsak hatta tartışırken avazım çıktığı kadar bağırıp, sinirden deliye dönsem ve asla sakinleşemeyeceğimi düşünsem bile tartışmanın ortasında bir şekilde ikimizin de ilişkimiz için, birbirimiz için tartıştığını biliyorum.
The screaming I hear in the Beatles music is composed, in both senses of the word.
Benim duyduğum çığlık, Beatles müziğinde yer bulmuş kelimelerdeki duygu ile birlikte.
The screaming mel gibson guy, both of the situations, Oh, but not mike.
Sigara içen bebek adam Bağıran Mel Gibson adam, her iki durumda da ama Mike Efendi etmiyor.
But my point is that you should give yourself permission to use whatever kind of coping mechanism you need, screaming, crying, maybe even a dartboard with both their faces.
ama demek istediğim kendine izin vermelisin bunlarla nasıl başa çıkabilceksen..
[both screaming ] [ laughs] BOTH : Yeah!
Yaşasın!
luke, you are very special, but if betsy hears us screaming in the mail room, my father will kick us both out.
Sessiz ol.. babam duyarsa ikimizi de burdan atar!
( Both screaming ) Private!
Private!
And we were both just screaming at the top of our lungs.
İkimiz de avazımız çıktığı kadar çığlık atıyorduk.
I go on my eyes and my gut when I hire, and both are screaming a big, fat yes about you.
Şu an ikisi de senin için kocaman bir "Olur" diye bağırıyor.
Both cars just screaming down the back straightaway.
İki araba da düz dönüş yolunda lastik bağırtıyor.
[all screaming ] - Where in the- - [ both screaming]
Nerede...
[both screaming]
Emma!
( Isaac screaming ) Both :
- Isaac!
I did it! I rule! - [shrieking ] [ both yelling ] [ roaring ] [ both screaming]
Ben bir harikayım!
As much as I would hate to throw you over my shoulder and drag you kicking and screaming to the compound, we both know I will for the sake of my child.
Seni omzuma alıp çığlık çığlığa konuta götürmekten ne kadar nefret etsem de ikimiz de biliyoruz ki çocuğumun iyiliği için bunu yapacağım.
[screaming ] [ both grunting ] [ sighs] Everyone okay?
Herkes iyi mi?
[screaming ] [ both groaning ] [ screaming ] - Oh, no! [ screaming]
- Oh hayır!
She also found multiple ulcerations of the vocal chords of both victims, most likely from all the screaming.
İki kurbanın ses tellerinde de ülser bulmuş, muhtemelen sürekli bağırdıkları için.
[both shout ] [ laughing ] [ screaming] - Guys, I see it.
Çocuklar, görüyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]