English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ C ] / Can we meet

Can we meet tradutor Turco

1,391 parallel translation
When can we meet?
Ne zaman görüşebiliriz?
Can we meet up tomorrow?
Yarın görüşebilir miyiz?
" Can we meet in person tomorrow?
"Yarın yüz yüze görüşebilir miyiz?"
Can we meet with his parents?
Ailesiyle buluşabilir miyiz?
Okay, can we meet up after, I guess?
Tamam, toplantıdan sonra buluşsak olur mu?
Can we meet tomorrow?
Yarın buluşabilir miyiz?
How can we meet him?
Nasıl tanı... Nasıl tanışabiliriz onunla?
How can we meet him?
Nasıl tanışabiliriz onunla?
Maybe we can all meet for dinner later.
Belki bir akşam yemeği için buluşabiliriz?
We can't meet your dietary requirements.
Senin yiyecek ihtiyaçlarını karşılayamayız.
Why don't you come meet me so we can celebrate?
Neden kutlama yapmak için buluşmuyoruz?
Let's take him to the Rose Bowl Swap Meet and see what we can get for him.
Bit pazarına gitmeye ne dersin? Belki hoşuna gidecek bir şeyler bulabiliriz.
If it's ok, can we both meet you at the restaurant next time?
Uygunsa ikimiz restoranda seninle buluşabilir miyiz?
There's someone who wants to meet you, but can we both come?
"Seninle tanışmak isteyen biri var." "İkimiz de gelebilir miyiz?" Bu neydi şimdi?
We can't meet in the city.
Şehirde buluşamayız.
I hope we meet up someday so you can tell me what you actually meant by "new times at Manderlay"
Umarım bir gün tekrar karşılaşırız da, "Manderlay'deki yeni devir" den kastının gerçekte ne olduğunu anlatırsın bana.
I hope we can meet up before too long.
Umarım yine görüşürüz.
When I finish, I can translate everything for you and we can meet up afterwards, what do you say?
Bitince elindeki her şeyi tercüme ederim. Sonra da bir şeyler yeriz ne dersin?
We can meet at my mother's house, or at your mother's.
Annemin evinde ya da sende görüşebiliriz.
Maybe this time, we can meet properly.
Belki bu sefer bir buluşma ayarlarız.
Now we can meet as indifferent acquaintances.
En azından artık farklarımız ortaya çıkmıyor.
We can meet if you want to.
Eğer istersen buluşabiliriz.
So we've prepared a small reception where you can meet the patrons.
Bu yüzden sponsorlarınızla tanışabileceğiniz küçük bir resepsiyon hazırladık.
We can meet up and I'll give it back.
Anlaşırsak eğer sana veririm.
We have, like, 10 more minutes, one more shot, and then we can meet.
Son bir çekim kaldı, bir on dakikamız daha var. Sonra buluşuruz.
I forgive you, ok If you want, we can meet up later on. Wait...
O bilgi çok gizli olmalıydı.
We can still meet at tango if you want.
Tangoda yine de görüşebiliriz, tabii isterseniz.
Tomorrow we can meet at the same place... so we can get you a hotel room...
Yarın yine aynı aynı yerde buluşabiliriz,... otel odası buluruz sana.
Please hurry and come over so that we can meet soon.
Çabuk olun ki, bir an önce görüşelim.
Dorlina Can't believe I meet you again. We've been middle-aged.
Dorlina inanamıyorum seninle ömrümün yarısında karşılaştım.
I'll SMS you and we can meet.
Ya baba kafana takma, mesaj atarım buluşuruz.
Give me a couple days, see what I can come up with, and we'll meet again Wednesday.
Bana birkaç gün verin, neler yapabileceğimize bakalım, ve Çarşamba tekrar buluşuruz.
That's all right, we can meet up later.
Tamam, sonra buluşuruz.
But having Mark believe that is exactly serena wants we are supposed to meet our minister here to go over the ceremony i thought if we came here early you can talk to him first
Ama Mark'ın inandırmak Serena'nın tam olarak istediği Töreni tekrar gözden geçirmek için rahiple burada buluşmamız gerek Düşündüm ki biraz erken gelirsek ilk önce onunla konuşabilirsin diye
[Meredith] As surgeons we ignore our own needs so we can meet our patients'needs,
Cerrahlar olarak kendi ihtiyaçlarımızı bir kenara atarız ki hastalarımızın ihtiyaçlarını görebilelim.
- Water Polo is throwing a party. We can meet up there.
- Su topu takımının bir partisi var yarın, orada görüşürüz.
There's this costume party. We can meet up afterwards.
Bir kostüm partisi var, ondan sonra buluşabiliriz.
Come visit us in ten years and... I bet you can meet the kids and get a tour of our big house... and see how happy we are.
Gelin ve bizi 10 sene sonra ziyaret edin... iddaya girerim çocuklarımız olacak... gelin ve büyük evimizde bir tur atın... ve ne kadar mutlu olduğumuzu görün.
God, can you just wait here and I will... meet you after the show and then... we can talk and...
Tanrım, lütfen beni burada bekle ve... gösteriden sonra buluşalım... ve sonra konuşuruz...
You want to hear what I have to say, we meet in a public place, where they can't get to us.
Söyleceğimi duymak istersen, bizi yakalayamayacakları, halka açık bir yerde buluşalım.
If we can meet somewhere in the middle, I think Jack's gonna be terrific.
Eğer ortasını bulabilirsek, Jack harika olacaktır.
We haven't even been able to initialize the chair yet, much less determine whether we can meet the power requirements to run it.
Koltuğu henüz çalıştıramadık, daha da azı güç gereksinimlerini karşılayıp karşılayamadığımızı saptayamadık. Tamam.
We could meet the retired shogun and Hattori-sama at Sunpu... we can reinstate the anti-war pact...
Eğer Sumpu'ya varırsak eski Shogun'ı ve Hattori-sama'yı görebiliriz. Bu ihtimal varsa, hayatıma bile malolsa barış anlaşmasını yeniden devreye sokacağım.
Today is the last day we can meet in secret...
Bugün gizli buluşmalarımızın sonuncusunu yapıyoruz.
The next time we can meet is after both the Iga and Kouga clans have been freed from their long-standing grudge.
Bir dahaki buluşmamızda Iga ve Kouga, aralarındaki nefrete son verip barış yapmış olacaklar.
But when we meet its inhabitants face to face, we suddenly realise that their behaviour can be just as meaningful to us as the behaviour of many animals more our own size.
Fakat bu canlılarla yüz yüze geldiğimiz anda rahatlıkla farkedebiliriz ki boyca bizden büyük hayvanların davranışları bize ne kadar anlamlı geliyorsa bu minyatür dünya sakinlerinin davranışları da aslında o derece anlamlıdır.
- l mean, we can meet later, right?
- Bu görüşmeyi sonra yaparız, tamam mı?
- We can't meet later.
- Sonra görüşürüz.
If they keep this up, we can't meet a single deadline.
Eğer böyle gidersek, teslim tarihine yetiştiremeyiz.
- Let's meet as little as we can.
Mümkün olduğunca az görüşelim.
No, I'm with a fare right now but we can meet up later if you like.
Daha sonra görüşebiliriz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]