Can we see it tradutor Turco
1,654 parallel translation
When can we see it? Oh, no. No.
Mektup değil, bir makale.
all right, so I will call the ice sculptor and see if we can- - forget it.We're sticking with the cherub.
Pekala o zaman ben heykeltraşı arayıp, ona değişiklik.. Gerek yok. Melek heykeli olacak.
It's the 2 1 st century, we can see each other every day if we want to.
21. yüzyıldayız, istersek birbirimizi her gün görebiliriz.
We can hear it, we can't really see too much, but it looks and sounds to you and to me like New Year's Eve on Market Street.
Duyuyorduk, gerçekte çok fazla göremiyorduk ama sizin de duyup gördüğünüz üzere Market Sokağı sanki yılbaşı arifesinde gibi.
Tonight, it's become clear to everyone out there that they do know one of us, and now that they do, they can see that we're not sick.
Bu gece, bizden birisi olduğunu bilen ve artık bilecek olan dışarıdaki herkes bizim hasta olmadığımızı görmüştür.
Listen, maybe the OCT is here, but it's just turned on, so we can't see it.
Belki de OKT buradadır ama çalıştığı için göremiyoruz.
And it's called, "Let's see how incomfortable we can make our guests."
Adı da "Misafirlerimizi en çok kim rahatsız hissettirecek?"
You can see it, but only for a minute. We are about to take him to surgery.
Bir dakikalığına onu görebilirsin sonra ameliyata alacağız
If you could see it in your good graces to, you know, send us some rain so that we can test the Blinking Eye in real-life conditions, we'd appreciate it.
Lütfunu göster ve bize yağmuru gönder ki biz de "Kırpılan Göz" ü gerçek koşullarda test edelim... Sana şükrediyoruz.
We're sending it off to Quantico, see if they can pull something off it.
Bunu Quantico'ya göndereceğiz, belki bir bağlantı bulabilirler diye.
And here, as you can see, we have the fish freezing plant where 200 people were working, when it was working!
Burası da, görebileceğiniz üzere, 200 kişinin çalıştığı balık dondurma fabrikası, eskiden çalışıyordu tabi!
So we know the dark matter is some ponderous substance... we know that it's not moving too quickly... and we know that we can't see it.
Sonuçta karanlık maddenin hantal bir madde olduğunu... hızlı bir şekilde hareket etmediğini.. ve onu göremeyeceğimizi biliyorduk.
It's providing the scaffolding... for the shining galaxies that we can easily see.
Kolayca görebildiğimiz parlayan galaksilerin... yapı iskelesini temin eder.
Why can't we see it?
Neden biz onu göremiyoruz?
If you can walk away with this and see it as a learning experience I think we have a future together.
Eğer bununla birlikte yaşayabilirsen ve bir hayat tecrübersi olarak görebilirsen. ... ortak bir geleceğimiz olabilir.
Would you mind if I see What we can make of it? Oh.
Katie'nin bıraktığı mesajı inceleyebilir miyiz?
Come in and we'll see if we can find it.
İçeri gelsene, bakalım bulabilecek miyiz.
She can fool the equipment, tell it what we're expecting to see, so she gets scared and it projects an increased heart rate, we try and freeze it and it does the opposite.
Bütün ekipmanimizi kandirabiliyor, onlara beklentilerimizi göstermesini söylüyor, korktugu zaman kalp atisini hizlandiriyor, dondurmaya çalistigimizda aksini yapabiliyor.
Okay, so I'm analyzing the organic compound found in the creature's nest, see if I can find a chemical signature so that we can trace it a little more accurately.
Tamam. Bu yaratığın yuvasında bulunan organik bileşiği analiz ediyorum. Kimyasal bir izi bulabilir miyim diye bakıyorum, böylece onun yerini daha doğru olarak bulabiliriz.
We can't see where it's coming from or who is shooting.
Nereden geldiğini veya kimin ateş ettiğini göremiyorduk.
We saw him make a call, trace it and see if we can find out who he's speaking to.
Onu arama yaparken gördük. İzini sür. Bakalım kiminle konuştuğunu bulabilecek miyiz?
If the world is going to be destroyed... I need to see how... So we can stop it.
Eğer dünya yok olacaksa ki onu durdurabilmek için nasıl olduğunu görmem gerek.
I want you to look at this stuff, live with it for a bit, and... let's see if we can't drum up a little business for ourselves here in Phoenix?
bunlara bakmanı istiyorum, bir süre beraber yaşa, ve bakalım kendimize Phoenix'te biraz iş çıkarabilir miyiz?
If you look over here, you can see the-the moon, um, just glistening at the top of the... Top of the clouds as it's setting, and we've just got the slightest little crescent new moon and it's absolutely beautiful.
Yukarı bakarsanız ayı görebilirsiniz yerini alırken, bulutların tepesinde parlıyor ve şu anda en ince hilal halini görüyoruz çok güzel.
We'll have to see what the lab can salvage from it.
Lab'ın bundan kurtarabileceğiyle yetinmek zorundayız.
Let's see if we can pick up its trail and follow it back to the nest.
Bakalım izlerini takip edip yuvasına ulaşabilecek miyiz.
It completely changes the way the Earth's system operates, which is why we can see droughts in one place, floods in another, or even a succession of drought and flood in the same location.
Dünya'nın sisteminin çalışma şeklini tamemen değiştiriyor. ... bu yüzden de bazı yerlerde kuraklık, diğer yerlerde de seller görüyoruz. Hatta bazen kuraklıkla selin aynı yeri vurduğu bile oluyor.
We can't wait to see it, sweetie.
İzlemek için sabırsızlanıyoruz, tatlım.
No, she's saying it's so packed she can't see where we are.
Hayır, ortam çok kalabalık olduğu için bizi göremediğini söylüyor.
Maybe we can see it with the ultrasound.
Belki ultrasonla görebiliriz. Bakayım.
Can you please see to it that we never have to deal with the Attero device again?
Bu Attero cihazıyla bir daha uğraşmamamızı sağlar mısınız?
Well, tell us what you got. If we think it's worth investigating, we'll see what we can do.
Bildiklerini anlatırsan, neler yapabileceğimize bakarız.
We saw it on the way over here. Can you and Rossi go there and see if they kept employment records?
Rossi ile oraya gidip işçi kayıtları var mı diye bakar mısınız?
It's an awful thing to live in darkness, unable to see what others take for granted, but if we are lucky, the darkness lifts, and we can finally see the secret sacrifices made by our wives,
Karanlıkta yaşamak ve başkalarının alışkın olduğu şeyleri görememek korkunç bir şeydir.
See if we can find it.
Belki onu bulabiliriz.
It would be nice if y'all could see what we really do, but as far as y'all going in, we can't let you do that.
Aslında ne yaptığımızı görmeniz iyi olurdu ama bunun için içeri girmeniz gerekir ve bunu yapmanıza izin veremem..
I'd like to go over it with you later, see if we can...
Bu hataları bir daha denemek isterim, bakalım bu sefer...
I know we'll get married some day, and to prove it, I'll carve our names on this tree so all who are hopelessly lost in the woods can see it.
Bir gün evleneceğimizi biliyorum, ve bunu kanıtlayacağım, ismimizi bu ağaca kazıyacağım.Böylece ormanda çaresizce kaybolanlar bunu görebilecek.
Maybe you should play me the song first and then we can see whether it's a good idea.
Belki de şarkıyı ilk önce bana çalmalısın böylece bunun iyi bir fikir olup olmadığını görebiliriz.
Science, witness accounts, surveillance, and we can't see it.
- Elimizde bilim, görgü tanığı ifadeleri, kamera görüntüleri var ama biz hâlâ bir şey göremiyoruz.
I don't see why we can't just leave it.
Neden öylece bırakamıyoruz ki?
It's just... we can all see she's unhappy.
Sadece onun ne kadar mutsuz olduğunu görebiliyoruz.
So mysterious, we can't see it feel it, taste it, touch it or even measure it.
O kadar gizemli ki, göremiyor hissedemiyor, tadamıyor, yada dokunamıyor hatta ölçemiyoruz.
It's a great movie, listen to me can we go see it from 3 to 6?
Harika bir film, saat 3 ile 6 arasında izlemeye gidelim mi?
And about Mituna, we can see to it ourselves.
Mituna'ya gelince, kim olduğuna kendimiz karar verebiliriz.
And today, even if we manage to recreate the Higgs, it'll disappear..... before we can see it.
Ve bugün, Higgs'i yeniden Yaratmayı başarsak bile, Kendisini görmeden önce.. .. ortadan kaybolacaktır.
And here we see... so the calculus is used by every engineer, physicist, because it can describe the moving world.
kalkülüs tüm mühendis... ve fizikçiler tarafından kullanılıyor çünkü hareket halindeki dünyayı tanımlayabiliyor.
Today, we know it's over four billion years old, and the life we can actually see around us has existed for an insignificant blink of that time.
Bugün, onun yaşının dört milyar yıldan fazla olduğunu biliyoruz, ve gerçekte etrafımızda gördüğümüz yaşam o zamanın önemsiz bir kısmında varoldu.
Now, we people, we can see it for what it is.
Biz insanlar, ne olduğunu anlayabiliriz.
You see, we can't afford to be seen to do business with whatever it is you're accused of being.
Birlikte iş yaparken görülmemiz mümkün değil. Neyle suçlanıyor olursanız olun.
Gordo, we can see it.
Florida görüş sahamızda.
can we meet 42
can we talk 597
can we talk later 46
can we 921
can we talk in private 32
can we start over 34
can we go 232
can we talk about something else 49
can we just talk 25
can we go home 29
can we talk 597
can we talk later 46
can we 921
can we talk in private 32
can we start over 34
can we go 232
can we talk about something else 49
can we just talk 25
can we go home 29