Cow tradutor Turco
6,180 parallel translation
Pull it from the ear. - Yes! Feed it to the cow.
Hemen koparıp ineğe yedir.
Jack was reunited with his beloved cow, and his mother could now dress in the best a golden egg could buy.
Jack sevgili ineğiyle yeniden bir araya gelmişti. Ayrıca annesi altın bir yumurtanın alabileceği en iyi elbiseleri giyiyordu.
We had no food to eat, so he sold his cow in exchange for some magic beans. The boy!
Yemeğimiz olmadığı için çok sevdiği ineğini sihirli fasulyeler karşılığında sattı.
You persuaded me to trade away My cow for beans
Önce o fasulyeler olmasaydı sinsice gidildiği için devler ayağa kalkmazdı. İneğimi fasulyelerle takas etmem için beni ikna ettiniz.
I only stole the gold to get my cow back From you
Sadece ineğimi sizden geri almak için altın çaldım.
She made us get a cow To get the curse reversed
Laneti ortadan kaldırmak için bizden inek getirmemizi o istedi.
Had to get your prince Had to get your cow Had to get your wish Doesn't matter how
Ne olursa olsun prense kavuşmak ineğini almak, dileğini gerçekleştirmek zorundaydın değil mi?
You sold a cow for magic beans.
- Sihirli fasulyeler için ineği sattın. - Ne?
She could be excommunicated, the cow.
Aforoz edilebilirdi.
Like a buttercup in the mouth of a cow.
İneğin ağızındaki düğün çiçeği gibi.
I better get back to work before my boss has a cow. Yeah.
- Patron küplere binmeden dönsem iyi olacak.
She could've been working on the cow ranch.
Bir inek çiftliğinde çalışıyor olabilirdi.
She could've been shoveling cow shit.
Kürekle inek pisliği temizliyor olabilirdi.
One punch of mine can kill a cow.
Bu yumruğumla bir ineği öldürebilirim.
Killing cow provides you no benefit.
İnek öldürmek sana bir şey kazandırmaz.
You killed people, but have you ever killed a cow?
İnsan öldürdün de, hiç inek öldürdün mü?
Hello, Oregon cow.
Merhaba Oregon ineği.
Or when we had to be the cow to catch the crazed cowgirl from beyond the grave.
Bu da mezarlığın ötesinde çılgın kovboy kızı yakalamak için inek olduğumuz zamandan.
some says to pray cow, some says to sacrfice it.
bazısı ineklere dua et diyor, bazısı ineği kurban et.
sometimes says shower me with cow's milk everyday. how illogical.
bazen beni sütle yıkayın diyor ne kadar mantıksız.
they said feed cow and you'll get job.
eğer öküzü beslersem iş bulacağımı söylediler.
is this cow will upload my resume on job websites?
websitelerine bu öküz mü benim özgeçmişimi gönderecek?
Cow, pasta... broccoli... pie.
Dana eti, makarna... Brokoli, turta.
Holy cow.
Vay anasını.
Run off with that stupid cow? - You don't know shit.
O aptal karıyla mı kaçacaksın?
Oh wait... you, you're Cameron Williams, holy cow...
Oh Tanrım, sen Cameron Williams'sın
Cow dung,'s Why it is so sticky,
İnek boku! - Bu yüzden bu kadar yapışkan.
Cow...
Oh! Benim...
Holy cow! Is this the freaking Terminator?
Tanrım yoksa bu'Terminatör " mü?
Holy cow!
Tanrım!
Can even get you a cow, if you want one of those.
Hatta istersen inek bile alırım.
Want to fuck a cow?
İnek becermek ister misin?
"I free a bonded cow.. " And now it wants to go back. "
İneğin zincirini çözdüm ama o hâlâ geri dönmek istiyor.
May we visit with your cow?
- İneğinize bakabilir miyiz?
Holy cow.
Vay canına!
- It means great white cow.
- Büyük beyaz inek demek.
So, we know his wife looks like a cow.
Artık karısının ineğe benzediğini biliyoruz.
I think it ran into the cow pasture!
Sanırım ineklerin olduğu tarafa gitti!
Our roof's got holes you could fire a cow through.
Çatıda bir ineğin geçebileceği kadar delikler var.
- Is it a cow pie? Granddad!
Büyük baba!
Here is the cow.
Şurda da inek varmış.
You go near my niece again and it won't be cow's blood.
Yeğenime bir daha yaklaşacak olursan bir sonraki dökülen inek kanı olmaz.
The cow goes... "Moo!"
- İnek şöyle der.
Holy cow!
kutsal inek!
Looking for cow herds.
İnek sürüsü arıyorum.
That explains the dead animals on my wall... the pig and the cow.
Bu bütün o duvarlardaki ölü domuzları ve inekleri açıklıyor.
I wouldn't think it's a cow.
Ama bir inek olduğunu sanmıyorum.
Well, to me, anything of that girth is a cow.
Bana göre o büyüklükteki birşey anca bir inek olabilir.
One said he's a cow-boy, the other said he's a "pédé".
Birisi onun için kovboy dedi, öteki de homo olduğunu söyledi.
'Dine to our hearts'content 'And snore 'Like a cow...'
Kalplerimizdekini ağırlarken... ~... tıpkı inek gibi... ~... horuldanırız. ~
Magic beans For a cow so old
Dur bir dakika.