Degree murder tradutor Turco
616 parallel translation
Connors Convicted of First Degree Murder!
Connors birinci derece cinayetten hüküm giydi!
Blackie Gallagher has been convicted of first-degree murder.
Blackie Gallagher birinci derece cinayetten suçlu bulundu.
The various legal categories such as first and second degree murder, the various degrees of homicide, manslaughter, are civilized recognitions of impulses of various degrees of culpability.
Birinci ve ikinci dereceden cinayet gibi çeşitli yasal kategoriler, çeşitli cinayet dereceleri aslında farklı derecelerdeki suçlu dürtülerimizin medeni bir şekilde tanınmasıdır.
In your spot I'd almost choose the cops, even if it is a first degree murder rap.
Senin konumunda neredeyse polisleri seçecektim. Birinci dereceden cinayetle suçlanacaksın.
And, I have to see four kids on trial for first degree murder.
Dört çocuğu birinci derece cinayetten mahkemede görüyorum.
First degree murder because a certain Mr. Brown picked up a phone.
Malum Bay Brown telefonu kaldırdığı için birinci derece cinayet.
It isn't first-degree murder.
Birinci derece cinayet sayılmaz.
If a man kills another man in hot anger, perhaps even temporary insanity - in hot blood, that is - the law calls it second-degree murder, or even manslaughter.
Eğer öfkelendiğinde bir adamı öldürürsen, muhtemelen bu geçici deliliktir - bu sıcak kanlılıktır - yasaya göre bu ikinci derecede, veya istemeden adam öldürmedir.
Then I think that you know that we have a first-degree murder charge here, and if we vote the accused guilty, we've got to send him to the chair.
Sanırım biliyorsunuz bir taammüden cinayet davamız var, ve eğer sanığı suçlu oylarsak, onu elektrikli sandalyeye göndermek zorunda kalacağız.
I saved the state a trial by pleading guilty to second degree murder, didn't I?
İkinci dereceden cinayetten suçlu olduğumu kabul ederek devleti yargılamadan kurtardım, değil mi?
That's first-degree murder in any court of law.
Buna taammüden cinayet denir.
If it's customary here to allow a man charged with first-degree murder to wander about at will, I don't suppose it behoves an outsider to point out that the law makes no provision for such quaint liberalism.
Taammüden cinayetle suçlanan birinin elini kolunu sallayarak dolaşması... buralarda adettense, yasalarda böyle acayip bir serbest fikirliliğe... yer olmadığına dikkat çekmek, bir yabancı için yakışık almaz herhalde.
AND WHAT IS THE PENALTY? THE PENALTY FOR FIRST-DEGREE MURDER
- Bu eyalette birinci dereceden cinayetin cezası elektrikli sandalyede ölümdür.
I'm accused of attempted first degree murder.
Birinci dereceden cinayete teşebbüsle suçlanıyorum.
You say attempted first degree murder.
Birinci dereceden cinayet teşebbüsü olduğunu söyledin. Neden birinci dereceden?
Attempted first degree murder.
Birinci dereceden cinayet teşebbüsü.
We're not out to kick kids this time, we're out for first degree murder.
Bu sefer çocukları tekmelemenin değil birinci dereceden cinayetin peşindeyiz.
Do you think we should try for first degree murder?
Sence birinci derece cinayeti denemeli miyiz?
Karin, it wasn't Dan Cole's idea to go for first degree murder.
Karin, birinci dereceden cinayet Dan Cole'nin fikri değildi.
That's first-degree murder!
Bu idama girer!
" for the first-degree murder...
" Baron Joachim von Essenbeck'i...
Condone first-degree murder.
Condone birinci derece cinayet.
We already got her on first-degree murder for Breton.
Zaten Breton birinci derecede cinayetten elimizde.
Ladies and gentlemen I'm asking you to return an indictment of first-degree murder against Caine.
Bayanlar ve baylar İşlediği cinayet için Caine hakkında suçlamanın kabulünü istiyorum.
On the charge of first-degree murder the jury replied guilty, by a majority of at least eight votes.
jürinin en az 8 ya da coğunlukla , suçlu bulduğu sanık birinci derece cinayet
Today, Frank Renda is being taken... to the county seat for pretrial examination on a charge of first-degree murder.
Bugün Frank Renda, 1. derece... cinayet suçlamasının ön duruşma sorgusu için ilçe merkezine götürülüyor.
When he does, we'll get him, and we'll hit him with a first-degree-murder charge that will stick.
Yaptığında ise, onu enseleyeceğiz, ve onu su götürmez bir birinci dereceden cinayet iddiasıyla vuracağız.
Edward J. Gallagher, for the murder in the first degree of one Richard Snow, whereof you are convicted to be sentenced to the punishment of death, and it is ordered that you be delivered to the warden of the Sing Sing prison at Ossining, New York,
Edward J. Gallagher, Richard Snow davasında birinci derecede suçlu bulundunuz ve ölüm cezası hükmü verildi. New York Ossining'de bulunan Sing Sing hapishanesi gardiyanına teslim edileceksiniz.
The application for commutation of the death sentence of Edward J. Gallagher for the crime of murder in the first degree is herewith denied.
Birinci dereceden cinayet zanlısı Edward J. Gallagher'ın cezasını hafifletme başvurusu sonuç olarak reddedilmiştir.
John Doe is not going to trial, Will but 22 citizens of Strand who I can prove are guilty of murder in the first degree.
Yargılanacak olan kasaba değil Will kasıtlı cinayetten suçlu olduklarını kanıtlayacağım yirmi iki kasabalı.
On the 22nd day of October of this year... the accused was bound over to this court... by the city court on a charge of murder in the first degree... growing out of the death of the Reverend George A. Lambert... the pastor of the St. Christopher's Protestant Episcopal Church... of this city.
Bu yılın 22 Ekim'inde sanık, bu şehrin St. Christopher Protestan Episkopal Kilisesi Rahip George A. Lambert'ın ölümünden birinci derece cinayet suçlamasıyla bölge mahkemesi tarafından tutuklanıp bu mahkemeye sevk edilmişti.
We'll get a conviction on an attempted murder... or first-degree assault or however else the office wishes to proceed.
Biz de cinayete teşebbüs veya kişiye saldırı... ya da doğrusu neyse o suçtan hüküm giymesini sağlayalım.
The people of this state charge that murder in the first degree has been committed by the prisoner at the bar, George Eastman.
İddia makamına göre sanık sandalyesinde oturan mahkum George Eastman kasıtlı bir cinayet işlemiştir.
We find the defendant, George Eastman, guilty of murder in the first degree.
Sanık, George Eastman'ı birinci derece cinayetten suçlu bulduk.
You've been found guilty of murder in the first degree, and for the killing of Lester Blaine, you will be sentenced to death.
Birinci derece cinayetten suçlu bulundunuz ve Lester Blaine'i öldürdüğünüz için idama mahkûm edileceksiniz.
But if a man plans to kill and cold-bloodedly sets out to do it... that's murder in the first degree... punishable by hanging.
Eğer bir adam öldürmeyi planlarsa ve bunu soğukkanlılıkla yaparsa... bu birinci derecede cinayettir... cezası idamdır.
"Murder in the first degree." Very nasty.
"Birinci dereceden cinayet." çok çirkin.
To continue, you've listened to a long and complex case, murder in the first degree.
Devam ediyoruz, Uzun ve karışık bir dava dinlediniz, taammüden adam öldürme.
Guilty of murder in the first degree, guilty of murder with a recommendation for life imprisonment, or acquittal.
Birinci dereceden katil suçlusu, müebbed hapis önerisiyle katil suçlusu ya da aklanma.
Stern murder in the direst degree.
En korkunç derecede acımasız cinayet.
A man is on trial for murder in the first degree.
Bir adam birinci dereceden adam öldürme suçuyla yargılanıyor.
TO A CHARGE OF FIRST-DEGREE MURDER.
- Peki cezası nedir?
MR. BEDEKER, YOU'VE BEEN TRIED AND FOUND GUILTY OF MURDER IN THE FIRST DEGREE.
Birinci derece cinayetten yargılanıp suçlu bulundunuz.
"Grand jury of the county of New York by this indictment " accuses Arthur Reardon, Daniel Di Pace and Anthony Aposto " of premeditated murder in the first degree
" New York eyaleti soruşturma kurulu bu iddianameyle Arthur Reardon, Daniel Di Pace ve Anthony Aposto'yu 25 Temmuz 1960 günü New York eyaletinde Roberto Escalante'yi canice bıçaklamaktan dolayı birinci derece taammüden cinayetten suçluyor.
Your honor, we find the defendant, adam grant, guilty of murder in the first degree.
Sayın yargıç, sanık Adam Grant'i, birinci dereceden cinayet işlemekle suçlu buluyoruz.
It is the sentence of this court that for the brutal and despicable crime of murder in the first degree you shall be put to death by means of electrocution.
Mahkemenin hükmü şudur : bu vahşi ve aşağılık birinci derece cinayet suçundan ötürü elektrik yoluyla idama mahkum edildin.
Your honor, we find the defendant, adam grant, guilty of murder in the first degree.
Sayın yargıç, sanık Adam Grant'i birinci dereceden cinayetten suçlu buluyoruz.
It is the judgment and sentence of the court that the defendant, Margaret DeLorca... found guilty of the crime of murder in the first degree... shall suffer the extreme penalty, to wit, the death penalty.
Mahkemenin sanık Margaret DeLorca hakkında verdiği kararca kasten adam öldürmeden dolayı suçlu bulunmuştur. Ve en büyük cezaya muzdarip olacaktır. Yani idam edilecektir.
Now having been found guilty of the charge of murder in the first degree, this court sentences you, John Kehoe, Frank McAndrew, Thomas Dougherty, to be confined to the county prison until the date of your execution,
Adam öldürmekten birinci derecede suçlu bulunarak, mahkeme, John Kehoe, Frank McAndrew, Thomas Dougherty'nin, infaz edilme tarihine kadar bölge cezaevinde kalmalarına, infazın da asılmaları suretiyle gerçekleştirilmesine karar verdi.
Do the jury declare under oath that the defendants, Nicola Sacco and Bartolomeo Vanzetti, are guilty of murder in first degree?
Jüri üyeleri sanık Sacco ve Vanzetti'yi birinci derece cinayetten suçlu olduğunu ilan ediyor mu?
All those in favor of returning an indictment of murder in the first degree so signify.
Tasarlayarak öldürmeden dolayı suçlamayı kabul edenler bunu bildirsinler.
murderface 20
murder 995
murders 106
murderer 417
murdered 286
murderers 169
murder board 44
murder weapon 48
murder for hire 18
murder one 22
murder 995
murders 106
murderer 417
murdered 286
murderers 169
murder board 44
murder weapon 48
murder for hire 18
murder one 22