Free drinks tradutor Turco
325 parallel translation
Plenty of free drinks too.
Bolca da ücretsiz içki.
You make that poster, and I'll give you free drinks for a month.
Bunu poster yaparsam, bir aylık içkiniz bedava olur.
Zidler has to supply me with free drinks for a month.
Zidler bana bir ay bedava içki verecekmiş. Henri!
You know, a case of beer, free drinks at the Yellow Rose Café.
Bir kasa bira, Yellow Rose Café'de bedava içki gibi.
Free drinks on the house!
Içkiler müesseseden!
- Back for the free drinks?
- Bedava içki mi sizi döndüren?
Free drinks for the whole of Montana all day!
Bütün Montana'ya bedava içki, bütün gece!
Well, Steve, it's easier than punching cows and it pays off with free drinks when I walk into a saloon.
Evet, Steve, sığırları kovalamaktan iyidir ve salona girdiğimde beleş içki de getiriyor.
Takes free drinks to put me to sleep.
Uykuya dalmaya yetecek kadar beleş içki.
Gentlemen, you're invited for free drinks.
Beyler bedava içkiye davetlisiniz.
It's just a story that this old man tells to get himself free drinks.
Hepsi bu ihtiyarın, ona bedava içki ısmarlasınlar diye anlattığı bir hikaye.
Free drinks now, it's on the house!
Şimdi ücretsiz içecekler, evin üzerinde!
For a round of free drinks.
Birkaç beleş içki için.
Free drinks and food and all.
Bedava içki, yiyecek vesaire.
Free drinks for one and all!
Herkese beleş içki!
And a movie and free drinks.
Ayrıca film ve içki de.
[Laughing] Free drinks, all around!
Herkese bedava içki.
Free drinks.
Bedava içki. - Hey içeri girmeme izin ver.
- Come on in. - Free drinks?
- Haydi içeri girin.
Free drinks on Alex Larson.
- Bedava içki mi? Bedava içkiler Alex Larson'dan.
- Everybody can't grab free drinks.
- Herkese beleş içecek veremem.
Flashing lights, free drinks, Wayne Newton.
Yanı sönen ışıklar, bedava içkiler, Wayne Newton.
No more free drinks.
Artık beleş içki yok.
Movie stars, rock stars, free drinks.
Artistler, rock sanatçıları, bedava içecek.
I just don't want a big wedding- - hundreds of people we don't know... that are just there for the free drinks... and all-you-can-eat buffet.
Sadece bedava içki ve açık büfe yemek için gelen, tanımadığımız yüzlerce insanın olduğu büyük bir düğün istemiyorum.
All you want is a few free drinks and a chance to tear people down.
Tek istediğiniz beleş içki ve insanları bozmak.
Do you realise if she were a man, not only would we be eating right now, but they'd be sending over free drinks.
Farkında mısın, eğer o hostes bir erkek olsaydı, şu an yalnızca yemeğimizi yiyor olmazdık üzerine bize bedava içki yolluyor olurlardı.
They know you snuck into the hotel and tried to get free drinks.
Otele sıvışıp bedava içki almaya çalıştığınızı biliyorlar.
Your men can have free drinks in the saloon.
Adamların salolanda bedava içki içebilir.
Your men can have free drinks in the saloon.
Adamların salonda bedava içki içebilir.
Businessmen hung there till their trains left, so me and my friends would go there for free drinks, try to score a job from some sloshed executive.
İş adamları trenleri kalkana kadar orada takılır. Arkadaşlarımla bedava içki içmek için oraya giderdik. Sarhoş bir müdürden iş koparmaya çalışırdık.
Free drinks?
Bedava içki mi?
We got free drinks, didn't we?
Bedava içki içtik, değil mi?
- Hey, everybody, free drinks on the house.
- Hey, herkese bedava içki var.
Yeah, thanks to no cover charge and free drinks.
Evet. Bedava giriş ve beleş içkiler sağ olsun.
I've had more than my share of free drinks.
Bedava içkilerle çok fazla şey paylaştım.
It's just she's staying at this party hotel on the beach... with a huge pool and free drinks with every meal.
Kocaman bir havuzu olan ve her yemeğin yanında bedava içki servis edilen sahildeki bir parti otelinde kalacak olması beni düşündürüyor.
Here you go, Stan and Kyle. Free drinks on me.
Buyrun, Stan ve Kyle benden beleş içecek
He's just spinning yarns. He's just come to have some free drinks.
ağız arıyor. sadece bedava içki almaya gelmiş.
Drinks ain't free, Dave.
İçmek bedave değil Dave.
He always gets a hangover when the drinks are free
Ne zaman içkiler bedava olsa sabah ayılamıyorsun.
Pretty soon a chap comes in with drinks on a tray, and them drinks was free.
Sonra bir Japon geldi. Elinde içki dolu bir tepsi. Onlarda bedava.
The drinks were free to the men in honor of his visit.
Onun şerefine içkiler askerlere parasız verildi.
Free food, soft drinks.
Bedava yiyecek, meşrubat.
All your drinks are free.
Bütün içkileriniz bedava.
DEAR, THIS IS... "A STAINLESS STEEL MAINTENANCE-FREE APPLIANCE WHICH PROVIDES NUTRITIOUS DRINKS FOR JUST PENNIES A DAY."
Hayatım, bu... paslanmaz çelik korumalı, günde sadece 1 Sente besleyici içecek sunan bir alet.
Drinks are free, you idiot.
İçkiler zaten bedava aptal.
The drinks at those things are free.
Orada içkiler bedava.
Free drinks.
İçecekler bedava.
You see there? All the food is free. And the drinks are on the...
Bütün yiyecekler bedava, ve içecekler de...
HOUSE DRINKS FREE.
Ev sahibine içkiler beleş.
drinks 220
drinks on me 39
drinks are on me 60
free beer 19
free food 26
free as a bird 28
free booze 17
free man 17
free card 49
free will 29
drinks on me 39
drinks are on me 60
free beer 19
free food 26
free as a bird 28
free booze 17
free man 17
free card 49
free will 29
free at last 59
free of charge 82
free me 36
free zone 79
free environment 20
free and clear 29
free country 23
free to go 17
free them 60
free of charge 82
free me 36
free zone 79
free environment 20
free and clear 29
free country 23
free to go 17
free them 60