English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ F ] / Fuck it all

Fuck it all tradutor Turco

463 parallel translation
Fuck it all.
Her şeye lanet olsun!
Fuck it all.
Parçalarım hepsini.
She's going to fuck it all up.
Her şeyi mahvedecek. Bryce, anahtarı ver bana.
Do you think it's coming off well with all those fuck-ups, or what?
Sence etraftakiler kafayı bozmazlar mı?
You know, do it all and fuck it!
Bilirsin ; her şeyi yap ve boş ver!
You know, do it all and fuck it!
Bilirsin, her şeyi yap ve boş ver!
So all I'm saying I guess really is that fuck you is a positive phrase, it's just a way of making, you know, direct verbal love from across the street.
Demek istediğim aslında "sikerim" olumlu bir deyiş. Yolun karşısından birinin size söylediğini duyarsanız bilin ki sevgisini dile getiriyordur.
The reason I can see it is that some of us, not all of us... Some of us need to justify to ourselves what the fuck we did there.
Görebildiğim kadarıyla sebep, hepimizin değil ama bazılarımızın orada yaptığımız haltları haklı çıkarma ihtiyacı duyması.
I don't give a fuck. - It's a joke, that's all.
- Şakaydı, çıkıverdi.
All right, fuck it.
Pekâlâ, unut gitsin.
The men are ready to burst and look all red from the effort they really have to fuck and fuck well - it has to look cool and the women only feel the pain.
Erkeğin tüm çabası azgınlığını dinginleştirmek gerçekten sikişirler....... ve güzel de sikişirler, dışardan güzel görünür ama kadının hissettiği tek şey acıdır.
You all talk cool. I don't give a fuck. "It's a racing crab here."
Umurumda değil, hepiniz havalı konuşuyorsunuz.
Just fuck up a perfectly good lie and it's all right.
Mükemmel bir yalanı bozun, hiç sorun değil.
Give me your money, all of it, and don't fuck with me!
Paralari ver, hepsini, ve sakin bir aptallik yapma!
Add all that up. I don't know what the fuck it means but you got some bad-ass perpetrators and they're here to stay.
Ne anlama geldiğini tam olarak bilmiyorum..... bir grup suç makinesiyle karşı karşıyasınız..... ve kalıcı gibi görünüyorlar.
All right, fuck, then go ahead and take it, man. It's your money any goddamn way.
Merak etme adamım paran bende.
All right, fuck it. I'll call you.
Pekala, s.ktir et.
And you fuck up, it's all on me.
Yüzüne gözüne bulaştırırsan, ben de biterim.
I don't actually give a fuck whether it's Jim, Pat or Mick as long as you remember you're not at Lords, all right?
Evet, Jim, Pat veya Mick olması hiç umurumda değil. Lords'da olmadığını hatırla yeter.
I said, "Fuck it- - let's go all the way, the whole route."
Dedim ki, "Siktir et... hadi gidelim ve şu işi bitirelim."
It's all about this cooze who's a regular fuck machine.
Şarkı adeta bir düzüşme makinesi olan bir amcık hakkında.
It's all fuck...
Her şey siki...
After about a year of recognition and all the bullshit of fame and all that... I just said fuck it. And I started drawing the dark part of myself again in the comics... which I'd always kept hidden before.
Bir senelik bu popülerite ve saçma şöhretin ardından "Sikerler." dedim ve hep saklı tuttuğum karanlık taraflarımı yeniden çizmeye başladım.
I hired a private detective for 50 %, but now that I know where you are I am perfectly willing to spend all of the money in hiring a clinical sociopath to take it from you, and fuck you through the eye sockets JUST FOR FUN!
Paranın yüzde ellisini vermek üzere özel bir dedektif tuttum. Ama artık senin nerede yaşadığını bildiğime göre paramı son kuruşuna kadar harcayıp senden alacağım ve eğlence olsun diye seni son nefesine kadar becereceğim.
And it's all about getting a great fuck, honey.
Bir de iyi bir sevişme yaşamak tatlım.
I know I'm better than what I've been doing all these years, walking around in fuck-me pumps and a tank top, waiting till it was time to scream.
Yıllardan beri yaptığım işlerden daha iyi olduğumu biliyorum. Hep canavarlı ve yaratıklı filmlerde oynadım.
- Fuck, nothing, all right? It's the same old fuckin'shit.
Lanet olsun, hiçbir şey olmadı tamam mı?
All right, fuck it, then.
Pekala, boşver.
No matter how often you go out and rob and fuck people over, you always need to get up and do it all over again.
Ne kadar dışarı çıkıp insanları soyup dolandırırsanız dolandırın daima ayılmak, sonrasında tüm bunları tekrarlamak ihtiyacı hissedersiniz.
It's all about aesthetics and it's fuck-all to do with morality.
Mesele estetik ve bu da ahlakla filan ilgili.
And then fifty years after that those suckers will be dust and bones and there'll be all these generations of suckers trying to figure out what they're doing on this fucking planet and they'll all be full of shit. It's all so fucking futile. If it's all so fucking futile, what the fuck are you so fucking upset about, fuckhead?
Burada başka insanlar bira içip, pizza yiyip, çikolatalı gofret fiyatını tartışacak ve bir zamanlar burada olduğumuzdan haberleri bile olmayacak. 50 yıl sonra onlar da geberip gömülecek ve yeni nesiller bu kahrolası gezegende ne yaptıklarını merak ediyor olacaklar.
Feel whatever the fuck you want to about it, all right?
Ne hissetmek istiyorsan onu hisset.
Get it? "Flyin'fuck!" Thank you. I'm here all week.
Çaktın? "Sikindirik izin!" Teşekkürler. tüm hafta burada olacağım.
It's on all t'posters, for fuck's sake.
Tüm afişlerde yazıyor!
It's... It's all bacterial, but hey, what the fuck, right?
Hep bakteriyel, ama hey, bu neyi değiştirir ki?
It's got fuck-all to do with us.
Biz bir şey yapmadık ki, bize kızasın.
You all fuck like nasty pigs. Got it?
Jizzmaster Zero ve korumalarıyla dövüşsünler, ve Dört : hepiniz azgın domuzlar gibi.
All right, fuck it.
Tamam, siktir et.
All metaphysical stuff, fuck it.
Tüm metafizik şeylere. Patlat gitsin.
- It's all your fuckin'lying, bitch! What the fuck?
Yalan söylüyorsun, seni kaltak!
What is it - assumption is the brother of all fuck-ups?
Nedir bu - varsayim tüm siçanlarin kardesi mi?
It's the mother of all fuck-ups!
Tüm siçanlarin annesi!
It's easy. We get the fuck outta Dodge, all right?
Çok kolay buradan tüyüp gideceğiz.
Just go over there and fuck his brains out and he'll forget all about it.
Oraya gidip herşeyi unutmasını sağla.
All right. Fuck it.
Peki...
- Then you're gonna fuck it up all over again.
- Sonra sen gene her yeri batıracaksın. - Evet.
Is it four levers that just do fuck all?
Hiçbir boka yaramayan 4 tane kol!
"Kill!" " All right, oh, fuck it.
" Öldürün! Pekâlâ, of, sokayım.
As far as I'm concerned all of this airport security, all the searches, the screenings, the cameras, the questions it's just one more way of reducing your liberty and reminding you that they can fuck with you anytime they want as long as you put up with it.
Bana kalırsa... bütün bu havaalanı güvenliği zırvası bütün bu aramalar, görüntülemeler kameralar, sorular özgürlüğünüzü kısıtlamanın ve siz doyuncaya kadar istedikleri zaman sizi sikebileceklerini hatırlatmanın sadece başka bir yolu.
Yeah, I know, I'm not gonna fuck it up all right?
- İşi mahvetmeyeceğim, tamam mı? Tamam.
- All right, fuck face, let's do it!
Tamam kıç surat hadi bitirelim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]