Go to her tradutor Turco
17,330 parallel translation
We tried to get her to go home, but she refused to leave, so, you know, I just sat with her until she fell asleep.
Onu evine götürmeye çalıştık ama gitmeyi istemedi, anlarsın ya ben de o uyuyana kadar yanında oturdum.
Now you lie down and go to sleep, and when you wake up, you tell me everything that happened in your dreams.
Şimdi uzanıp uyuyacaksın ve uyandığın zaman rüyanda olan her şeyi anlatacaksın.
Want me to go talk to her?
- Benim konuşmamı ister misin?
She wouldn't go further, and I couldn't get her to go back out.
Daha fazla ileri gitmek istemedi, ben de onu geri çıkaramadım.
Go to my office, call Lommers, tell her to abort the transfer.
Ofisime git Lommers'ı ara, ona transferi iptal etmesini söyle.
I'll go check on the boy so I can get back to her.
Gidip çocuğu kontrol edeyim de eve geri döneyim.
I'll go talk to her.
Gidip onunla konuşurum.
Go back to his house. Search everything.
Evine git.Her şeyi ara.
So, are you telling me that I don't need to go on this date with her tomorrow night?
Yani yarın onunla bu buluşmaya gitmeme gerek yok mu diyorsun?
Uh, she said that she wanted to go with a bigger firm that had "higher-profile" clients than JCPR, which I would have if people like her didn't leave me.
Müşteri profili JCPR'den daha yüksek olan...,... daha büyük bir firmayla devam edeceğini söyledi ki eğer onun gibileri beni bırakıp durmasaydı o firma ben olurdum.
Every party must come to an end, and left behind... are lonely people, who then go to the next party.
Her partinin bir sonu olmalı ve geride bırakılmalı yalnız insanlar bir sonraki partiye gitmeli.
He said the Chief Superintendent had got the bloke to confess and that it was all all right so that Greg wouldn't have to go through a trial and that.
Şef Amirin herife itiraf ettirdiğini... her şeyin yolunda olduğunu söyledi. Böylece Greg duruşmaya çıkmak zorunda kalmayacaktı.
- Can I shower and go over to her place before work?
Duş alıp işten önce onun yanına gidebilir miyim?
I knew I was supposed to go over to her... help her.
Ona doğru gitmem gerektiğini biliyordum... Yardım etmem gerektiğini.
In fact, I'd love to see it go because all I do is look at it every day and it reminds me of better times.
Aslında, gitmeyi çok isterim... Çünkü yaptığım tek şey her güne bakmak... Ve bana daha iyi zamanlar hatırlatıyor.
Always wanted to go, I hear you come back a changed person something you should always experience.
Hep gitmek istemiştim, değişmiş bir kişiye geri döndüğünü duydum... Her zaman yaşamanız gereken bir şey.
But she would have to go in on her own volition, alone.
Ama kendi iradesiyle tek başına gönüllü olmalı.
You've got to go see her.
Kızla görüşmen lazım.
Had to go on her stupid honeymoon.
O saçma balayına gitmek zorundaydı sanki.
I thought I was ready to let this go, but...
Her şeyi unutmaya hazır olduğumu sanıyordum ama...
I thought things would go back to normal.
Her şey normale döner diye düşünmüştüm.
I didn't - - No, wait, here's my personal favorite is you doing every stupid thing you could to cure the Mark, even after you knew it would go bad.
- Bekle, en sevdiğim ise mührü kaldırmak için her şeyi yapardın, bunun sonunun kötü olacağını bilsen bile.
Yeah. So, you want me to just go in there and ask her out?
İçeri girip kıza çıkma teklif etmemi istersin yani, öyle mi?
I told her to let it go, that there wasn't anything there, but there was.
Peşini bırakmasını ortada hiçbir şeyin olmadığını söyledim ona ama varmış.
Every time I go to the opera, it feels like the first time.
Her operaya gidişimde, ilkmiş gibi hissediyorum.
Don't listen to her. Let go of the trigger.
Dinleme onu bas düğmeye.
Why don't we go right now and give them to her?
Neden hemen gidip vermiyoruz ona?
Yeah, we'll send her to that farm where celebrities go to disappear, where Chad Michael Murray and Thora Birch went.
Evet, ünlülerin ortadan kaybolmak için gittiği çiftliğe gönderelim. Chad Michael Murray ve Thora Birch'in gittiği yere.
It's just I can't go giving customer information out over the phone to whoever calls.
Her arayana telefonda müşteri bilgilerini veremem.
Why don't we go back to our usual game?
Neden her zamanki oyunumuza dönmüyoruz?
So... I'm going to go round this afternoon... Well, this evening, after work, and I'll get my stuff and... that's it, I'll tell her.
Bugün öğlen gideceğim yani akşamüstü, işten sonra ve eşyalarımı toplayıp bitireceğim.
She'll go through your fridge, she'll be in your cupboards, finding things to take home with her. Fuck.
Şimdi buzdolabına gidecek ve bir bardak bulup eve giderken yanına bir şeyler alacak.
If you go down to the Jockey's, one thing will lead to another.
Şimdi Jockey's'e gidersen her şey birbirini takip eder.
Tell her to let go of this feud.
Bu kan davasını unutmasını söyle.
You have to let her go.
Gitmesine izin ver.
I used to go out with my buddies every night my best friends, and they were always trying to hook me up with girls and I'd find some way to mess it up.
Arkadaşlarımla her akşam dışarı çıkardım. Hepsi dostumdu. Bana kız ayarlamaya çalışırlardı.
If you want to go out there and stake Camille through the heart, I will hold her down while you do it.
Gidip Camille'in kalbine kazık saplamak istiyorsan onun senin için tutarım.
- Lets go talk to her.
- Gidip annenle konuşsana.
It will all go back to normal.
Her şey düzelecek.
Anyway, you're free to go.
Her neyse gidebilirsiniz.
Fillory is always deciding when to let the Chatwins go and deciding when to kick them out, because Ember and Umber- -
Fillory her zaman Chatwinlerin ne zaman gireceğine ve onları ne zaman atacağına karar vermişti... Çünkü Ember ve Umber...
Uh, I mean, it sounds familiar, but... It's, like, fountains and plazas up the ass, and then the fountains, they all go to different worlds.
Yani, biraz tanıdık geliyor ama Çeşmeler var, büyük meydanlar var ve her biri farklı dünyalara açılan çeşmeler.
He said he had to go extreme just to get her attention, which... he was psychotic, but he wasn't wrong.
Onun dikkatini çekmek için aşırıya kaçması gerektiğini söyledi ki... sapıkçaydı ama doğru söylüyordu.
Mrs. Nakano didn't know if there was any bad blood between her husband and Daichan, so let's go right to the source.
Bayan Nakano kocasıyla Daichan arasında sorun olup olmadığını bilmiyordu, - o halde direk kaynağa gidelim.
Go ask to borrow her stuff.
Gidip onları ödünç almayı iste.
I don't even know if I can go back to being her.
Tekrar o olmaya geri dönebilir miyim bilmiyorum.
Neither of us can go back to the way things were before, but maybe we can make the way things are... better.
İkimiz de eski hayatlarımıza dönemeyiz ama belki her şeyi daha iyi hale getirebiliriz.
If you would just frickin listen to me, we wouldn't have to go through this every frickin'night.
Beni biraz dinlesen her gece bununla uğraşmak zorunda kalmayız.
What kind of wife would allow her man to go to work without his baggie of pita chips, a peeled clementine, and little sandwiches cut into football shapes? ♪ ♪ Move it!
Ne çeşit bir kadın eşinin pizzası, pita kızartması, mandalinası ve futbol topu şeklinde kesilmiş mini sandviçleri olmadan işe gitmesine izin verir? Yürü hadi!
I took her hand. And I never wanted to let go.
Ellerini tuttum ve bir daha asla bırakmak istemedim.
Go see what Penny wants. Go to her.
Yanına git.
go to sleep 664
go to hell 1081
go to college 29
go to bed 547
go to sleep now 53
go to your room 325
go to school 64
go to bed now 31
go to the house 16
go to the bathroom 48
go to hell 1081
go to college 29
go to bed 547
go to sleep now 53
go to your room 325
go to school 64
go to bed now 31
go to the house 16
go to the bathroom 48
go to the car 39
go to the kitchen 39
go to work 115
go to new york 16
go to class 25
go to the hospital 36
go to town 28
go to jail 27
go to the bar 16
go to him 110
go to the kitchen 39
go to work 115
go to new york 16
go to class 25
go to the hospital 36
go to town 28
go to jail 27
go to the bar 16
go to him 110
go to the movies 20
go to the police 50
go to the right 20
go to the back 19
go to commercial 23
go to it 51
go to them 17
go to 136
go to the police 50
go to the right 20
go to the back 19
go to commercial 23
go to it 51
go to them 17
go to 136