Hard times tradutor Turco
917 parallel translation
There may be hard times too
Kötü günler olsa da
- You better, hard times may get you.
- Bence kara günler için stoklamalısın.
The hard times have helped his art
Zor günleri sayesinde artık daha iyi bir oyuncu.
She'll never have the hard times we had, will she?
Bizim yaşadığımız zorlukların hiç birini yaşamayacak, değil mi?
May the dear Lord above be with you and protect you in such hard times.
Tanrı sizinle olsun ve bu zor zamanlarda sizi korusun.
Enough for you - throwing food away in hard times.
Sana yeterdi - Zor zamanlarda yemek atılmaz.
Hard times, things really get tough, and then in comes your friend here.
Zor zamanlar, gerçekten zorluklara dayandıktan sonra, buraya, bir arkadaşının yanına gelir.
Hard times are coming.
Zor günler geliyor.
They must be saddened by the touch of one fallen on hard times such as myself.
Eminim aynı benim gibi değerlerini bilmeyen insanların onlara dokunmalarına üzülüyorlardır.
But who among the noble women who attend our house and who deserve the highest respect could boast such trinkets for the hard times?
Ama asil kadınlar arasında, evimize katıldın, ve en yüksek saygıyı hakedecek şekilde, yaşıyorsun. Bu ıvır zıvır ile, zor zamanlar için övünebilir misin?
Your brother is going through hard times, like most businessmen are.
Her işadamı gibi kardeşiniz de zor zamanlar geçiyor.
I know - you had very hard times
Biliyorum, çok zor zamanlar geçirdin.
My method for gaining your attention may seem a little unconventional, but hard times call for harsh measures.
Dikkatinizi çekme yöntemimi biraz yakışıksız bulabilirsiniz, ama... zor günler insanı kaba girişimlerde bulunmaya zorluyor.
But I've gone through hard times too.
Ama zor zamanlarım da oldu.
Them olden days. Them hard, hard times.
Ama o zamanlar tıpkı bir salgın gibi bütün küçük çocuklara aynı şey yapılırdı.
" fathers, and it isn't hard times.
"... ve onlar için hayat zor değildi. "
Please, we've had kind of hard times.
Lütfen. Zor bir zamandayız.
I think we're going to have hard times.
Sanırım kötü günler geçireceğiz.
I've known hard times but it wasn't smart to remind him about it
Zor günler geçirdiğimi biliyorum ama bunu hatırlatman aptalcaydı.
Wasn't it during those hard times just after the war ended?
Savaş sonundan beri mi görüşemiyoruz sizinle?
I put some cash aside for hard times like these.
Kötü günler için saklardım bunu.
We've been through hard times together, but we've certainly had good times, as well.
Zor günlerimiz oldu ama güzel günler de geçirdik.
These are hard times.
Savaş var.
I've been through sorrows and hard times.
Çok acılar çektim, zor zamanlar geçirdim.
During the hard times we're going through... with suffering saddening the people... the police should take into consideration... how to distract the population.
Şimdi olduğu gibi, insanların acı çektiği zor zamanlarda polis, insanların dikkatini dağıtmanın yollarını bulmak zorundadır.
Hard times, you know, Marvin.
Sen de biliyorsun Marvin, zor günler yaşıyoruz.
Hard times produce good thieves, too
Zor zamanlar becerikli hırsızlar da yaratıyor.
Those were hard times.
O zamanlar çok zor şartlarımız vardı.
Hit bottom, suffer the hard times, and rebuild from scratch.
Dibe vurmak, zor zamanlarda acı çekmek ve baştan başlamak.
He complained about the hard times he went through in his childhood and youth, including even starvation, but, nevertheless, he had stubbornly pursued his glorious goal, had overcome "unimaginable" obstacles and had finally reached it.
Kısaca ben eskiden ne idiysem yine oyum. Bu büyük esere başlarken cesareti
She's been a good train all that time and, well... it ain't right to burn her just cos she come onto hard times.
O her zaman iyi bir trendi ve... onu yakmak doğru değil, o çok zor şartlarda çalıştı.
We'll quit all this as soon as hard times are over.
Şu sıkıntı bir bitsin, bu işi bırakacağız.
We found a few rocky planets with hard surfaces, but they're many times more massive than Earth and contain the most hostile environments you could ever imagine.
Az miktarda sert yüzeyli kayalık Gezegenler bulduk, Fakat dünyadan kat kat ağırdılar Ve hayal edebileceğiniz en Düşmanca çevreye sahiptiler.
Seems like you get mighty hard on the boy at times, Ora.
Bu zamanlarda genç olmak zormuş, Ora.
Times are very hard.
Çok zor zamandan geçiyoruz.
I am proud to be the leader of this nation, not only in happy times, but especially in hard ones.
Bu halkın lideri olmaktan gurur duyuyorum. Sadece iyi günde değil, özellikle kötü günde.
At times, you push too hard.
Bazen çok zorluyorsun.
Ah, Monsieur, times are hard.
- İşler kesat gidiyor beyim.
Ten times as strong and fifty times as hard as Eben.
Eben'den 1 0 kat güçlü ve 50 kat çetin.
... informal at times, and a little brutal and hard to accept... but it's been an education.
... bazen dostça, biraz acımasız ve kabul etmesi zor... ama yine de eğitici oldu.
Well, you know... Times are hard.
Bilirsin işte... geçim zor.
At times it's hard to know what to do
Bazen insan ne yapması gerektiğini kestiremiyor.
I'm a serious actress, but times are hard and you have to make do.
Ben ciddi bir aktrisim ama şartlar zor ve idare etmek zorundasınız.
It's always the same when times are hard
Zor zamanlarda hep böyle olur.
At times, it's so hard.
Böyle zamanlar çok zor.
Dear Vincenzo, times are hard.
Sevgili Vincenzo, zor zamanlardayız.
Times is hard, squire.
Ekmek aslanın ağzında beyim.
Well, times are hard.
Eh, kötü günler.
Twenty times as hard as diamond.
Elmastan 20 kez daha sert.
- 21.4 times as hard, to be exact.
- Kesin olmak gerekirse 21.4 kez.
Times are hard.
Devir kötü.
times 1964
times square 22
times are tough 45
times are changing 28
times a week 28
times before 18
times in a row 26
times change 49
times a day 121
times over 33
times square 22
times are tough 45
times are changing 28
times a week 28
times before 18
times in a row 26
times change 49
times a day 121
times over 33
times three 18
times are hard 26
times have changed 100
times already 25
times out of 28
times like this 17
times that 17
hard pass 21
hard kill 18
hard day 29
times are hard 26
times have changed 100
times already 25
times out of 28
times like this 17
times that 17
hard pass 21
hard kill 18
hard day 29
hard work 70
hard to tell 74
hard worker 16
hard to starboard 26
hard to explain 19
hard right 23
hard to say 179
hard to believe 105
hard to port 37
hard luck 24
hard to tell 74
hard worker 16
hard to starboard 26
hard to explain 19
hard right 23
hard to say 179
hard to believe 105
hard to port 37
hard luck 24