Help people tradutor Turco
5,017 parallel translation
I suppose I wanted to help people.
Sanırım insanlara yardım etmek istiyorum.
I help people.
Ben insanlara yardım.
And when I wear it, it makes me wanna help people like she did. Like she's alive again.
Ve bunu giydiğimde onun gibi insanlara yardım etmek istedim.
I don't know if I believe that, but I always wanted to help people.
Buna inanıyor muyum bilmiyorum ama insanlara hep yardım etmek istemişimdir.
You have an amazing ability to help people.
Senin insanlara yardım edebilen harika bir yeteneğin var.
- I know that you have risked your life to help people, to save them!
- Hiçbir zaman bilmedin. - İnsanlara yardım etmek onları kurtarmak için hayatını tehlikeye attığını biliyorum!
Flynn told us we were supposed to help people.
Flynn bizim insanlara yardım etmemiz gerektiğini söyledi.
You gave up a life that most people only dream of to be here, to help people.
Sen çoğu insanın hayalini gerçekleştirmek, insanlara yardım etmek için kendi hayatından vazgeçtin.
I... I guess I've just gotten a little caught up with being able to help people, you know, put bad guys away.
Ama işte insanlara yardım ederken biraz oyalandım galiba.
The feeling of running hundreds of miles per hour, wind and power just rushing past my face, being able to help people.
Yüzlerce kilometre hızla koşmayı rüzgarın gücünü suratımda hissetmeyi insanlara yardım edebiliyor olmayı...
Bonnie and Clyde didn't help people.
Bonnie ve Clyde insanlara yardım etmedi.
I want to help people and do good work and sleep on the ground and poop in a bucket.
İnsanlara yardım etmek, güzel işler yapmak yerde uyumak ve bir kovaya kaka yapmak istiyorum.
Look, if you really want to help people, it doesn't hurt to have a little money in your pocket.
İnsanlara gerçekten yardım etmek istiyorsan biraz paranın zararı dokunmaz.
He wanted to become famous to help people.
İnsanlara yardım edebilmek için ünlü olmak istedi.
I know what it means to build something troubling because in the end, it might help people.
Sonuç olarak insanlara yardım edecek bir şey yapmanın ne demek olduğunu biliyorum.
But Audrey and Lucy and Sarah before her never wanted anything but to try and help people.
Ama Audrey, Lucy, Sarah ve ondan öncekiler insanlara yardım etmekten başka bir şey istememişlerdi. - Kanaate dayanarak verilen bir karardı ve bu kararı ben verdim. - Sen...
And you wanted to help people with those rules? No.
- Bu kurallarla insanlara yardım mı etmek istediniz?
I need you to help me make my case to the people.
Davamı halka anlatırken bana yardım etmen gerek.
There are no sides, just people who help you and people who don't.
Taraf falan yok, sadece yardım eden ve etmeyen insanlar var.
66 % of people with mental health issues never seek help, So the fact that your brother checked himself in Means that, deep down, he really wants to get past this.
Akıl sağlığı bozuk olan insanların % 66'sı yardım istemez,... kardeşinin buraya gelmesi, çok derinlerde bu olayın gerçekten geçip gitmesini istiyor.
But I do know that I'm gonna need your help, because those people are afraid of her.
Ama yardımına ihtiyacım olacağını biliyorum. Çünkü bu insanlar ondan korkuyor.
Well, because when I meet people I think I can help, I like to try. Especially when they're attractive men.
Çünkü ben yardım edebileceğim insanlarla tanıştığımda yardım etmeyi denerim.
They're my people, too. You want to help them?
Onlara yardım mı etmek istiyorsun?
I know you help the people who come to your meetings.
Toplantılarınıza gelenlere yardımcı olduğunuzu biliyorum.
When something bad happens, um, a tragedy like ours, it's the other people that help you through it.
Kötü bir şey başa geldiğinde, bizimki gibi bir trajedi mesela, bunu atlatmanıza yardımcı olan diğer insanlardır.
But there were other people there to help us'to stop us from drowning...
Ama bize yardımcı olmak, çöküşten kurtarmak için başka insanlar vardı.
I know my people will help.
Benim halkımın yardım edeceğini biliyorum.
Not many people would help a boy escape a past like his.
Onun gibi geçmişe sahip bir çocuğa pek yardım eden olmaz.
I'm here to help the people of this town.
Bu kasaba halkına yardım etmek için buradayım.
Now... are you people going to help me or not?
Şimdi... Bana yardım edecek misiniz etmeyecek misiniz?
I have a friend who can help us out, but... Well, you need at least three people to hold a séance.
Bize yardım edebilecek bir dostum var fakat bir seans yapmak için en az üç kişi lazım.
A lot of people need help.
Bir sürü insanın yardıma ihtiyacı var.
- I could help a lot of people that way.
Öyle birçok insana yardımcı olabilirim.
"No, I will not go 10,000 miles to, uh, help kill innocent people."
"Hayır, buradan 15 bin kilometre gidip masum insanları öldürmeyeceğim."
These people might be able to help.
Bu insanlar yardımcı olabilir.
This might help bring people to the Church.
Bu insanları kiliseye getirmeye yardım edebilir.
And I think the reason that this works is that it's God's will for us to be of service, to help other people.
Ve bence bu işin sebebi Tanrının bizleri diğer insanlara Yardım etmemiz için,
I know the rumors about me can be pretty nasty, but I am giving everyone in this nation a better future, and with Bolin's help and my fiancé's ideas, we're laying the groundwork for the people to achieve
Anlıyorum, benim hakkımdaki dedikodular çirkin olabilir, Ama ben bu milletteki herkese daha iyi bir gelecek şansı tanıyorum, ve Bolin'in yardımıyla, nişanlımın fikirleriyle, insanların kendi büyüklüklerine ulaşmaları için altyapı hazırlıyoruz.
- I'm sorry, but for years people have been saying They can help me get better.
- Kusura bakmayın, ama yıllarca insanlar iyileşmem için yardım edebileceklerini söyledi.
I think there are plenty of people willing to help me once they see it's possible to fight back.
Bence direniş mümkün olduktan sonra bana yardım etmek isteyen bir sürü kişi çıkar.
This might might help bring people to the Church.
Bu insanları Kilisemize toplamaya yardımcı olabilir.
- Are you really gonna help me Release a trouble that won't kill people?
İnsanları öldürmeyecek bir sorunu çıkarmamda bana yardım edecek misin gerçekten?
List consisted of people who contacted Lost Heroes Alliance for help with a missing person.
Listede kayıplar için "Kayıp Kahramanlar Birliği" yle iletişime geçenlerin adları var.
Were you really gonna help me release a trouble that won't kill people?
İnsanları öldürmeyecek bir sorunu çıkarmamda bana yardım edecek misin gerçekten?
People are in danger. I help them.
İnsanlar tehlikede ben de onlara yardım ediyorum.
I... we... we wanted to bring people together and help Scott Malkinson, but...
İnsanları bir araya getirmek ve Scott Malkinson'a yardım etmek için...
I was so scared that I would hurt Ana until I finally realized you can't run away from the people who love you because, in the end, they're the only ones who can help you.
Sevdiğim insanlardan kaçamayacağımı, çünkü bana yardım edebilecek tek kişinin onlar olduğunu anlamadan önce Anna'yı incitmekten çok korkuyordum.
These people are lawyers from the hospital, and they are going to help you.
Bunlar hastanenin avukatları. Sana yardım edecekler.
Make people want to help you.
İnsanlar sana kendileri yardım etmek istesin.
I'd love to help, Lionel, but I'm still trying to help a few people of my own.
Yardım etmek isterdim Lionel ama ben de birkaç kişiye yardım etmeye çalışıyorum.
I've lived in fear of the future, of what people might think of me and how that could help or hurt me and my family.
Gelecek korkusu ile yaşadım, insanlar hakkımda ne düşünür, aileme nasıl yardım ederim diye kendimi tükettim.
people 5151
people don't change 46
people of earth 28
people like me 81
people like you 105
people screaming 74
people talk 81
people change 205
people can change 59
people are talking 31
people don't change 46
people of earth 28
people like me 81
people like you 105
people screaming 74
people talk 81
people change 205
people can change 59
people are talking 31
people make mistakes 71
people get hurt 32
people are scared 36
people are dying 81
people are watching 31
people will die 36
people were killed 27
people do 54
people are dead 47
people lie 29
people get hurt 32
people are scared 36
people are dying 81
people are watching 31
people will die 36
people were killed 27
people do 54
people are dead 47
people lie 29