English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ H ] / His people

His people tradutor Turco

5,730 parallel translation
Cousin Kaidu will inherit his lands, his armies, his people.
Kuzen Kaidu onun topraklarını, ordularını ve halkını miras olarak alacak.
His people are County Wexford.
Wexford ilçesindenmiş.
Robbins used to describe as too serious and always considered Robbins and his people as Christians Valley
Sıkça, Royal Robbins'i gereğinden fazla ciddi olarak tanımladı ve Robbins ve adamlarına... Vadi Hristiyanları diyordu.
He plotted with the Guerreras. - He spilled his people's blood.
Guerrera'lar ile tuzak kurup kendi ailesinin kanını akıttı.
Powerful yet wise. But loved by his people.
Güçlü, zeki ve halkı tarafından sevilen birisiydi.
A wise leader allows his people their ways.
Bilge bir lider hepsinin geleneklerine izin verir.
I mean no offense... but the Great Khan should know the minds of his people before he walks among them tomorrow.
Niyetim kırıcı olmak değildi ama Ulu Han, yarın halkın arasında dolaşırken halkın kafasında ne olduğunu bilmeli.
After you disappeared, the DNI was so pissed off at our disorganization and Calder's seeming lack of control over his people that he asked Calder to defend every decision he's made since being named interim DCS.
Sen ortadan kaybolduktan sonra Başkan düzensizliğimize ve Calder'ın adamlarını kontrol edemiyormuş gibi görünmesine çok sinirlendi bu yüzden de Calder'ı başkan yardımcı olduğundan beri verdiği bütün kararları açıklamasını istedi.
Or you can be remembered as the leader who had the courage to listen to his people.
Ya da halkını dinleme cesaretini göstermiş bir lider olarak hatırlanabilirsin.
I don't care if his tumor is having a triple fucking bypass, you tell his people if I don't speak with General Thatcher in the next 15 minutes, he's gonna wish he was dead.
Onun tümör üçlü lanet bypass sahip olup olmadığını ı, umurumda değil I genel Thatcher ile konuşmak yoksa halkına anlatmak. Sonraki 15 dakika içinde, o öldüğünü olacak dileği var.
You can go down in history as one more brutal dictator... or you can be remembered as the leader who had the courage to listen to his people.
Tarihe acımasız başka bir diktatör olarak geçebilirsin ya da halkını dinleme cesaretini göstermiş bir lider olarak hatırlanabilirsin.
Too busy saving the world to worry about his people skills.
Dünya'yı kurtarmakla o kadar meşguldü ki insan becerilerine kaygılanacak vakti yoktu.
President Bassara assures me his people are on top of it, which means they're all in some room like this getting their story straight.
Yani onlarda böyle bir odada hikayelerini düzenliyorlar..
Well, I got to call it something before I find his people.
Sahiplerini bulana kadar ona seslenmek için bir isim bulmam lazımdı.
His Majesty wants to see his people!
Majesteniz halkını görmek istiyor!
Through fortune, courage, and prowess, he personally captured traitor Zhuge Zhengwo, and preserved peace for his people!
Talihiyle, cesaretiyle ve kahramanlığıyla.. Vatan haini Zhuge Zhengwo'yı bizzat yakalamış, ve tüm halk için barışı sağlamıştır!
And this offer will enrage him, but I've shown his council, army and people that I'm a diplomat until the bitter end.
Ve bu teklif onu daha da öfkelendirecek fakat beni de, onun konseyine, ordusuna ve halkına başka bir çare kalmayana kadar bekleyen bir diplomat olarak gösterir.
I've read people trying to make something of this being something to do with his anarchism as well.
Bazı yorumcular bunu Pissarro'nun anarşizmiyle ilişkilendiriyor.
He was one of the first, um... princely, or noble, people, who is known to have liked to do his own cooking and experiment with cooking.
Çok çok soylu kişiler arasında kendi yemeğini yapmayı seven yemek pişirirken denemeler yapan ilk kişilerden birisi.
His family were going to have to go into hiding once the arrests were made, but... It looks like someone, somewhere, told people higher up the chain what he'd done, so...
Tutuklamalar yapıldığı zaman ailesi de saklanmak zorunda kaldı ama birisi, zincirin üstündeki insanlara Ashley'nin öttüğünü söylemiş işte.
Already, L-Dub can process our payroll, adjust the air-conditioning based on how many people are in the lab, even compose his own music.
- Dub daha şimdiden maaşlarımızı düzenliyor çalışan sayısına göre klimayı ayarlıyor hatta kendi müziğini oluşturuyor.
And the more he pushed people away, the less connected he was to his old life.
İnsanları kendinden uzaklaştırdı ki eski hayatıyla bağlantısı daha az olsun.
He'll make mistakes, he'll trust the wrong people, follow his heart, and at times that will lead him into dangerous situations.
Hatalar yapacaktır, yanlış kişilere güvenecektir kalbinin sesini takip edecektir, ki bu onu bazen tehlikeli durumların içine sokacaktır.
It's about rigging elections to put people in office who support his financial interests.
Bu kendi finansal görüşlerini desteklemesi için hileli bir şekilde insanları seçtirmek hakkında.
I think Captain Lincoln is worried about whether people will still respond to him the same way if he loses his leg.
Bence Yüzbaşı Lincoln bacağını kaybedince insanların aynı kalmayacağından korkuyor.
He killed 12 people with a bomb, and he's killed everyone in his way since.
Bir bombalı saldırıyla 12 kişiyi öldürdü ve o zamandan beridir de yoluna çıkan herkesi öldürüyor.
If we see any of these people next time we track Keller, we'll have his handler.
Eğer bu insanlardan birini, Keller'ı takip ederken görürsek idarecisini bulmuş olacağız.
Do you know what people think when a son takes over his father's company?
Babasının şirketini ele geçirmeye çalışan oğul hakkında ne düşündüklerini bilir misin?
He took up arms against his own people, slaughtering militiamen in his own company, good new england men, every one of them.
Kendi halkına karşı silahlanmış, kendi bölüğündeki her biri çok değerli, askerleri katletmiştir.
Make sure he understands there will be consequences if he can't control his own people.
Kendi adamlarını kontrol edemezse bunun sonuçları olacağını anlasın.
Mr. President... I am sure you are aware that General Tariq, in his effort to find the people responsible for the attempt on your life, has put Abbudin under martial law.
Sayın Başbakanım General Tariq'ın hayatınıza kastedenleri bulmaya çalışırken Abbudin'de sıkıyönetim başlattığının eminim farkındasınızdır.
He's a parrot. His mouth moves, but other people's words come out.
Ağzı oynuyor ama ağzından başkalarının sözleri çıkıyor.
When I cut him off from Gianopolous, I stuck it in his face, and I told him that people hold grudges, and I- - he must have known your history with Forstman, and that's why he went to him, so...
Gianopolous'u ondan aldığımda gidip yüzüne çarptım ve insanların kin tuttuklarını söyledim ve ben Fortsman ile olan husumetinizi biliyor olmalı bu yüzden ona gitmiş onun için...
If leader already has these people under his control,
Madem Lider zaten herkesi kontrol altına almış.
The Kazakh president has said that, with the continuing weak prices, his nation is struggling to feed its people...
Kazak başbakan devam eden düşük fiyatlarla ülkesindeki insanları doyurma zorluğu çekeceklerini...
There are people who are trying to use his condition against him to make him step down as Lord of the City.
Şehrin Lordluğundan çekilsin diye rahatsızlığını ona karşı kullanmak isteyenler var.
The Rashids bombed an army barracks and my father responded by gassing his own people.
Rashid'ler ordu kışlasını bombaladı. Babam da halkını gazlayarak yanıt verdi.
Now there's a bus stop a street over, but that gives people too much time to see his face.
Bir sokak ötede otobüs durağı var, ama insanlara yüzünü fazla göstermiş olur.
I'm hoping to convince Jamal to offer his resignation... make a statement to the people that he loves his country.
Jamal'ı istifa etmesi için ikna etmeyi umuyorum. Ülkesini sevdiğini, bu yüzden koltuktan indiğini yazan bir açıklama yapmasını istiyorum.
I'm not ignorant to the evil around my son... people wanting to take advantage of him, take his money.
Ondan yararlanmak, parasını almak isteyen insanlar var.
Well, that sounds exactly like the kind of bullshit Forstman tells people to wrap them around his finger.
Bu Forstman'ın insanları parmağında oynatabilmek için söylediklerine benziyor.
For a guy who has experienced his fair share of mysteries, one mystery I still can't figure out is why some people come into our lives.
Gizemlerden payını almış biri olarak hâlâ bazı insanların hayatımıza neden girdiğini çözemedim.
John, his colleagues and a local health council established a program to ensure people had access to fresh, healthy produce.
John, meslektaşları ve yerel bir sağlık konseyi insanların taze ve sağlıklı ürünlere ulaşmasını sağlamak için bir program oluşturdu.
20 percent of his business came from people who are dead.
Ölü olan insanların bulunduğu işten % 20 lik kısmı geliyor.
He posted a blog about killing people at his school using Dante's 9 circles of hell.
Dante'nin cehenneminin 9 halkasını kullanarak okuldakileri öldüreceğini yazmış.
Did you check people in his high school classes?
Lise derslerindekileri kontrol ettin mi?
That mouse... that apprentice... he dedicated his life to keeping it out of the hands of people like you.
O fare, yani o çırak hayatını, bunu senin gibilerin ellerinden uzak tutabilmeye adamış.
He wouldn't even tell his name to people until recently.
Gerekli olmadıkça insanlara adını bile söylemez.
And if you people are gonna talk to him, tell him he's not getting his deposit back, either.
Onunla konuşursanız depozitosunu geri alamayacağını söyleyin.
He fought for other people, not just for his own survival.
Sadece kendisi için değil, başka insanlar için de mücadele etti.
Well, I thought his attachment to people was a distraction slowing down his progress.
İnsanlara olan bağının gelişimine engel olacağını düşünmüştüm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]