Hole in one tradutor Turco
458 parallel translation
"Attaboy, you made a hole in one."
"Aferin, deliği bir seferde tutturdun!"
I'm convinced that it's very easy to make a hole in one.
Topu bir kerede deliğe sokmanın kolay olduğuna inandım.
A hole in one.
Tek atışta vurdum.
You think we could puncture a hole in one of them and leak a little?
Sence onlardan birinde delik açıp biraz sızıntı sağlayabilir miyiz?
Make it a hole in one!
İki gözünün ortasına!
Hole in one.
Tek atışta isabet bayan.
Every hole in one will win two free passes.
Tek vuruşla bitirilen her deliğin ödülü - - Hadi şuraya.
You might just get a hole in one.
Bir atışta deliğe sokabilirsiniz.
Do you think you're the only one hearing'Rankin in sick bay... talkin'half the time about that hole through his lung and the rest about his kid?
Burada duyan tek kişinin siz olduğunuzu mu düşünüyorsunuz... bu delikte zamanın yarısı ciğerinden diğer yarısı da çocuğundan bahsederek geçti.
Larry Kinkaid, one of the finest, most God-fearing men that ever lived is lying out there right now with a bullet hole in his head.
Yaşayan en temiz kalpli, tanrı korkusu en güçlü insanlardan biri olan Larry Kinkaid şu an başında bir kurşunla orada bir yerde yatıyor.
- You mean one of those with a hole in?
- O delikli olanlar gibi mi? - Kesinlikle.
Then one day, she upped and blew a hole in him, big enough to drive a stagecoach through.
Sonra bir gün... kadın onu bir çukurdan çıkartıp... posta arabası ile buradan götürdü.
You'd better get that blue blood circulating'cause we're busting out of this stink hole in exactly one minute and 20 seconds.
Kanını hareketlendirirsen iyi edersin çünkü bu pislik yuvasından çıkıyoruz. Hem de bir dakika yirmi saniye içersinde.
If we could only get one witness on the stand... to punch one air disaster into the record, we'd punch a hole in the dike.
Bir hava kazasını kayıtlara geçirmek için... bir tanık çıkarabilsek, Diğer hepsi için yolu açmış oluruz.
Looks like we've got all the foxes bottled up in one hole.
Bütün tilkileri tek delikte yakaladık galiba.
- One of them's got a hole in him.
İçlerinden biri yaralı.
Then, in a given length of time, you take it back and you put the octagonal in the octagonal hole, the round one in the round hole.
Sana verilen zaman içinde sekizgen taşı sekizgen boşluğa, daireyi de dairenin içine koyman gerekiyor.
Hole in one. Hole in both!
Koca bir yırtık.
And one down, one in the hole.
Bir tanesi de kapalı.
I managed to locate one in this, uh... this machine shop of yours... which, incidentally, is a filthy hole.
Tesadüfen bir tane, şu sizin makine atölyenizdeki kirli bir delikte bulmayı başardım.
And thus it was written. Some shall die by pestilence, some by the plague, and one poor schnook will get it from a hole in the ceiling.
Ve şöyle yazılmıştı, bazıları tehlikeden ölür, bazıları vebadan ve bir zavallı tavandaki delikten.
It's better, because it's morally honorable for the square peg to keep scraping about in a round hole rather than to discover and use the unorthodox one that would fit it.
Dört köşe çivinin tastamam oturacağı, alışılmışın dışında bir delik aramaktansa yuvarlak bir deliğe girmeye çalışması daha iyidir. Çünkü ahlaki açıdan daha doğrudur.
One more word and you'll spend 30 days in the hole! - $ 20!
- Bu onlar için değil, aslında... 30 dolar!
Because at one minute past 5, you'll find a hole in your head.
Çünkü, beşi bir dakika geçe kafanda bir kurşun deliği bulacaksın.
- Well, I already shot one hole in your roof.
- Yok da, tavanda zaten bir delik var.
A confession of failure for every one of you who ends up in the stripy hole.
Kodese düşecek her biriniz için bir başarısızlık itirafı.
I was the one who told Chamaco about you being in The Hole, yes, sir.
Chamaco'ya El Hoyo'da olduğunuzu söyleyen bendim efendim.
And so, at night, for example, when one came in to laager, one would dig a hole and drive the tank over it and you ate, slept and did everything with your crew, so that one got enormously fond of them
Bu nedenle örneğin geceleri, biri laagere geldiğinde birisi bir çukur kazar ve tankı üzerine çeker. Yer, uyur ve her şeyi mürettebatla yaparsınız.
Each one finds a hole and pops in tail-first.
Her biri bir delik bulup, kuyruk önce girecek şekilde yerleşiyor.
The unlucky one chooses a hole that's too small, and now he can get neither in nor out.
Şanssız olan çok küçük bir delik seçiyor, ve şimdi ne girebiliyor, ne de çıkabiliyor.
We got a corpse. One bullet hole in his chest.
Göğsünde bir kurşun deliği olan bir cesedimiz var.
The one with the hole in it.
Delik olanını.
Oh, I don't know, I guess I must have seen another one just like it some place before, except what I saw had a kind of hole in it.
Oh, bilmem, sanırım daha önce bir yerlerde buna benzer bir şey görmüş olmalıyım. Sadece onda bir tür delik gördüm
But, listen, if it's not placed just right, we're gonna put one hell of a hole in that sub.
Ama, Dinle, Doğru yere yerleştirmezsek, Denizaltıda bir delik açarız.
We tear the ads from magazines... no one will miss those... make cardboard, paint grilles on that, and put it in the hole, maybe partially obscure it with a towel or whatever.
Dergideki reklamları yırtacağız... kimse onlara bakmaz... karton yapıp, üstüne ızgara resmi yapınca, deliği örteceğiz, belki havlu gibi şeyle bir bölümünü gizleriz.
You get one pinprick hole in that tarpaper from the factory... This isn't a question of pinpricks.
Orada bir iğne deliği kadar yerde problem var...
I read of one planet up in the 7th Dimension got used as a ball in inter-Galactic bar billiards, got potted straight into a black hole, killed 10 billion people.
7. boyutta, inter-Galaktik bilardo turnuvalarında top olarak kullanılan bir gezegenin öyküsünü okumuştum. Siyah deliğe gönderiliyor ve 10 milyar insan ölüyor.
The day we deliver the last fuel rod to Hanford... we'll only be one million dollars in the hole.
Hanford'a son yakıt elemanını teslim ettiğimiz gün bir milyon dolar içeride olacağız.
Carson, that pilot you met, was shot down in the war, spent the night in a fox hole, and he breathed some mustard gas, which left him with one lung.
Ve Carson, bu sabah tanıştığınız pilot savaşta vurulmuş ve geceyi bir siperde geçirmiş. O süre boyunca hardal gazı soluyunca tek ciğerini kaybetmiş.
Makes a nice clean hole, only hurts for about a month and then you can put one of your dad's tie tacks in there.
Tertemiz bir delik açarsınız, canınız da sadece bir ay acır. Hem babanızın kravat iğnesini takabilirsiniz. - Selam baba.
You know that little hole in your driveway, the one all the neighborhood children splash and play in after it rains?
Yağmur yağdıktan sonra, mahalle çocuklarının birbirlerini ıslatıp içinde oynadıkları, kapının önündeki küçük çukuru biliyorsun.
He's dead cos one of you bastards killed him, then crawled down some rat-hole in Slagvllle.
Sizin piçlerden biri onu öldürdü ve Pislikkent'te bir fare deliğine kaçtı.
I'd rather walk into town in this suit of armor... and spend a night in a stable... than to spend one more second in this hell hole!
Burada bir gece daha geçirmektense ve bu cehennem deliğinde bir gecemi daha harcamaktansa bu zırhla şehire kadar yürümeyi tercih ederim.
Mr. Murphy. Judge Bristol. - We got all the rats in one hole.
Bay Murphy, yargıç Bristol fareleri aynı delikte sıkıştırdık.
Then I could tell you that the bigger hole goes in front.
Böylece sana büyük deliğin öne gelmesi gerektiğini söyleyebilirim.
After the queen, one-eyed jacks and low card in the hole are wild.
Kızdan sonra vale, ve ortada bir küçük kağıt.
One tiny little hole in the fucking toe of his suit.
Giysisinde lanet küçücük bir delik açıldı.
You're not the one who has to spend the next four years in a godforsaken hole-in-the-wall pigsty with a bunch of dirty, psychotic redne...
Önündeki dört yılı bu allahın s.tirettiği yerde ne idüğü belirsiz ameleler arasında geçirecek olan sen değilsin!
If there's a hole in it or if we just forgot to put one in the pack.
Delikse veya biz çantaya paraşüt koymayı unutmuşsak.
We followed one of your ships through that hole in space.
O deliğin içinden gemilerinizden birini takip ettik.
I believe the aliens mistook the artificial singularity in the Romulans'engine for a natural one, a black hole.
Kaptan, sanırım yabancılar Romulan'ların motorlarında kullandıkları yapay tekilliği doğal olanıyla, bir kara delikle karıştırdılar.
in one hour 54
in one day 33
in one piece 22
in one week 25
in one minute 18
in one year 18
in one month 18
in one night 32
in one 40
ones 44
in one day 33
in one piece 22
in one week 25
in one minute 18
in one year 18
in one month 18
in one night 32
in one 40
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
one month later 23
one more 931
one year ago 42
one more shot 23
one more day 57
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
one month later 23
one more 931
one year ago 42
one more shot 23
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more round 22
one more drink 18
one more thing 865
one moment 967
one and two 35
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more round 22
one more drink 18
one more thing 865
one moment 967
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one point 33
one game 29
one's missing 20
one by friend 20
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one point 33
one game 29
one's missing 20
one by friend 20