Hot tea tradutor Turco
365 parallel translation
I'll order some hot tea.
Ben sana sıcak bir çay söyleyeceğim.
I always did say hot tea was a womars best ally against the rain.
Hep söylemişimdir, sıcak çay yağmurlu havalarda bir kadının en iyi dostudur.
Aunt Sima, bring him fresh porridge and some hot tea.
Sima Hemşire, ona taze yulaf lapası ile biraz sıcak çay getirin.
Now, the kettle's on and soon we'll have a sizzling cup of hot tea.
Şimdi, çaydanlık ocakta ve birazdan sımsıcak bir bardak çay içeceğiz.
My housekeeper can fix you a cup of hot tea.
Hizmetçim size bir fincan sıcak çay ayarlayabilir.
Food and hot tea.
Yiyecek ve sıcak çay.
There is hot tea.
Sıcak çay var.
Cups of hot tea are spilling all over.
Her yerim çay oldu.
A cup of hot tea for me, please.
Bana bir fincan sıcak çay lütfen.
Cup of hot tea for Diamond Jim Brady.
Bizim ihtiyara bir fincan sıcak çay.
I'II have a cup of hot tea.
Sıcak bir çay içeriz.
Just give him some sedative, hot tea and let him sleep.
Sakinleştirici ilacıyla sıcak çay verin uyusun.
So I can have some hot tea whenever I want to, without getting poisoned.
Böylelikle ne zaman istesem sıcak çayım oluyor, hem de zehirlenmeden.
I have hot tea.
Sıcak çayım var.
And he poured hot tea on his nose.
Ve onun burnuna sıcak çay döküyor.
- Hot tea. How about frankness in exchange for frankness.
Açık sözlü olmamı ister misin?
Mr. Stratton always liked a cup of nice hot tea at the end of a hard day, with a slice of orange peel.
Bay Stratton, yorucu bir iş günü sonunda kenarında bir dilim portakal olan bir fincan sıcak çay içmeyi her zaman çok severdi.
What about a cup of hot tea?
Biraz çaya nedersin?
She sucks hot tea to sweeten it.
Şekerli çay içip sakso çekiyor.
A cup of hot tea?
Bir fincan sıcak çay mı?
- Have a bowl of hot tea.
- Bir kase sıcak çaya ne dersin?
- I never drink hot tea.
- Ben sıcak hiç sıcak çay içmem.
Master never drinks hot tea.
Ustam asla sıcak çay içmez.
Hot tea here! Get your hot tea here.
Sıcak çay!
Hot tea and toast. - Great.
Sıcak çay ve tost.
.. they drank steaming hot tea on the hottest days of the year to balance the inside and outside temperatures.
... yılın en sıcak günlerinde buharı tüten çay içerek vücut ısılarını hava sıcaklığı ile dengelermiş.
How about a nice hot cup of tea, sir?
Bir fincan sıcak çaya ne dersiniz efendim?
I brought her into the world, and it seems hard that I was the one to- - l'll fix you a nice, hot cup of tea.
Onu dünyaya getiren bendim ve onu bu dünyada... Sana bir fincan çay hazırlayayım.
All that fuss with their father - tea, hot-water bottles, hot compresses.
Babalarının üzerine o kadar titremeleri çay, sıcak su şişeleri, sıcak kompres falan!
Bring me a nice, hot cup of tea.
- Buradayım. Bana bir fincan çay getirir misin?
- They'll bring the hot water for your tea right away.
- Çayınız için hemen sıcak su getirecekler.
There's nothing like a hot cup of tea when you're all tuckered out.
Yorgunluktan turşunuz çıkınca bir bardak sıcak çay gibisi yoktur.
Tea is just a little hot water.
Çay dediğiniz bir parça sıcak sudur işte.
- Friend of Alex's, I'm making him tea, just a little hot water.
- Alex'in arkadaşı ona çay hazırlıyorum, birazcık sıcak su.
I could clean your coat and give you a nice hot cup of tea.
Paltonu temizleyebilir ve güzel bir fincan sıcak çay ikram edebilirim.
Usually with a cup of hot water and a tea bag.
Genellikle, bir fincan sıcak su ve çay poşetiyle.
Ah. A nice, hot cup of tea might be better, perhaps, hmm?
Bir fincan sıcak çay sana iyi gelecektir.
A nice, hot cup of tea and, uh... and an aspirin... and you'll be as right as rain.
Bir çay ve yanında aspirin ile kendine geleceksin.
She's got a hot cup of tea leaves.
Çok iyi çay falı bakıyormuş.
Please may I have some hot water and tea?
Biraz sıcak su veya çay alabilir miyim, lütfen?
The tea'll be cold when you drink it, but there's no way to keep it hot.
Çayı içtiğinde soğumuş olur, ama sıcak tutmanın hiçbir yolu yok.
We'll have a nice, hot cup of tea.
Güzel bir fincan sıcak çay içeriz.
It'll keep the tea hot and the milk cold.
Çayı sıcak, sütü soğuk tutmak için.
The tea is hot.
Çay hala sıcak.
I appreciate two three-and-a-half minute eggs a piece of dry whole wheat toast, and a pot of hot herb tea.
İki tane az pişmiş yumurta, bir parça kepek ekmeğinden yapılmış tost ve bir bardak bitki çayı.
Nothing like a nice hot cup of tea, is there?
Güzel, sıcak bir kahve gibisi yoktur, değil mi?
And Ill make you some real tea, nice and hot.
Sonra da sana güzel bir çay yapayım. Sıcak, güzel bir çay.
We'll have a nice hot cup of tea.
Bana her şeyi anlat. Çok güzel çayım var.
I've just got to go and make a phone call and then we'll have a nice hot cup of tea.
Gidip bir telefon etmem gerek, sonra sıcak bir çay içeriz.
If it's something hot you want, have tea.
Eğer sıcak bir şeyler istiyorsanız çay var.
It's so hot. Have some tea
Hava çok sıcak, biraz çay alın.
teasing 24
tea time 16
teacher's pet 22
teacher conference 29
teach me 88
team leader 68
teach him a lesson 24
team captain 16
team effort 18
tear it up 38
tea time 16
teacher's pet 22
teacher conference 29
teach me 88
team leader 68
teach him a lesson 24
team captain 16
team effort 18
tear it up 38
team one 35
team two 31
teamwork 87
tear it down 20
tea's ready 17
teau 40
tear gas 28
teal'c 528
tearfully 27
teachet 18
team two 31
teamwork 87
tear it down 20
tea's ready 17
teau 40
tear gas 28
teal'c 528
tearfully 27
teachet 18