English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I'm bad

I'm bad tradutor Turco

14,755 parallel translation
Chuck... you know I am not a bad man.
Kötü biri olmadığımı biliyorsun.
Sorry, I just have really bad reception.
Kusura bakma, biraz kötü karşıladım.
No, another bad impersonation of Jack Nicholson is what I can't handle.
Hayır, kaldıramayacağım şey kötü bir Jack Nicholson taklidi daha.
That I'm bad.
Kötü olduğumu.
I'm a bad motherfucker.
Hepsinin anasını bellerim.
Mylene, in my past, I've done- - I've done bad things.
Mylene, geçmişimde ben... Çok kötü şeyler yaptım.
Yes, and I'm not proud of my behavior, but at least I didn't make a bad thing worse, right?
Davranışımdan gurur duyuyor değilim, ama en azından kötü bir şey yapmadım, öyle değil mi?
Because I told you this affair was a bad idea and I was on his side and he turns around and he calls me a fucking harpy?
Çünkü sana o ilişkinin kötü bir fikir olduğunu söylemiştim, Robert'ın tarafındaydım ama o bana'zalim kadın'dedi.
And I'm making "important" sound bad or scary and it's not.
"Önemli" derken, kötü ya da korkutucu bir şey sanmayın.
I think that Bobby felt so bad about everything he's signing with us.
Sanırım Bobby her şey hakkında çok kötü hissetti ve bizimle anlaşıyor.
I know you think I'm a bad person, Liza, but I'm not.
Ama değilim.
- Yeah. In fact, some people might say I'm a bad guy.
Hatta bazıları kötü biri olduğumu söyleyebilir.
does everything go to shit in this "perfect system" of yours or did I just come on board at a really bad time?
Sizin bu mükemmel sisteminizde, her zaman işler böyle boka sarıyor mu? Yoksa ben mi yalnış bir zamanda aranıza katıldım?
I blamed Arthur. And I told her that he'd gotten, uh, involved in some bad shit, you know, some criminal shit.
Arthur'u suçladım ve onun pis işlere bulaştığını söyledim bilirsin işte, suçlu işlerine.
I was here to help you with Frank because Alex told me how bad you are with kids.
Frank ile sana yardım için burdaydım, çünkü Alex çocuklarla aranın kötü olduğunu anlattı.
Sorry, I had to pee so bad.
Kusura bakmayın, acayip sıkışmıştım da.
There was nothing bad in what I did!
- Kötü bir şey yapmadım ben!
I'm not saying it was a bad shoot.
Ateş etmen yanlıştı demiyorum.
And I'm guessing a lot of you think that I'm a bad mom.
- Ve tahmin ediyorum çocuğunuz, kötü bir anne olduğumu düşünüyor.
I'm thinking, oh, my God, that was bad!
Tanrım, bu çok kötü diye düşünüyordum.
I did some mistakes, but the end, I can see it's not as bad.
Bazı hatalar yaptım ama sonunda gördüğüm kadarıyla o kadar da kötü değil.
Very bad feng shui, I can't sleep.
Bu kötü Feng Shui demek, bir türlü uyuyamadım.
I've done something really bad.
Ben çok kötü bir şey yaptım.
Three shrinks and a whole lot of prescriptions but I still have bad dreams.
Üç psikiyatr, bir ton reçete ama hala kötü rüyalarım var.
I'm bad to the bone.
Kötülük içime işlemiş benim.
I'm not getting anywhere with these bad boys, and Harry's got a great job, he's dependable, reliable, always on time.
Diğer oğlanlarla hiçbir yere gittiğim yok. Harry'nin süper bir işi var güvenilir, itimat edilir ve dakik birisidir.
Oh. I hope this isn't a bad time.
Umarım müsaitsinizdir.
I'm even a bad hider.
Saklanmakta bile kötüyüm.
I messed up bad, Art.
- Fena batırdım Art.
I'm just gonna scoot these little bad boys to the side.
Bu yaramazları etrafa süreceğim.
With a little help from the press, I'll catch our bad guy before evening rush on Cahuenga Pass.
Basının da yardımıyla katili akşam güneşi Cahuenga Geçidi'ne vurmadan yakalayacağım.
I know you think I'm a bad person..
Beni kötü biri sandığını biliyorum.
I'm so bad at party games.
Parti oyunlarında çok kötüyümdür.
Good news, this number's legit. Bad news, I'm the victim.
İyi haber, bu numara gerçek.
Bad news : this is as close as I'm getting while he's still at home, unless, of course,
Kötü haber, evinden çıkmadıkça en fazla bu kadar yaklaşabilirim.
Bet I know why he made such a bad waiter.
Neden kötü bir garson olduğunu biliyorum sanırım.
Speaking of bad code, I fear the senator has outlived his usefulness.
Kötü kodlardan bahsetmişken korkarım Senatör bundan sonra bize faydalı olamayacak.
I'm sorry, I shouldn't have asked you when you were drunk... it was bad timing by me, I...
Kusura bakma, sarhoşken sormamam gerekirdi, zamanı kötüydü.
I mean, I guess I became an agent to catch the bad guys.
Sanırım kötü adamları yakalamak için ajan oldum.
I'm so moved, but bad things happen when I smile.
Ben böyleyim, ama ben güldüğüm zaman kötü şeyler olur.
I've been forced to assemble a team that can handle the bad.
kötüleri halletmek için bir takım kurmak zorundaydım.
I have a bad back and you know it.
Sırtım ağrıyor, biliyorsun bunu.
Oh, well, too bad. But I'm running a sale, friend.
- Çok kötü ama satış yapıyorum, arkadaşım.
But I'm a bad cop.
Ama ben kötü bir polisim.
But don't do it on my watch, at my school, when I'm the one who has to answer for your bad choices.
bunu benim gözetimimde benim okulumda... yapma. Senin yanlış seçimlerinin ceremesini ben çekeceğim çünkü
The difference is I know what I'm doing, and your mom has no idea how bad of a situation she's gotten herself into.
Farkımız şu ; ben ne yaptığımı biliyorum. Annenin ise kendisini nasıl kötü bir duruma soktuğundan haberi yok.
No. Actually, I feel a little bit bad doing it this way.
Bu şekilde yaptığımız için biraz kötü hissetmiyor değilim.
Why do I always have to do bad things to get your attention?
Dikkatini çekmek için illa kötü şeyler mi yapmalıyım?
My boyfriend catches bad guys, and I'm very proud of him.
Erkek arkadaşım kötü adamları yakalıyor ve ben ondan gurur duyuyorum.
I've had bad experiences with people that lie.
Daha önce yaşadığım kötü tecrübelerim var, özellikle bu yalanla.
I'm not believing that your fingers smell bad.
- Evet, lütfen. Parmağının kötü koktuğuna inanmıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]