English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I get nothing

I get nothing tradutor Turco

1,182 parallel translation
Yet some imbecile football player, with the I.Q. of Buck gets girls, while I get nothing.
Ama I.Q'su Buck kadar olan, embesil bir futbol oyuncusu kızları tavlarken ben havamı alıyorum.
I signed this paper... that said if I leave him, I get nothing.
Bir anlaşma imzaladım. Ve o anlaşmaya göre onu terk edersem hiçbir şey alamam.
I get nothing if you go to jail.
Hapse düşersen bana bir şey kazandırmazsın.
The prenup says I get nothing.
Ama hiçbir şey almayacağıma dair bir evlilik öncesi anlaşma imzalamaya razıyım.
Sometimes I sit around and my eyes just kinda get watery...'cause I be, like, I ain't amounted to nothing.
Bazen oturuyorum ve gözlerim doluyor... çünkü ben, ben hiçbir şey başaramadım.
It's all for nothing. I didn't get into this for nothing, so that I could have nothing.
Ben bu işe bir hiç uğruna bulaşmadım, herşey koca bir hiçe sahip olayım diye değildi.
I don't get it. There's nothing out that way.
O tarafta hiçbir şey yok ki.
I don't wanna get mixed up in nothing.
Belaya bulaşmak istemem.
Until I get married nothing doing.
Evlenene kadar o işi yapmayacağım.
You helped me to get my vine and I left you with nothing.
Asmamı almama yardım ettin ve ben seni eli boş bıraktım.
I mean, L.A. Is an open city, and I don't think I have to get permission from nobody for nothing.
L.A. herkese açık bir şehir hiç kimseden izin almak zorunda değilim.
He doesn't talk about their scores so there's nothing for me to get from Marciano. I just tried.
Artık soygundan bahsetmediği için... Marciano " dan bilgi alamıyorum.
That's what I get for working at a dump like this, nothing works.
Böyle bir çöplükte çalışmanın karşılığı bu işte. Hiçbir şey çalışmıyor.
But if you get this letter... understand that I regret nothing.
Ama bu mektubu alırsan... bil ki hiçbir şeyden pişman değilim.
Every day I get up, and I hope nothing'll happen.
Her sabah uyandığımda o gün hiçbir şey olmamasını istiyorum.
I'm gonna go out there and get that scoreboard for you and nothing is gonna stand in my way.
Oraya gideceğim ve senin için o skorbordu alacağım ve hiçbir şey bana engel olamaz.
I can't get a sublet, a guest room, a cot, nothing?
Bir devre mülk, misafir odası, bir baraka bile bulamaz mıyım?
Hey, how come I get lice and nothing happens to Milhouse?
Nasıl ben bitlendim de Milhouse'a bir şey olmadı?
I say we do nothing until we get reinforcements...
Bence Bajor'dan takviye kuvvet gelene kadar bir şey yapmayalım.
But there is nothing I will not pursue in order to get a stay, including proving you're insane.
Ertelemek için deneyemeyeceğim hiçbir yol yok, hatta deli olduğunu bile kanıtlarım.
I didn't get them nothing.
Onlara bir şey almadım.
I get to the house, nothing's happening. I couldn't believe it.
Eve gidiyorum ve hiçbir şey olmuyor Buna inanamıyorum.
George and Lance get along pretty well for two guys who have absolutely nothing in common, and I'm counting on Lance to show George the ropes, so they've planned an overnight fishing trip.
George ve Lance ortak hiçbir şeyi olmayan iki kişi için gayet iyi anlaşıyorlar. Ve Lance, George'a halatları gösterdiğine göre bütün gece balık tutmayı plânlamışlar.
To bless me I ask for nothing I can get by
Beni kutsamaları için Ben ise hiçbir şey istemiyorum Kendi başıma kazanabileceğim
But the problem is I still get nothing and I'm stuck with a baby.
Ama şöyle bir sorun var. Bu durumda ben para alamam. Bir de bebek başıma kalır.
Nothing, but I get aroused immediately.
Bir şey yok ama çok çabuk tahrik oluyorum.
And it's very exciting, and then I get to know her and we have nothing in common.
Ve bu oldukça heyecan verici, Bu bizim sahip olmadığımız birşey.
Unless your people get off their encounter - suited butts and do something I've got nothing to lose!
Koruyucu kıyafetli k.çlarınızı kaldırıp harekete geçmediğiniz sürece kaybedecek hiçbir şeyim yok.
You can't buy that kind of P.R., but you can get it for nothing by having a baby... which, by the way, your insurance will cover except for the deductible... which I'll reimburse you for if you get the part... which you will if you have a baby.
Böyle bir şeyi satın alamazsın ama, çocuk olmadan da rolü kapamazsın bu arada, sigortan bunu karşılayacaktır tabi çocuğun olur ve rolü kaparsan.
I can't get visual, audio... nothing.
Herhangi bir görüntülü, yada sesli iletişim kuramıyorum.
From the beginning, I was nothing but a tool to get her back?
Başından beri, ben onu geri alman için bir araçtan başka birşey değildim? !
The reason you'll sign is because 5 million dollars is better than nothing. If one of you doesn't sign, I'll make sure that person doesn't get a dime. Don't forget, I can keep your father legally alive almost indefinitely.
Etmeniz gerekiyor çünkü 5 milyon dolar hiç para almamaktan daha iyidir ve eğer biriniz imzalamazsa tek kuruş almaması için elimden gelen her şeyi yaparım.
Like I always tell you, there ain't nothing like the loving you get from a big woman.
.. kilolu bir kadından alabileceğin zevk gibisi asla yoktur.
And you know, I hope you can get them, because, see, you don't have a real good voice like Imus or Captain Frank or nothing, so we're gonna have to practice it.
Umarım anlayabilirsin çünkü senin Imus ya da Kaptan Frank gibi etkileyici bir sesin olmadığını biliyoruz. Bu yüzden biraz pratik yapacağız.
I get fucking nothing!
İşte tek aldığım şey bu.
That's good for you, Percepto Girl, but we'll get nothing out of him if he's unconscious.
Aferin sana algılayıcı kız. Ama bayıIırsa ondan hiçbir şey öğrenemeyiz.
Until I get your evaluation, nothing.
- Formları alana kadar hiçbir şey.
Nothing I'd call clarity, but I did get a few answers.
Pek netlik kazandıracak bir şey bulamadım ama birkaç cevap edinebildim.
I thought I developed the perfect system. I get him nothing.
Ona hiçbir şey almayarak mükemmel bir sistem geliştirdiğimi sanmıştım.
There is nothing in the world more helpless and irresponsible and depraved... than a man in the depths of an ether binge... and I knew we'd get into that rotten stuff pretty soon.
Dünyadaki hiçbir sey bir eter alemindeki insandan... daha aciz, güvenilmez ve bozulmuş olamazdı... ve biliyordum kısa bir süre sonra bu sefil uyuşturucuyu kullanacaktık.
I could sit here all night and get nothing.
Bütün gece arayıp bir şey bulamayabilirim.
I have got to get away from here, and there's nothing for you to stay there for.
Hem artık orada olman için bir sebep de kalmadı.
Nothing, and I mean nothing, will get in our way.
Hiç bir şey, gerçekten hiç bir şey bizi engelleyemez.
Don't get too excited, I'm nothing like that.
Çok heyecanlanma, öyle bir şey değil.
I keep trying to get you to like me, but there's nothing I can do.
Beni sevmen icin herseyi yapıyorum, ama yapabildigim birsey yok.
When I'm dealing with them, it's nothing but trouble... And I don't get squat out of it...
Onlarla uğraşmak beladan başka bir şey değil bana bir faydası da yok.
So, George did you get the chair? - No, I don't have it yet. So we're giving him nothing?
Peki, George..... sandalyeyi aldın mı?
I could get Jelly to do that for nothing.
Jelly bedavaya yapabilir. Ne işe yarıyorsun?
I won't tell you how to run your business but if you cut off my fingers, you won't get nothing.
Size burda işlerinizi nasıl yürüdüğünü sormayacağım fakat parmaklarımı keserseniz, hiçbirşey alamazsınız.
- I ain't get nothing.
- Hiç bişey alamadım.
I get angry and when I lose control over myself... I answer to nothing, attention!
Çok öfkeliyim ve eğer kontrolümü yitirirsem... hiçbir şeyi garanti etmem, sizi uyarıyorum!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]