English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I got your call

I got your call tradutor Turco

303 parallel translation
When I got your call, Dr Pontini had just completed a postmortem on John Kane.
Senin çağrını aldığımda Dr. Pontini John Kane'in otopsisini yeni tamamlamıştı.
Imagine my surprise when I got your call.
Senden telefon geldiğinde çok şaşırdım.
I was getting all set to marry Junior again when I got your call.
Siz aradığınızda Junior ile tekrar evlenmek üzereydim.
Duke, I couldn't believe it when I got your call.
Duke, aradığında inanamadım.
- The Flash? - Murph! I got your call on the radio.
- Siz çocuklar iyi misiniz?
I got your call.
Telefonunuzu aldım.
I came as soon as I got your call.
Sen arar aramaz geldim.
Axel, I left as soon as I got your call.
Axel, telefonunu alır almaz yola çıktım.
I got your call.
- İyiyim, iyiyim.
I got your telephone call.
Sana telefon ettim.
I got your note saying you would call on me and thank me.
Teşekkür için beni ziyaret edeceğiniz notunu aldım.
- You can't call off a date when your wife's got a new dress and I've booked a table.
Karın yeni bir elbise almış ben de bir rezervasyon yaptırmışsam,.. ... o buluşmayı son dakikada iptal edemezsin.
I just got your hurry-up call, Father.
Acil çağrınızı yeni aldım Peder.
Now, Yank I know this ain't what you call your armoury and you got on your soldier suit and all that but I don't reckon hugging my gal comes under the heading of duty.
Pekala... Zırhın yok biliyorum üniforman üzerinde ama sevgilime asılmak senin işin değil.
I know, you've got to call your wife.
Karını araman gerekiyor biliyorum.
Call your thousand and raise... what I've got in front of me.
Binini gördüm ve önümde ne varsa hepsiyle yükseltiyorum.
Look, Jimmy, we only got 1 5 more minutes in this room, then we gotta get out, I gotta do my hair, I gotta press your shirt, we gotta call Tony, I gotta do my nails.
Jimmy, sadece 15 dakikamız kaldı daha sonra burayı boşaltmalıyız, saçımı yaptırmalıyım gömleğini ütüleyip Tony'i aramalıyım, tırnaklarımı yaptırmalıyım...
I'm gonna call the cops,'cause I got your license plate.
- Polisi arayacağım, plakanı aldım.
I got a call from your wife's lawyer.
Karının avukatı aradı.
While you were talking to your friends, I got a phone call.
Sen eski dostlarınla fani işlerle uğraşırken, bana İspanya'dan bir telefon geldi.
I got a call from Mr. Statler. He said you quit your job at the diner. Yeah.
Bay Stattler bana işi bıraktığını söyledi.
I got a call from your math teacher yesterday.
Dün matematik öğretmenin bana telefon etti.
I've got to give you my private phone number... so you can call me whenever the hell you want... and interrupt my private life with your little rodeo routine.
Size Telefon Numaramı Vereyim. Böylece Beni Her Zaman Arayabilirsiniz.. Ve Benim Özel Hayatımı Kesmezsiniz..
I've got a call from Moscow. From your paper. Well, have a nice trip.
Bu arada Moskova`daki gazeteci arkadaşlarınız da aramıştı, size iyi yolculuklar.
Hold your water for a second I've got another call Hello?
Bekle bir saniye. Hatta başka biri var... Alo?
I got a long-distance call from Mr. Mooney, your father's lawyer.
Şehirlerarası bir telefon geldi. Arayan babanın avukatı Bay Mooney idi.
It reminds me, I should call mine. Yeah. You've got your ex, and I've got that whole bridge thing.
Evet, sen eski kocana git ben de şu briç işine gideyim.
I'd pick up the phone and call Murray- - I got your job.
senin işi alırım.
Mr President, that's very nice of you and I appreciate it. Sir, I want to call your attention to a real problem we've got in this country today.
Bütün indeksler hemen kullanılabilir.
I'll call your three, and raise you anything you've got left.
300'ünüzü görüyorum ve elinizde ne kaldıysa o kadar arttırıyorum.
I got your phone-call, sir.
Çağrınızı bağladım, efendim.
You bet your life we got what I would call... a major fuckin'misunderstanding.
Hiç şüphen olmasın... burada gerçekten kocaman bir yanlış anlama söz konuşu.
Look I'm sorry if I got in your way on that last call.
Dinle son görevde işine engel olduysam özür dilerim.
So I appreciate your bringing me here but I've got to make this call.
Beni buraya getirmenizi takdir ediyorum ama telefon etmeliyim. - Birkaç dakikaya dönerim.
When I first got your call, I said to Morty...
Şimdi ise işte buradayım!
I got a call from your new principal.
Müdürün aradı.
The day I found out Allie was pregnant, you were the first person I called, but when I got your machine, somehow, all I came up with was, "Hey, call me back."
Allie'nin hamile olduğunu öğrendiğim gün aradığım ilk kişi sendin. Ama telesekreter çıktığında her nedense ağzımdan sadece "Selam, beni ara" çıkıverdi.
I just got a call from the governor, who got a call from your friend Senator Shriner complaining about his interference in OZ.
Validen telefon geldi, senin arkadaşın olan senatör Schreiner'dan telefon gelmiş ve Oz'a müdahale etmesinden şikâyetçiymiş.
- Eric, dear I just got a call from your friend Kyle's mother.
- Eric, tatlım az önce arkadaşın Kyle'ın annesi aradı.
I've got a call from your goverment, been trying to get ahold of you ever since you got back but you're not taking calls.
Döndüğünden beri hükûmetin seninle konuşmaya çalışıyor ama telefona bakmıyorsun.
I got a phone call from your parents. I got a phone call from your parents.
Ailen telefon etti.
I got a place they call hell that'll make your week in the hole like a walk in the park.
Burada cehennem denen bir yerim var benim. Delikte 1 hafta geçireceksin.
Your Aunt Arlene and her family are in Illinois. I've got to call and tell them.
Arlene teyzenle ailesi Illinois'da.
When I got the call on the radio, I thought that must have been your wife, but this woman was driving a Pathfinder and wearing jeans, so...
Radyoda anonsu duyduğumda, sizin karınız diye düşündüm, ama bu kadın Pathfinder sürüyormuş ve kot giyiyormuş, yani...
It's everything I could copy before I got your phone call.
Sizin aramanızdan önce toparlayabildiğim her şey burada.
This is very exciting, I know you're busy with your charity work... and all that stuff, but I got a phone call the other day from Wendy Praeger.
Çok heyecanlı. Meşgul olduğunu biliyorum, hayır işleri falan filan, ama geçen gün Wendy Praeger'den bir telefon geldi.
I just got a call from a reporter asking about your brother.
Bir gazeteci arayıp ağabeyin hakkında sorular sordu.
I got a call from a close friend of mine... at the Academy of Art and Design... and she tells me I'm allowed to place one student... from your graduating class for a full one-year scholarship... and I took the liberty of submitting your name.
Grafik ve sanat akademisinden çok yakın bir arkadaşımdan bir telefon aldım ve kendisi bana... sınıfımdan bir kişiyi bir yıl boyunca burslu olarak yerleştirebileceğimi söyledi ve ben de hakkımı senin için kullandım.
You've got five minutes to get that scum out of my house or I will call your cheif.
Bu alçakları evimden çıkarmak için beş dakikanız var. ... yada amirinizi arayacağım.
I JUST GOT YOUR PHONE CALL.
Telefonunu aldım.
Now, last week I got a call from Kim's... that your tapes had arrived.
Şimdi... Geçen hafta Kim's den bir telefon aldım. Video kasetlerinin geldiğine dair.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]