English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I gotta go now

I gotta go now tradutor Turco

489 parallel translation
I gotta go now, kid.
Artık gitmeliyim.
Please, kid, I gotta go now.
Lütfen, artık gitmeliyim.
- I gotta go now, Uncle Birdie.
- Gitmem lazım, Birdie amca.
- I gotta go now.
- Şimdi gitmeliyim.
I gotta go now, but later on when my brother's gone to bed, I'll give you a buzz.
Şimdi gitmem gerek ama kardeşim uyuyunca sana telefon ederim.
- Oh, I gotta go now.
- Gitmeliyim.
Listen, lady, I gotta go now.
Dinleyin bayan benim gitmem gerekiyor.
I gotta go now, but don't you leave town, huh?
Artık gitmeliyim, şehri terk etmezsin değil mi?
All right, I gotta go now.
Pekâlâ, artık gitmeliyim.
I gotta go now.
Gitmeliyim.
Well, I gotta go now.
Pekala, gitmeliyim.
I gotta go now, but I'll see you back in Texas.
Şimdi gitmem gerekiyor. Seninle Texas'ta görüşürüz.
I gotta go now.
Gitmem gerek.
That was good, baby, but I gotta go now.
Bunu sevdim bebek ama artık gitmeliyim.
- I gotta go now.
- Gitmeliyim.
Ha, ha, I gotta go now.
Gitmeliyim.
I gotta go now.
Şimdi gitmem gerek.
I gotta go now.
Şimdi gitmeliyim.
I gotta go now. Tico.
( Çavuş Dedektif Frank Arriola ) Tico.
Queenie, I gotta go on now.
Queenie, şimdi gitmem lazım.
You gotta go right now, Francie, I...
Artık gitmeliysen, ben, Francie...
Now, please go outside because I gotta put on my clothes.
Lütfen artık dışarı çık. Elbiselerimi giymem lazım.
Now, Pinky, you know I gotta tune it up every morning. It might go sour on me.
Pinky, her sabah akordunu yapmam gerektiğini biliyorsun yoksa iyice bozulur.
Now I gotta go find out.
Şimdi neler olduğunu öğrenmeliyim.
Now, come on, I gotta go.
Şimdi, haydi kalk, gitmem gerek.
No, there isn't nobody here but me, and I gotta go home now.
Hayır, benden başka kimse yok, ben de şimdi eve gitmek zorundayım.
Well, I gotta really go now.
Artık gitmeliyim.
- I gotta go up to bed now.
Yiyecek bir şeyler al, evlat. - Benim yatmam gerekiyor.
- Look, I know, princess... -... but I gotta go now. - Oh, Chance.
Ben de, herkes de Bayan Lucy'yle annem ölmeden önce görüştüğünüzü biliyor.
Now, look, I gotta go all the way across town.
Vaktim yok. Bakın, şehrin ta öteki ucuna gitmem gerek.
Mom, I've gotta go now.
- Anne, kapatmam lazım.
Now I gotta go.
Şimdi gitmeliyim.
I gotta go to 1717, so please, don't bother me now.
1717'ye gitmem gerek, lütfen beni rahatsız etmeyin.
Now I go on a bender for six or seven days... and I get the blind staggers so bad, I gotta get me to my bed.
Şimdi altı ya da yedi gün demlensem öyle bir sendelemeye başlıyorum ki yatmak zorunda kalıyorum.
I'd never been on the stage in my life, and now I gotta go and try to be funny.
Hayatımda hiç sahneye çıkmamışken şimdi çıkıp orada komik olmaya çalışmalıydım.
Now, I gotta go in there. I gotta find the desk clerk, right?
Şimdi oraya girmem, bir görevli bulmam gerek, tamam mı?
Now, I gotta go back to the desk because down at the desk I gotta get his registration card.
Artık resepsiyona dönmem gerekiyordu çünkü resepsiyonda onun kayıt kartını almam gerekiyordu.
I gotta go home now, turkey. See you tomorrow.
Eve gitmem gerek, salaklar, yarın görüşürüz.
And now I gotta go home, I gotta kiss them and gotta look in their eyes and tell them I really did this?
Ve şimdi eve döndüğümde onları öpüp gözlerinin içine bakarak "bunu gerçekten yaptım" mı demeliyim?
I gotta go to work now.
Şimdi işe gitmeliyim.
From now on, when I say go, though, man, we gotta go, man.
Bundan sonra ben "gidelim" dediğimde gitmeliyiz dostum, gitmek zorundayız.
But right now, I gotta go.
Şu anda gitmeliyim.
I gotta go off to Broadwick Street now.
Benim Broadwick Street'e gitmem lazım.
Okay, I tell you what, I'll sign it, but I gotta go somewhere now.
Tamam, imzalarım, ama şimdi gitmem gerek.
Now, look, I gotta go.
Şimdi gitmem gerek.
Now that's it.... Now I gotta go back to my job.
Ve hiç iyi değildi, düzeni yoktu, hepsi bu.
And now I've gotta go to a house full of crazies, spring your precious daughter and probably get cut to pieces doing it.
Şimdi içi keş dolu bir eve gitmemi ve kızını kurtarmaya çalışırken biri tarafından bıçaklanmamı mı istiyorsun?
Now I gotta go die.
Şimdi gidip ölmeliyim.
Now I gotta go to the police.
- Şimdi gidip teslim olmalıyım! - Hayır!
Not now, I gotta go,
Şimdi değil, gitmeliyim.
Now I gotta go flush out my paint sprayer.
Şimdi gidip boya tabancamı yıkamam gerekecek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]