English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I have a boyfriend

I have a boyfriend tradutor Turco

981 parallel translation
Now, Senator, I have a boyfriend.
Lütfen senatör, erkek arkadaşım var.
I have a boyfriend.
Erkek arkadaşım var.
I have a boyfriend.
Bir erkek arkadaşım var.
You know that I have a boyfriend.
Biliyorsun, erkek arkadaşım var.
Yes, I have a boyfriend.
Evet, erkek arkadaşım var.
I have a boyfriend too.
Bir erkek arkadaşım daha var.
Maybe I have a boyfriend.
Belki de bir erkek arkadaşım var.
I have a boyfriend who I've been going out with for two years now.
Erkek arkadaşım var iki yıldır beraberiz.
- Anyway, I have a boyfriend.
- Her neyse, benim bir erkek arkadaşım var.
I have a boyfriend!
Erkek arkadaşım var benim! Dur!
I can't, I have a boyfriend and a job,
- Sevgilim ve işim beni bekliyor.
I have a boyfriend at home and another one here.
Benim evde de erkek arkadaşım var, burada da.
- I have a boyfriend. - Oh, right.
Benim bir erkek arkadaşım var.
I have powerful enemies out there. Either that... or he was shot in the back by a jealous boyfriend.
Fakat eğer buraya bir adam girdiyse, profesyonel bir hırsız, ve bütün bu güzel şeylerin yanından geçmesi gerektiyse, onlardan bir tanesini kapıp, cebine indirmemesi garip değil mi?
- I don't have a new boyfriend!
- Benim yeni aşığım yok.
You may not believe me, but I don't have a steady boyfriend right now.
İnanmayabilirsin, ama şu aralar sürekli görüştüğüm bir erkek arkadaşım yok.
Anyway, it's because I don't have a boyfriend right now.
Her neyse, ne de olsa şu aralar bir erkek arkadaşım yok! Hepsi bu!
Have I got a boyfriend!
Evet bir erkek arkadaşım var.
I don't have a boyfriend anymore.
Artık erkek arkadaşım yok.
I already have a boyfriend.
Zaten bir erkek arkadaşım var.
You're right, I have blind spots and I'm not a very good boyfriend, but I never tried harder with any woman in my life.
Haklısın, bazı kötü huylarım var ve çok iyi bir erkek arkadaş değildim ama hayatımda hiçbir kadın için bu kadar çaba göstermemiştim.
See, I always get rashes like, when I have a fight with Doris or I break up with a boyfriend.
Bak, cildim her zaman lekelenir, mesela Doris ile dövüştüğümde erkek arkadaşımla bozuştuğumda. Sinir bozucu.
I mean, I've never dreamt that in million years I'll have a boyfriend.
demek istediğim, milyonlarca yıl boyunca erkek arkadaşım olcağını hiç tahmin etmemiştim.
I'd like to have a child, but I don't even have a boyfriend.
Bir çocuğumun olmasını isterdim, ama bir erkek arkadaşım bile yok.
WELL, I BET YOU HAVE A BOYFRIEND.
Bahse varım erkek arkadaşınız olur.
If you are trying to ask me if I have got a boyfriend, the answer is no.
Erkek arkadaşım var mıydı diye soruyorsan, hayır.
Well, don't,'cause if you had a boyfriend like I have... You'd make him a cake and he'd love it...
Dinleme o zaman seninde bir sevgilin olsaydı sende böyle bir kek yapar..
Can I come with you, boyfriend? Do I have a choice?
Ama ben onu hemen şimdi kullanacağım.
And while you were working, I seem to have heard something how you went and got yourself a new boyfriend.
Ve çalışman sırasında, nasıl gidip yeni bir sevgili edindiğin hususunda bir şeyler duymuş gibiyim.
I don't know if you have a boyfriend.
Erkek arkadaşın var mı bilmiyorum.
I do have a boyfriend.
Erkek arkadaşım var.
I don't exactly have a boyfriend.
Erkek arkadaşım yok sayılır.
I know there are women, like my best friends... who would have gotten out the minute their boyfriend... gave them a gun to hide.
Bazı kadınların, mesela arkadaşlarım gibi, erkek arkadaşları ona silah verdiği anda kaçıp gideceğini biliyordum.
I don't have a boyfriend.
Erkek arkadaşım yok.
I can't believe my little sister is grown-up enough to have a boyfriend.
Küçük kız kardeşimin bir sevgilisi olacak kadar büyüdüğüne inanamıyorum.
As a matter of fact, I do have a boyfriend.
Aslında, bir erkek arkadaşım var.
I have the flu, we skate. I have a boyfriend in London that I never see. I skate every day so that you can play Dr. Frankenstein with this guy.
Grip oldum, kaydık Londra'da hiç göremediğim bir erkek arkadaşım var Hergün senin için paten yaptım bu adamla Frankeştayn'ı oynayabilesin diye Yedi aydır her sabah piste çıktım ve sen bu adama New York'ta fahişelerle buluşsun diye iki gün izin verdin!
I have a white boyfriend, and I don't have the guts to tell them.
Beyaz bir erkek arkadaşım var. Ondan bahsetmek sıkıyor biraz.
I have a new boyfriend.
- Ne olduğunu tahmin et? - Ne? Yeni bir erkek arkadaşım var.
I just can't believe, all this trouble and expense... so you just don't have to face your family without a boyfriend in tow.
Her şey olabilirdi. " Vay be!
Angela. I can accept that you have a boyfriend.
Angela. Erkek arkadaşın olmanı kabul edebilirim.
Do I have a boyfriend?
Evet.
I don't know if you have a boyfriend, or a girlfriend, but if you have some free time, I thought maybe we could get some dinner.
Bir erkek ya da kız arkadaşın var mı, bilmiyorum ama, eğer biraz boş vaktin varsa düşündüm de, belki bir akşam yemeği yiyebiliriz.
I don't have a boyfriend...
Kimseyle çıktığım falan yok...
We have not time to talk in details From now on, whether I have a wife or you have any boyfriend the concern us too Since I want to court you, you know?
zamanımız yok ayrıntıları konuşmak için şimdi de, olur olmaz bir eşim veya erkek arkadaşınım sende ilgili olmalsın bize önce sana kur yapmak istiyorum, biliyormusun?
No, I don't have a boyfriend.
Hayır, erkek arkadaşım yok.
- I already have a boyfriend.
Erkek arkadaşım var zaten.
I thought you didn't have a boyfriend.
Hani erkek arkadaşın yoktu. Yalan söyledim.
I do have a boyfriend and he'll be here any second, so your ass better be gone.
Var. Her an gelebilir. - O yüzden git artık
Not that I'll be staring in the mirror, but my boyfriend says I have a pretty face.
Aynaya bakacağımdan değil, ama erkek arkadaşım yüzümü hoş bulur.
Because if not, I'm gonna have to start looking for a new boyfriend.
Yoksa yeni bir erkek arkadaş aramak zorunda kalacağım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]