English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I knew that

I knew that tradutor Turco

13,371 parallel translation
I knew that you knew that I knew.
Ben de bildiğini biliyordum.
But I knew that going in.
Fakat bunun farkındaydım ben.
I knew that you would strike when the opportunity arose.
Ayağına fırsat geldiğinde saldıracağını biliyordum.
I wasn't at the funeral today because I knew that girl.
Bugün cenazede yer almadım çünkü o kızı tanıyordum.
Kim, I want you to know that I always pushed you harder because I knew that I could expect more from you.
Kim, seni her zaman daha fazla zorlamamın sebebi senden fazlasını bekleyebileceğimi bildiğim içindi, haberin olsun.
I knew that wasn't gonna go well.
- Bunun iyi gitmeyeceğini biliyordum.
I knew that arrest was bullshit.
Tutuklamanın haksız olduğunu biliyordum.
I knew that they would come, and I knew that you would never allow yourself to be captured.
Geleceklerini ve sizin de asla teslim olmayacağınızı biliyordum.
Matt knew that I wasn't happy there, and I knew that Lee thought I was making up stories.
Matt orada mutlu olmadığımın farkındaydı ve Lee'nin hikâye uydurduğumu düşündüğünü biliyordum.
I felt something pulling me in there, I knew that I have to see you again.
- Beni orada birşeyler hissettim - tekrar görmek zorunda olduğumu biliyordum.
I knew that he would make the transition.
- O geçişi yapabileceğini tespit ettim.
I knew that Rose was in that boot.
Rose'un o bagajda olduğunu biliyordum.
- I knew that Rose was in that boot and I needed to get to her.
Rose'un o bagajda olduğunu biliyordum. Ve ona ulaşmam gerekiyordu.
But when you took her in, I knew that God had forsaken my prayers.
Ama sen onu yanına alınca Tanrı'nın dualarımı kabul etmediğini anlamıştım.
I knew that as a kid.
Bunu çocukken anlardım.
I knew that Skip's lawyer would spread it, and it'd land in the news.
Skip'in avukatının olayı yayacağını ve habere düşeceğini biliyordum.
- I knew that son of a bitch...
- O şerefsiz herif...
I knew that.
Biliyordum.
If he knew shit that I was interested in, he wouldn't be a fucking pool guy.
İlgimi çekecek şeyleri bilseydi siktiğimin havuzcusu olmazdı.
But I was wondering if you knew that this is a women's only club.
Fakat buranın sadece kadınların girebildiği bir kulüp olduğunu biliyor musun acaba?
I knew about that.
Biliyordum.
And I knew you would say something like that, so I went ahead and bought myself a cake on your behalf.
Böyle bir şey söyleyeceğini biliyordum. Ben de kendime senin adına bir pasta aldım.
There were times that I was persuaded to sue for peace since then, but that was the day that on some level I knew... that England was broken... and that sooner or later a good man must resist it.
O zamandan beri kendimle barışmaya ikna olduğum zamanlar oldu. İngiltere'nin bir noktada bittiğini ve er ya da geç iyi adamların buna... karşı koyması gerektiğini anladığım gündü.
I thought you knew that when we met at that animal rights 5K.
Şu 5K hayvan haklarında tanıştığımızda böyle olduğunu düşünmüştüm.
♪ I knew from the start ♪ ♪ That you'd break my heart ♪
# Başından biliyordum # # bunun kalbimi kıracağını #
But like I always knew that I just wasn't gonna be happy unless I accomplish certain things first.
Ama ben belli şeyleri başarmadığım sürece mutlu olmayacağımı hep biliyordum.
And I knew, that you were the one who was destined to stand against me.
Senin alnına bana karşı koymanın yazıldığını biliyordum.
I don't think they knew that at the time.
- O sırada haberleri olduğunu sanmıyorum.
He knew that I would use his modified documents to write Mesa Verde's submission to the state regulator.
Eyalet kuruluna Mesa Verde'nin başvurusunu yazarken onun düzenlediği belgeleri kullanacağımı biliyordu.
All I knew was that this time, inside the cup, was death.
Bütün bildiğim bu sefer kadehin içinde ölüm olduğuydu.
I'm the daiquiri man, but I suspect you already knew that, didn't you?
Daiquiri ısmarlayan bendim ama sanırım bunu zaten biliyordun, değil mi?
I saw him... long before anyone else knew that he would be a film actor.
Daha kimse onun bir film aktörü olabileceğini anlayamadan fark etmiştim.
I suppose I knew she was dead but... there was a part of me that thought maybe she was alive... .. living elsewhere..... in a better place because I wasn't there.
Sanırım öldüğünü biliyordum ama bir parçam belki sağdır diye düşünüyordu başka bir yerde yaşıyor ben olmadığım için daha iyi olan bir yerde.
I thought everybody knew that.
Herkesin bildiğini sanıyordum.
If I knew I'd tell you. Like I said, I was off that night.
Bilseydim, anlatırdım ama dediğim gibi izin günümdü.
For the record, I also knew that your husband story was bullshit.
Bilgin olsun kocanla ilgili hikayenin saçmalıktan ibaret olduğunu ben de biliyordum.
I don't really know but I feel like maybe I did, like some dark part of me knew that it was bad and then it made me do it because that's what it wants.
Tam olarak bilemiyorum ama sanki karanlık bir tarafım varmış da bana bunları yaptırıyormuş çünkü istediği şey buymuş gibi geliyor.
I knew he was a pornographer, and that was sufficient.
Porno yapımcısı olduğunu bilmek benim için yeterliydi.
You told me that you knew that I had nothing to do with that.
Bana o işle bir alakam olmadığını bildiğini söylemiştin.
It was when one of my teammates took a tackle for me, and I knew they were gonna make sure I was safe, that nobody got to me.
Takım arkadaşlarımın benim için ikili mücadeleye girdiği zaman oluyordu ve boşta olduğumdan emin oluyorlardı kimsenin bana ulaşmayacağına.
I knew he wasn't making all that money working here.
O parayı burada çalışarak kazanmadığını biliyordum.
And I knew the minute I read "Star Trek" books, that was the character I most wanted to emulate with my career.
Uzay Yolu kitaplarını okuduğum an bunun kariyerimde örnek almak istediğim karakter olduğunu biliyordum.
They knew I would be with her that night.
O gece, onunla olacağımı biliyorlardı.
Even this, uh, the reason we're here right now having this conversation, he knew that I was acting on the bribery before anyone could've known it.
Bu konuşmayı, şu an, burada yapmamızın sebebi bile kimsenin haberi olmasa da benim rüşvet konusunda harekete geçmiş olmam.
- has any bearing... - I knew it and that is fucking infuriating.
Biliyordum ve bu çok sinir bozucu bir şey.
I knew what that meant because she'd never done it before.
Bunun ne anlama geldiğini biliyordum, Çünkü daha önce hiç çağırmamıştı beni.
Everyone wants to feel valuable at work, and I think that it would mean a lot to Kelsey if she knew just how much you valued her, that you won't always see her as an assistant who's been promoted.
Herkes işinde değer görmek ister ve bence onu her zaman terfi alan bir yardımcı olarak görmeyeceğin kadar değer verdiğini görse bu Kelsey için çok şey ifade ederdi.
Okay, there was this girl that I knew growing up.
Küçükken tanıdığım bir kız vardı.
All right, I knew as I was saying it that I should just keep my mouth shut.
Tamam, bunu söylerken çenemi kapalı tutmam gerekirdi.
All these bodies and that's the first one I actually knew.
Tüm bu cesetler, bu aralarından çıkan, gerçekten tanıdığım ilk kişi.
I knew your little swish-ass would love that piece.
Senin gibi bir ibnetorun bu silahı beğeneceğini tahmin etmiştim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]