English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I say no

I say no tradutor Turco

9,321 parallel translation
Well, if it'll save me from eternal damnation, how can I say no?
- Eğer beni sonsuz lanetten kurtaracaksa nasıl "hayır" diyebilirim.
Lot of reasons to say no. - I get that.
Hayır demek için çok nedenin var.
- I can't say no to that guy. - That is unbelievable.
- Bu adama hayır diyemezsin.
If I say "no," that means that I can be in it?
"Hayır" dersem, kabul edilebileceğim anlamına gelir mi?
- No, I... I wanted to say that to you the last day or two, but I was afraid to question you.
- Dur, ben birkaç gün önce sana bunu söylemek istedim,... ama korktum.
I guess it's just that I'm... and I really hate this word, but there's no other way to say it,
- Öyle mi? Herhalde şey olduğundan... Bu kelimeden nefret ediyorum ama bunu söylemenin başka yolu yok.
- No. I mean... -... say anything.
Hayır, tamamen gitmekten bahsediyorum.
- No, I say. - You said to the right.
- Hayır, benim dediğim.
But I am no abacist, hm?
Lakin ben sayı uzmanı değilim.
I'm gonna say no.
Hayır diyeceğim.
No, I can't say more than that, but you'll know in a week.
- Hayır daha fazla bir şey diyemem ama bir hafta içinde öğreneceksin.
And she said, "no, preacher." - "I said it was good. - I didn't say it was that good."
O dedi ki "hayır vaiz iyiydi demek istedim" ben de "iyi olan ben değilim" dedim.
No, I mean, just say the... - Do the first part only.
- Söyle işte.
- Well, off the top of my head, I'd say a no-account peckerwood.
Aklıma ilk gelen, karaktersiz bir züppe.
I'd say no.
Hayır derim.
I guess at any of the several dozen points when a normal person would say, by the way, I have no plan.
Onlarca aranın herhangi birinde, her normal insanın yapacağı gibi "bu arada, bir planım yok" diyebilirdin.
I didn't say no.
Hayır demedim.
- Anita Horn *. No, this is not, I say. * Rygg ( NOK. )
Anita Rygg.
I don't say no all the time.
Her zaman hayır demiyorum.
Uh, no, I can't say I've had the pleasure.
Hayır, ne yazık ki o şerefe ulaşamadım.
This isn't a dinner party where someone passes you the peas and you say, "No, thanks. I'm fine."
Burası bezelyeleri uzatıp da "Teşekkür ederim, almayacağım." diyebileceğin bir akşam yemeği değil.
I wanted to ask you something, but... first I want you to know no matter what you say, I'm totally gonna be fine.
Sana bir şey sormak istiyordum ancak öncelikle bilmeni isterim ki ne söylersen söyle, benim için sorun olmayacak.
Except for no-dairy Gary, I'd say dinner was a hit.
Süte karşı olan Gary hariç, yemek bomba gibiydi.
Bridge, Vulture team, I say again, no sign of...
Köprü üstü, akbaba takımı. Tekrar ediyorum, yaşam bel...
No, I wouldn't say that.
Hayır bence öyle değil.
Yes, and um... I'm gonna have to say no.
Evet ama kabul edemeyeceğim.
Well, people can be sensitive and read hatred into anything you say, but no, I don't believe I've said anything racist that would embarrass the NFL.
İnsanlar hassass olabiliyorlar. Ağzından ne çıksa nefret söylemi gibi algıladıkları oluyor. Ama şahsen NFL'i utandıracak ırkçı bir söylemim olduğunu sanmıyorum.
No, I don't want to fucking say good-bye.
Veda falan etmek istemiyorum.
I'll cancel the whole book tour if that makes you happy. No, I didn't say that. I just...
Öyle bir şey söylemedim.
You know I can't say no.
Hayır diyemeyeceğimi biliyorsun.
I can never say no to a woman.
Bir kadına asla "hayır" diyemem.
No, I say!
- Hayır dedim!
I say no.
Olmaz.
No, I'm...
Bitti sayılır.
I know he's in a tough spot, he has to tell me it's the right thing to do because there's no sensible reason to say no to it, I just...
Onun da zor bir durumda olduğunu biliyorum, doğru olan şeyin bu olduğunu söyleyecek çünkü reddetmek için mantıklı bir sebep yok.
Look, the... the moment I step off this dock, I'm a new person with a new name, and I have no reason ever, ever, to say anything to anybody about my former life, especially
Ben bu rıhtımdan adımımı attığım an yeni ismi olan yeni bir insanım ve eski hayatımdan bahsetmek için en ufak ama en ufak bir sebebim bile yok.
So no, I don't think I'd say her strategy - took us by surprise.
Dolayısıyla, izlediği strateji bizi şaşırtmadı.
I say, "no!"
"Hayır!" diyorum.
No, Governor, I completely understand.
Hayır, Sayın Vali, tamamen anlıyorum.
Well, I'm not gonna say no to pistachio.
Fıstığa hayır diyemezdim.
I think we can safely say that Charlie no longer requires a feeding tube.
Sanırım Charlie'nin daha fazla beslenme hortumuna ihtiyacı kalmayacağını söyleyebiliriz.
And no matter how many times I say this.. .. its not enough.
Seni benim kadar kimse sevemez.
I'm not gonna say yes, and I'm not gonna say no.
Evet demeyecegim ve hayir da demeyecegim.
I thought maybe you were gonna say something like, "No" or, like, "I miss him so much now."
"Hayir." ya da "Onu çok özlüyorum." gibi bir sey söylersin diye düsünmüstüm.
Then next time, I'll just say "No" from the beginning.
O zaman bir dahaki sefere daha en başından "hayır" derim.
I'm not gonna let you say no.
Hayır demene izin vermeyeceğim.
I cannot say how you came back to life, only that my son has no influence on your soul.
Nasıl geri geldiğini söyleyemem, ama oğlumun senin üzerinde bir etkisi yok.
I had no more say in what happened than you did.
O zaman sana yapılanlar hakkında söz sahibi değildim.
Every time I say, "No onions," they're huge.
Ne zaman "Soğan olmasın" desem kocaman soğanlar geliyor.
Please say no. I'm not ready for that kind of dedication.
Böyle ciddi bir ilişkiye hazır değilim.
Because I know that, once I say what I'm about to say, I know that there's no taking it back.
Çünkü şunu anladım ki, söylediğim şeyi bir kere söyleyince geri almanın bir yolu yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]