English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ I ] / I say yes

I say yes tradutor Turco

2,903 parallel translation
I say yes.
Evet derim.
And I say yes.
Ve ben evet diyorum.
Not only did I say yes, but when Don said that they were looking for a director for the special, I nominated you, Artie.
Sadece "evet" demekle kalmadım, Don özel yayını yönetecek birini aradıklarını söylediğinde seni önerdim, Artie.
Why the hell did I say yes?
Niye evet diyorsa
And at some point, when I come to you for favor, you will say yes, like I say yes now.
Ve aynı şekilde, ben senden iyilik istediğimde, sen de evet diyeceksin benim dediğim gibi.
But why would I say yes to giving up my diner for no cash return?
Peki ama para kazanmayacağım halde niye kabul edeyim?
If I say yes, will you leave?
Evet dersem gidecek misin?
- Well, you know, since he's here and you can see him, I guess I'll have to say yes.
Burada olduğuna ve senin de onu gördüğüne göre sanırım evet demek zorundayım.
If I say yes, will you leave me alone?
Evet dersem beni rahat bırakacak mısın?
I felt like I had to say yes in the moment.
O an evet demem gerektiğini düşündüm.
"Daddy, Say Yes." Yeah. I wrote it.
"Baba, evet de." Evet ben yazdım.
Yes, Your Honor, I would like to call to the stand Mr. Michael Ross, please.
Evet, sayın hakim, Kürsüye Bay Michael Ross'u çağırmak istiyorum lütfen.
So, it seems to me that when he came back to Mecca, that's when I say, yes, that's the point from which we begin, that's the model we need to build on.
Bu yüzden, Mekke'ye döndüğü an için ben ; "Milat noktamız bu andır ve temel alınarak geliştirilmesi gereken model budur." diyorum.
- WELL, I WANT HIM TO SAY YES.
Onun evet demesini istiyorum.
Then I would say yes.
O zaman evet derdim.
- I was--I was about to say yes.
- Evet demek üzereydim.
I-I can't say "yes" now.
Şu anda evet diyemem.
- I can't say "yes" now.
- simdi evet diyemem.
If I can get her up to eight million, will you say yes?
Eğer onu sekiz milyona ikna edersem, evet diyecek misin?
Well, Karen, I hate to say this, but, yes, I-I think this man will strike again, and I think that there will be many, many more victims.
Karen, bunu söylemekten nefret ediyorum ama evet, bana kalırsa bu adam saldırmaya devam edecek ve bana kalırsa daha çok fazla insanın canını alacak.
Okay, yes, Ted is a little neurotic, but I wouldn't say...
Evet, Ted eşyalarını çok sağa sola döker ama- -
Get her to say yes, and I'll let you jump on one of these.
Onu razı et, ben de bunlardan birine girmene izin vereyim.
I need you to say yes.
Kabul etmene ihtiyacım var.
- Yes ma'am. - And I say...
Liberty hakkında sizi aramıştım.
Yes, I am afraid to say that if you don't let me go then there is every chance that I will kill your king.
Evet, korkarım ki şunu söylemeliyim, beni bırakmazsanız karşıma çıkan ilk fırsatta kralınızı öldürürüm.
Before you say yes, Simpson, I feel it's my duty to warn you, account men lose their soul.
Evet demeden önce Simpson. Seni uyarmam gerekiyor, satış temsilcisi ruhunu kaybeder.
I want to say yes, Eli, but you can't keep going after the pyramid.
Evet demek isterim, Eli,... ancak piramidin peşinden gitmeyi bırakmalısın.
- Yes! I was gonna say, "to find out what's going on."
"Ne olduğunu öğrenmek için" diyecektim.
I do not know, but I'll assume that that is a yes.
Bilmiyorum ama bunu evet olarak var sayıyorum.
- I can't say yes now.
- Şimdi evet diyemem.
Why yes, I am, Your Honor.
Evet, bitirdim, Sayın Yargıç.
Yes, I'd imagined you'd have something to say, Ms. Lodge.
Sanırım söyleyecek bir şeyleriniz var, Bayan Lodge.
Yes, but now I'm telling you to say something.
Tamam, ama ben şimdi sizden söylemenizi istiyorum.
I am delighted to say "yes" to everything that is right, sir.
Doğru olan bir şeye "evet" demek beni mutlu eder, efendim.
Yes, well, I'm hardly what you'd call a celebrity.
Ben pek de tanımladığınız o ünlülerden sayılmam ama.
Hey! I didn't say yes.
Sana kim izin verdi?
Yes, Your Honor, I do.
Evet Sayın Hâkim, benim var.
Yes, but I wouldn't say that it was pretentious.
Evet ama ben bunun gösteriş olduğunu söyleyemem.
I would say so, yes.
Öyle diyebilirim, evet.
I think I just need you to say "yes" or " no as to whether I was the strongest candidate.
En güçlü aday olup olmadığıma "evet" veya "hayır" demeni istiyorum.
This is information you're sharing and I'll say "yes" to it.
Bu paylaştığın bilgiye de doğru diyeceğim.
You just follow the instructions as I say, yes.
Siz dediğimi yapın
I'm gonna ask you something and you're going to say yes.
Senden bir şey isteyeceğim sen de evet diyeceksin.
- What should I say? - What are you gonna say? "Yes"?
- Ne cevap vereceksin?
Say yes. But I don't know.
Evet de.
Yes, well, I'd say the same is true for me.
Evet, aynı şeyi ben de kendim için söyleyebilirim.
- Is that what I have to say to get laid? - Yes.
- Sevişmek için bunu söylemek zorunda mıyım?
I have to say I'm your koala bear? Yes.
Koala'nım mı demeliyim?
I said, "if you want to go, just say no, " and we'll both know it's code for yes. "
Eğer gitmek istiyorsan "Hayır" de dedim.
I didn't think she would say yes!
- Kabul edeceğini düşünmemiştim!
Yes, I'd say she was the most beautiful girl I've ever seen.
Evet! Gördüğüm en güzel kız oydu. Çok güzel bir kızdı..

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]